Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Bütün devletler, herkes, bütün dünya. "İstiklâl Savaşı`nı yedi düvele karşı verdik biz."
Hemen her yer, bütün dünya. "Yedi iklim dört bucak dolaştı durdu."
El, ne akraba, ne tanıdık, hiçbir yakınlığı yok. "Yedi kat yabancıyla iş yapmam diyor."
En büyüğünden en küçüğüne, eli ayağı tutan herkes. "Halk yediden yetmişe silâhlanmış düşmanı bekliyordu."
Yersiz, uygunsuz iş yapanlar için kullanılır.
Bir şeyi bir şeyden daha önemli görüp tercih etmek. "Kim ki öbür dünyayı bu dünyaya yeğ tutar, o kazanmıştır."
Emek vermeden ele geçen para kısa zamanda çarçur olur gider.
Sağlam karakterli kişiler, sağlam temele dayanan işler önemsiz etkilerle sarsılmaz.
Telâş içinde, çok acele olarak, heyecanla.
1. Boşuna harcamak.
2. Savurmak. "Bütün parayı yele vermek zorunda mıydın?"
Israrından, iddiasından, direnmekten vazgeçip karşısındakinin dediğini kabul etmek, yüksekten atıp tutmayı bırakarak yumuşamak. "Yelkenleri nasıl...
İstek uyandıran, görünüşü çok çekici olan, çok lezzetli yemekler için kullanılır.
Bir üzüntü, korku ya da heyecan sebebiyle yiyemez duruma gelmek, iştahı kapanmak. "Yemeden içmeden kesildi, âşık mıdır nedir?"
Pintinin yemeye kıyamayarak biriktirdiği malı, sağlığında gücünün yetmediği kişiler, öldükten sonra da mirasçıları bol bol yerler.
"Gerçek olduğundan eminim, bu konuda yemin de edebilirim" anlamında kullanılır.
Aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ...
Kişi, elde ettiği yeni ve güzel bir şeyi örselememek için büyük özen gösterir.
Başarılı olmak için yaptığın işi iyi bilmek yetmez hırslı olmak da gerekir.
1. Yenmeyecek nitelikte (yiyecekler için).
2. Aşırı, çok pahalı.
3. Çok ağır, kabul edilmez (söz).
4. Kendisiyle başa çıkılamayacak durumda...
1. Bir şey yapanların arasında bulunmak.
2. Adına ayrılan yerde bulunmak "Şiir komisyonunda sen de yer aldın mı?"