Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
İnsanın içine işleyen, onurunu zedeleyen çok acı söz.
1. Saatin zembereği kurulmaz duruma gelmek.
2. Kendini tutamayarak uzun uzun gülmek.
Kışın ince elbise giyip gezenler için söylenir.
İyi verim alabilmek için üstünkörü olsa bile tarlayı zemheride sürmek gerekir.
Gerçekleşmesi güç bir şey isteyen kimse isteğini gerçekleştirecek çareyi kendisi bulmak zorundadır.
Bir işin gerçekleştirilmesi için uygun ortam hazırlamak, meydana getirmek.
Biri, ötekine göre çok daha iyi nitelikte olmak.
Zengin, para gücüyle güçlükleri yenerken yoksul, parasızlık yüzünden en kolay işi bile başaramaz.
Bir iş yapılacağı zaman zengin “işte para” diye kesesini döver, fakirse yapmak istediği işi parasızlık yüzünden yapamayacağı için dizini döver.
Paralı kişi başarılı olunamayacak sanılan işlerden bile kâr sağlama yolunu bulur.
Fakir insanlar, zenginlerin mallarından bahsedip dururlar. Ancak bu konuşma onların çenesini yormaktan başka bir işe yaramaz.
Zengin kişinin zenginliği parasıdır, her işini parayla kolayca yaptırır, bilgin kişinin zenginliği ise kafasındaki bilgisidir, düşüncesidir.
Hiç denecek kadar az. "Onu zerre kadar sevmiyorum."
Bir işi gereği gibi değil de üstünkörü yapmak ve böylece söz gelmesini önlemek, görünüşü kurtarmak. "Bu girişimimizle zevahiri kurtardık, daha ne...
Son bulmak, bozulup yok olmak, çökmek.
Zarar ziyan vermemek, korumak. "Allah kimseye zeval vermesin."
Bir şeyin tadını alabilmek, çıkarmak ve duymak, inceliklerini görebilmek. "O sabah, manzaranın zevkine vardık. "
Bir şeyin tadından, güzelliğinden olabildiğince yararlanabilmek. "Gelin şu gezinin zevkini çıkaralım."
Çok mutlu olduğu anlaşılmak, çok sevinip keyiflenmek ve aşırı zevk duymak. "Takımı galip gelince zevkten dört köşe oldu."
İşini hile ile yürüten kimse sonunda yakayı ele verir.