Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Ona büyük saygı göstermek, değer vermek.
İnsanın derdi içindedir, en yakını bile onu anlamaz.
Kötü bir durumla karşılaşmak.
Eşit, denk, aynı.
1. Bir işi sona erdirmek.
2. Onu çok şımartmak.
Ona gücünü kanıtlamak, istediğini yaptırabilmek.
1. Yönetici mevkiine geçmek, yönetimde en üst yeri almak.
2. önem bakımından ilk sıraya geçmek.
Çaresiz durumlara düşüldüğünde insan kendini üzüntüye kaptırmayıp bu durumlara sabır göstermelidir.
Başına bir felaket gelmeyen, başkasına gelen felaketin ne denli acı olduğunu gereği gibi anlayamaz.
1. Yağlı güreşte, güreşçiler, başpehlivanlık sanını kazanmak için yarışmak.
2. En üstün dereceyi almak için mücadele etmek.
Bir kimseden ya da durumdan, daha yüksek bir yere gelebilmek için yararlanmak.
1. Bir işte ön ayak olmak, bir işin yapılmasında öncü olmak.
2. Halayın başında bulunup oyunu yönetmek.
Gürültü, yorgunluk vb.den çok rahatsız olmak, kafası şişmek.
Bir işi, kararı vb. nedeniyle sorumlu olmak, bu konulardaki olumsuzluklardan etkilenmek, üzülmek.
Kötü bir durum onun tasarım ve girişimiyle meydana gelmek, kafasının altından çıkmak.
Büyük bir felaketle, sıkıntılı bir durumla karşı karşıya olmak.
Üzücü, tehlikeli bir durumla karşılaşmak.
Onu denetlemeyip kendi haline bırakmak.
Denetim altında bulunmamak, karışanı görüşeni olmamak.
1. Sıkıntılı bir durum içinde olmak.
2. Paraca darlığa düşmek.