Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Hiçbir şeyden etkilenmeyip, doğru saydığı davranışını sürdürmek. (Kars. Gürültüye pabuç bırakmamak.)
Başkalarının sözüne kulak asmadan istediği gibi davranmak.
Her kazancın bir sonu vardır.
Bilerek, isteyerek, kasıtlı olarak, kasten.
Aldandığını bildiği halele hiç itiraz etmeme, bunu kabul etmiş görünme.
Kendi gücüne, bilgisine, yeteneğine güvenmek,
Kendi çalışması ve gücüyle.
O şeyi iyice anlamak, kavramak, gerçekliğini görmek.
Yarım yamalak bilerek, eksik bilgi ile.
İnsanın her şeyi bilmemesi kusur değildir ama bilmediği bir işi sorup öğrenmeden yapmaya kalkışması kusurdur.
Bilmiyor görünmek.
"Mademki bu şeyi bilmiyorsun, niçin uğraşıp duruyorsun? Bari öğren, sonra gel, uğraş." anlamında.
Bir insan bir şeyi ne kadar iyi bilirse bilsin, gene de onu kendisinden daha iyi bilen bulunabilir.
Birini kandırmak için bir yığın gerekçe ileri sürmek, aldatıcı sözler söylemek, kırk dereden su getirmek.
Dostun ne denli çok olursa olsun onlardan zarar gelmez ama bir tek düşmanın olsa hep zarar görme tehlikesi içerisinde yaşarsın.
Başka şeyle karşılaştırılamayacak ölçüde çok.
Yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir.
Yapılacak bir işin bütün yönleri önceden çok iyi düşünülmeli, sonra işe başlanmalıdır.
Yaptığı şeyden çok pişman olmak.
Çok şeyle uğraşmak.