Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Amaca ulaştıracak çareyi, fırsatı, imkânı bulmak.
Vaktiyle, eskiden, geçmiş zamanda.
Aralarında anlaşmazlık çıkmak.
1. Kavga etmek.
2. Heyecanla oraya buraya koşuşmak.
Sürekli kavga etmek, anlaşmazlık içinde olmak.
Aralarındaki geçimsizlik nedeniyle kavga etmek.
(Buğday, arpa, nohut, fasulye gibi ürünler için) Toprak atılan tohumun belli bir katı kadar ürün vermek.
(İlaç için) Kesin ve etkili (olmak).
Küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyiliklere layık değildir.
Herkesin yararlanabileceği şeyden bazıları yararlanır da başkalarına yararlanma fırsatı vermezlerse büyük kavga çıkar.
Toplu veya beraber davranmak daha büyük güç sağlar.
Çok yorulmak , halsiz düşmek.
İşe yaramaz da olsa her şeyin isteklisi bulunur.
Bıyığı yeni çıkmaya başlamak.
Birinin içinde bulunduğu duruma alay ederek, belli etmeden gülmek.
Bıyıklarını kesmeyip uzatmak.
Onu birdenbire ters çevirip içindekileri boşaltmak.
Kavga etmek, gırtlak gırtlağa gelmek.
Bir söz iyice düşünmeden söylenmemelidir.
Geçimini sağlamak için uğraşma.