Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Üzücü bir olay karşısında donup kalmak.
1. Çok üşümek.
2. Hava çok soğumak.
Süresi ve etkisi pek az olan bir iş yapmak, sözleri etkisiz kalmak.
Bir sorunun çözümünü ileriki bir tarihe bırakmak. (Karş. Askıya almak.)
Bir işi başarmak için uğraşmak, kuvvet harcamak. "Çaba göstermeden amacına ulaşamazsın."
Fesadın ve dedikodunun çok olduğu, herkesin birbirine düştüğü, türlü düşmanlıkların kaynaştığı, hile ve düzenlerin kurulduğu yer. "Mahalle bir...
Yeni bir gidişin, tutumun öncüsü olmak, evrensel bir gidişe yol açmak. "İstanbul’un fethiyle yeni bir çağ açıldı."
Kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir.
(erinmek: Üşenmek.)
Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir.
Akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü sonuçlar doğuracağını hesap edemediğinden dostuna bilmeyerek fenalık edebilir...
Çalım satmak, gösteriş yapmak. "Caka satmayı bırak da işine bak. "
İşe yarar gibi görünse de aslında yararsız, bozuk olan. "Çakar almaz bir tabancayla bizi korkutacağını sanmıştı."
Canlı ve atik, çevik. "Çakı gibi delikanlı olmuş."
Büyüklük taslamak, kurularak davranmak.
Çok kibirli, kurumlu olmak, büyüklük taslamak, gösteriş yapmak. "Adamın çalımından geçilmiyor, ona laf anlatmak çok zor."
Eline ne geçerse (az ve çok) çalmak, bu yolla kazanç sağlamak. "Yoksul kalınca çalıp çırpmaya başladı."
Kimseye kötülük yapma yoksa onlar da sana aynı kötülüğü yaparlar.
Her şeyin bir değeri vardır, yapacağı iş, kullanılacağı yer ayrıdır.
Farkında olmadan karşısındakini kıracak ya da kötü bir sonuca yol açacak söz söylemek, davranışta bulunmak. "Onun da çam devirmede üstüne yok hani."
Verilen bir armağanın sunulduğu kimseye değerine uygun olmadığını ve verenin gücünün ancak buna yettiğini özür yollu anlatmak için söylenen bir söz.