Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Birisine yapılması çok zor, hemen hemen yapamayacağı bir işi yaptırmaya çalışmak. "Senin yaptığın deveye hendek atlatmak, bırak şu garibin yakasını."
Gözü doymayan hırslı insanlar küçük bir çıkar için bütün varlığını tehlikeye atar.
Zenginlik ve talih kişiyi kendiliğinden gelip bulmaz, çalışıp çabalamakla elde edilir.
(devlet: Talih.)
Umulmadık, iyi talih, zenginlik, mutluluk getiren talih.
Bir isteğinin yerine getirilmesini ilgililerden bekleyen kimse, onların bu işle ilgisi bulunmayan davranışlarını, isteğini karşılamak üzere...
Bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.
Bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.
Zarar hangi yönden geldiyse ancak o yönden giderilir.
Bir yerde tedirginlik duymak, her an kalkmak durumunu belirtir olmak, huzursuz olmak. "İnan, diken üstünde oturuyorum şurada."
İyi veya güzel olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bulunur.
İnatçılık etmek, bildiğini yapmaya çalışmak, kimsenin uyarısına kulak asmamak. "Biraz daha dikine giderse başına büyük bir bela gelecek bu çocuğun."
Bir yerde, bir işte bir sebepten ötürü başarı sağlayamayıp uzun süre kalmamak. "Bir şeyde dikiş tutturamadı, şimdi boşta gezip duruyor."
Bir yeri, olayı, birinin hareketlerini gizlice ve gözünü ayırmadan dikkatlice izlemek.
Kandırmak, inandırmak ya da yararlanmak için tatlı sözler söylemek. "Peşine düşen çocuğu ne kadar dil döktüyse de evde kalmaya razı edemedi."
Bir kimse veya bir şey için kötü söz söylemek. "Ben öğretmenime dil uzattıracak adam değilim."
Acı, ağır ve kötü sözün gönülde bıraktığı kırgınlık. "Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez demişler."
Her yerde, pek çok kimse tarafından bahis konusu olmak. "Atasözleri dilden dile dolaşarak günümüze kadar geldi."
Kişi her söylediğini yapamaz, her dilediğini elde edemez.
Hakkında dedikodu yapılmak. "Allah kimseyi dile düşürmesin, kadıncağız sokağa çıkamaz oldu."
İnsanlar yapacakları işler hakkında önce konuşurlar, sonra da o işi gerçekleştirirler.