Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
1. Zor duruma düşmek.
2. Paraca sıkıntı çekmek. "Öğretmeninin karşısında darda kalmak istemeyen Ahmet, ödevini yapmayı hiç ihmal etmezdi."
Kötü gereçle iyi iş görülemez.
"Kavuştuğum başarı ve mutluluğa tüm dostlarımın da kavuşmasını isterim" anlamında kullanılır.
Çağrılmadan bir yere giden kimse iyi bir ağırlanma beklememelidir.
Bir şeyi herkesin duyabileceği biçimde ortalığa yaymak. "Davul çalıp bizi elâleme rezil etti."
Evlenecek kimselerin birbirlerine denk olması gerekir.
İşin içinde olmayanlar o işi kolay veya kârlı sanırlar.
Dedikodusunu yapmak, kınayan bir dille başkalarına anlatmak, alaya almak. "Sakın söyleme, yoksa bizi defe koyarlar."
İlişkisini kesmek, yok saymak, adını anmaz olmak, unutmak. "Ali’yi defterden iyice sildim."
1. İşine son verilerek bir yerden uzaklaştırılmak.
2. Ölmek ya da öldürülmek. "Onun da defterini dürecekler yakında."
İlgiyi kesmek, uğraşmaz olmak, söz konusu işi yapmaz olmak. "O defteri kapadık biz, artık soru sormayın."
Başka bir yerden gelen kimseden, geldiği yerle ilgili, küçük de olsa bir armağan beklenir.
Saldırgan kimse, kendisi gibi birine saldırmaktan çekinir.
Bir şeyi, bir kimseyi aşırı derecede sevmek, ona tutkun olmak. "Delikanlı o kız için deli divane oluyordu."
Akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü sonuçlar doğuracağını hesap edemediğinden dostuna bilmeyerek fenalık edebilir...
Atak, delişmen, delice işler yapan, şımarık. "Bırak artık şu deli fişek adamla arkadaşlık etmeyi."
Az çok işe yarayan her şeyin isteklisi bulunur.
Hiç uyanmadan, çok rahat, uzun süre uyunulan uyku."Bu gece deliksiz bir uyku çekip yorgunluğumu atmak istiyorum."
Davranışlarında çılgınlık bulunan kimseye dokunma yoksa sana öyle çılgınca saldırır ki yaptığına pişman olursun.
Bir çalgıya, bir başka çalgı veya sesle eşlik etmek.