Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Her şey birbirinin üstüne konulamaz, birbiriyle birleştirilemez.
1. Masrafla para birbirine denk geldi.
2. Yapılan işin sonunda ne kâr ne de zarar edildi."Alışverişten el elde baş başta döndü."
Bir kimse, kendisinden üstün bir başkasının da olabileceğini bilmelidir.
Güçleri birleştirip işbirliği yapmak, yardımlaşmak. "Bu ödevi ancak el ele verirsek yapabiliriz."
Bir kişi başka bir kişiye yardım ederse o da bu iyiliğin altında kalmaz, güçlenmiş olarak yardımlara koşar.
Kişi kendi özelliklerini zaman zaman yabancıdan öğrenir.
İnsanın kendi sıkıntı ve sorunlarına başkaları gereken önemi vermez, gerektiği kadar ilgilenmez.
İnsanın kendi sıkıntı ve sorunlarına başkaları gereken önemi vermez, gerektiği kadar ilgilenmez.
(yırlamak: Türkü, şarkı söylemek.)
Bir kimsenin acısı, başkalarının umurunda değildir.
Kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.
1. Elle yapılan işe harcanan emek.
2. Elle yapılan çalışmanın karşılığı."El emeğinin karşılığı değildir bu para."
Başkası için yapılacak fedakârlığın bir sınırı vardır.
Başkasına tuzak hazırlayan kimse, bu tuzağa ondan önce kendisi düşer.
Küçük, küçücük. "El kadar çocuk işime karışamaz benim."
1. Kendisinden büyüğe vurmak için elini kaldırmak.
2. Bir şey söylemek istediğini, oy verdiğini elini kaldırarak belirtmek. "Sen ne cüretle...
Yabancıya muhtaç olmak
Önemli bir iş, başkalarının yardımıyla başarılamaz, iş her an yarıda kalabilir.
1. Bir meselenin yetkili organlarca incelenmeye başlaması.
2. Buyruğu altına almak, hükümetçe uygun görülen mal, arazi ve kuruluşa hâkim olmak...
Çok önemli bir iş için bir kimseye ricada bulunmak hatta yalvarmak gerekirse, yapılır.
1. Dokunmamak, hiç değmemek.
2. Yapımına başlamamak. "İşe el sürmeye vakit bulamadım daha."