Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Açmak, çözmek. "Bütün yelkenleri fora ettik. "
Bir çözüm, işi çözümleyecek çıkar yol bulmak. "Sabahtan beri bir formül bulmaya çalışıyorum, sense yatıyorsun!"
Sözü geçmez olmak, bir konuda saygınlığı, gücü kalmamak. "Adamları arasında da forsu kalmayacak onun."
Yalanı, dolanı, hilesi, kötü niteliği, kusuru ortaya çıkmak. "Yakında onun da diğerleri gibi foyası meydana çıkacak. "
Yoksulları koruyup gözeten, onlara yardım elini uzatan, elden geldiğince yardım etmeyi seven kimse. "Çok malı yoktu ama fukara babasıydı, kaç...
Daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur.
Talih, fakire hiç gülmez, aynı sermaye zengine daha çok, fakire daha az gelir getirir.
Yoksul geçimini, varlıklı keyfini düşünür.
Demir atma komutu vermek. "Körfeze iyice girince kaptan funda demir edin dedi."
Bezginlik getirmemek, umutsuzluğa düşmemek. "Sakın fütur getirme, göreceksin başaracağız."
Bir kimseyi hazırlıksız ve habersiz bir anında yakalamak, güç duruma düşürmek, güç durumundan yararlanmak. "Paranın değerinin düşeceğini...
Gaflet uykusunda olan kişiye söz kâr etmez.
(gafil: Çevresinde olup biteni sezmeyen)
Uykusu gelmek. "Siz konuşurken beni bir gaflet bastı ki hiç sorma, sizin konuştuklarınızı anladım diyemem."
Dalgın, dikkatsiz, uyuşuk olmak. "Bütün toplum gaflete düşmüş, oynanan oyunları görmüyordu."
Kaygılanmamak, tasa etmemek, üzülmemek. "Seni bir kez daha gördüm ya, artık gam yemem."
Cömert, eli bol, vermekten kaçınmayan. "Gani gönüllü insanlara artık günümüzde pek rastlanmıyor."
Yabancı yerde tek başına kalan kimseye karşı gösterilecek küçük bir ilgi, en büyük iyilik yerine geçer.
Garip ve kimsesiz kişiye Tanrı yardım eder.
Boşuna harcamak, işe yaramaz duruma getirmek, yerinde harcamamak. "Onca parayı bu eve verip gâvur etti."
Yok edilemeyen, önüne geçilemeyen, yumuşatılamayan inat. "Adamın yine gâvur inadı tuttu, gelmem deyip duruyor."