Emekli Admin
- Görüntüleme: 38K
- Cevaplar: 2
“ | Mekke döneminde inmiştir. 20 âyettir. Sûre, adını ilk âyetteki "el-Beled" kelimesinden almıştır. Beled, şehir, belde demektir. | ,, |
BELED Suresi (Sure No:90)
Bismillâhirrahmânirrahîm
- 90/BELED-1,2,3,4: Lâ uksimu bi hâzel beled(beledi).Ve ente hıllun bi hâzel beled(beledi).Ve vâlidin ve mâ veled(velede).Lekad halaknel insâne fî kebed(kebedin)
1,2,3,4. Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke'ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.
- 90/BELED-1,2,3,4: Lâ uksimu bi hâzel beled(beledi).Ve ente hıllun bi hâzel beled(beledi).Ve vâlidin ve mâ veled(velede).Lekad halaknel insâne fî kebed(kebedin)
1,2,3,4. Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke'ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.
- 90/BELED-1,2,3,4: Lâ uksimu bi hâzel beled(beledi).Ve ente hıllun bi hâzel beled(beledi).Ve vâlidin ve mâ veled(velede).Lekad halaknel insâne fî kebed(kebedin)
1,2,3,4. Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke'ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.
- 90/BELED-1,2,3,4: Lâ uksimu bi hâzel beled(beledi).Ve ente hıllun bi hâzel beled(beledi).Ve vâlidin ve mâ veled(velede).Lekad halaknel insâne fî kebed(kebedin)
1,2,3,4. Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke'ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.
- 90/BELED-5: E yahsebu en len yakdira aleyhi ehad(ehadun)
5. İnsanoğlu, kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
- 90/BELED-6: Yekûlu ehlektu mâlen lubedâ(lubeden)
6. "Yığınla mal harcadım" diyor.
- 90/BELED-7: E yahsebu en lem yerahû ehad(ehadun)
7. Kendisini kimsenin görmediğini mi sanıyor?
- 90/BELED-8,9,10: E lem nec'al lehu ayneyn(ayneyni).Ve lisânen ve şefeteyn(şefeteyni). Ve hedeynâhun necdeyn(necdeyni)
8,9,10. Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi?
- 90/BELED-8,9,10: E lem nec'al lehu ayneyn(ayneyni).Ve lisânen ve şefeteyn(şefeteyni). Ve hedeynâhun necdeyn(necdeyni)
8,9,10. Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi?
- 90/BELED-8,9,10: E lem nec'al lehu ayneyn(ayneyni).Ve lisânen ve şefeteyn(şefeteyni). Ve hedeynâhun necdeyn(necdeyni)
8,9,10. Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi?
- 90/BELED-11: Fe laktehamel akabete
11. Fakat o, sarp yokuşa atılmadı.
- 90/BELED-12: Ve mâ edrâke mel akabeh(akabetu)
12. Sarp yokuşun ne olduğunu sen ne bileceksin?
- 90/BELED-13: Fekku rekabetin
13. O tutsak bir boynu çözmek (köle azat etmek)tir.
- 90/BELED-14,15,16: Ev ıt'âmun fî yevmin zî mesgabeh(mesgabetin).Yetîmen zâ makrabeh(makrabetin).Ev miskînen zâ metrabeh(metrabetin)
14,15,16. Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
- 90/BELED-14,15,16: Ev ıt'âmun fî yevmin zî mesgabeh(mesgabetin).Yetîmen zâ makrabeh(makrabetin).Ev miskînen zâ metrabeh(metrabetin)
14,15,16. Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
- 90/BELED-14,15,16: Ev ıt'âmun fî yevmin zî mesgabeh(mesgabetin).Yetîmen zâ makrabeh(makrabetin).Ev miskînen zâ metrabeh(metrabetin)
14,15,16. Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
- 90/BELED-17,18: Summe kâne minellezîne âmenû ve tevâsav bis sabri ve tevâsav bil merhame(merhameti).Ulâike ashâbul meymeneh(meymeneti)
17,18. Sonra da iman edenlerden olup birbirine sabrı tavsiye edenlerden, birbirine merhameti tavsiye edenlerden olanlar var ya, işte onlar Ahiret mutluluğuna erenlerdir.
- 90/BELED-17,18: Summe kâne minellezîne âmenû ve tevâsav bis sabri ve tevâsav bil merhame(merhameti).Ulâike ashâbul meymeneh(meymeneti)
17,18. Sonra da iman edenlerden olup birbirine sabrı tavsiye edenlerden, birbirine merhameti tavsiye edenlerden olanlar var ya, işte onlar Ahiret mutluluğuna erenlerdir.
- 90/BELED-19: Vellezîne keferû bi âyâtinâ hum ashâbul meş'emeh(meş'emeti)
19. Âyetlerimizi inkâr edenler ise; kötülüğe batmış kimselerdir.
- 90/BELED-20: Aleyhim nârun mu'sadeh(mu'sadetun)
20. Üzerlerinde etrafı sımsıkı kapatılmış bir ateş vardır.
Diyanet İsleri Yeni Meali