Super Moderator
İspanya'nın Andaluzya eyaletinin Bélmez de la Moraleda adındaki 2000 kişinin oturduğu küçük bir kasabasında 30 yıldır bilim insanlarının hiçbir çözüm bulamadıkları gizemli olaylar oluşmaktadır.
Her şey, bundan 30 yıl önce bir bağın etrafını çevreleyen beyaz kireç boyalı duvarlarında başlamıştır. 1971 yılının 23 Ağustos'unda Rodriguez Acosta sok. no. 5'te oturan Pereira ailesinin başından son derece gizemli ve halen açıklanamamış bir olay geçmiştir.
Salonda oturan María Gómez Pereira, mutfaktan tuhaf sesler geldiğini fark etti. Açık kapıdan baktığında mutfağın ortasında acayip bir şekil gördü. İlk gün duvarda oluşmayan başlayan bu şekil, sanki sadece bir insan yüzünün az bir parçasına benziyordu. Fakat gün geçtikçe gelişerek sonunda María'nın karşısında duvarda kendisine bakan bir insan yüzü şekillenmişti. İlk zamanlar María, bunun kendi hayal gücünün bir aldatmacası olduğuna inanmıştı. Yazın geçirmiş olduğu sebepsiz yüksek ateş hastalığının bir sonucu ve kalıntısı olduğunu düşünüyordu. Fakat zaman geçtikçe resim daha netleşiyor ekspresyonist bir yüz resmi şeklinde gözüküyordu. Yüzünde hüzünlü ve üzüntülü bir ifade vardı.
María, kocası Juan'ı ve Oğlu Miguel'i çağırdı ve onlara olanları gösterdi. Miguel, gayet net bir şekilde bir erkek yüzünün orada gözüktüğünü ifade ediyordu. Pereira ailesi, korku ve dehşet içinde evlerinden dışarı kaçtılar. Ertesi gün komşularına gittiler ve olanları anlattılar. Komşularından eve girip kendisinin de bakmasını istediler. Eve giren komşu, gerçekten de mutfağın ortasındaki duvarda bir erkek insanın yüzünün resmi olduğunu korku içinde söyledi. Ayrıca bu resmin de komşu kasaba Jaenin Kilisesi'ndeki bir duvardaki fresklerdeki eski bir piskoposun resmine de çok benzediği fark ediliyordu.
Miguel, bu korkuyla, aldığı bir balyozla mutfaktaki duvarı vurarak yıktı ve o adam yüzü resmini yok etti. Bir hafta sonra Eylül'ün 8'inde resim, mutfaktaki aynı yerde tekrar ortaya çıktı. Bu resme daha sonra “Pava” adı kondu.
Bu kez, tekrar ortaya çıkan resmi kırmadılar; fakat dikkatle yerinden çıkarıp bir kristal çerçeve içine aldılar. Bu olaylar, küçük bir yer olan Bélmez Kasabası'nda hızla yayıldı ve Pereira'ların evi, bir çok meraklının akın ettiği bir yer oldu.
Pereira ailesi, kasaba belediyesinden yardım istedi. Onlar da yaptıkları araştırmalar sonucunda en iyi çarenin ocağın ana merkezini ve arka duvarını yıkıp içinde bunu sağlayan şeyin ne olduğu araştırılmasına karar verdiler. Tahminen eni 2.80 bir daire ve derinliği 1.50 metre olan bir delik açıldı. Kazılan duvarın içinde bir oyuk buldular. Burada bir çok insan kemiği yığını ve iki de başsız iskelet bulundu. Daha sonra kemiklerde yapılan araştırmalar, bunları 13 yüzyıldan kalma genç insanlara ait olduğu anlaşıldı. Bu kemikler, Katolik bir mezarlığa gömüldü. Evin mutfağının zemini ve ocağın olduğu yer, tekrar çimentoyla sıvandı.
Kısa bir zaman sonra mutfağın zemininde bir çok kadınlı-erkekli insan resimleri görünmeye başladı. Bunların her birinin ifadesi gittikçe daha kızgın ve keskin bir ifade taşımaya başlıyordu. Miguel'in bunları yine balyozla kırmaya kalkması, görünmez bir kuvvetin koluna yapışıp onun yere vurmasına mani olmasıyla geçersiz oldu. Resimler, orada kalmakta kararlıydılar. Bu haberlerin etrafa gittikçe yayılması ve büyük ilgi ve merak uyandırması üzerine vilayetin yetkilileri kasabaya gelip inceleme yapmaya ve bilgi toplamaya başladılar. Politikacılar ve bürokratların gelmesiyle beraber kilise ileri gelenleri de olayla ilgilenmeye başladılar ve onlar da araştırmak ve bilgi toplamak için din ve bilim insanlarını görevlendirdiler.
Olay o kadar büyüdü ki, sonunda kasabaya gelen turist ve meraklıların da meydana getirdikleri kargaşa, ilgililere ve kasaba ileri gelenlerin de bu işe bir son koyma mecburiyeti getirdi. Bunun için gerekli önlemlerin alınmasına başlandı.
Olay yerine 24 saatlik bir polis devriyesi konuşlandı ve etraf kontrole alındı. Bazıları tarafından bu olayın Miguellerin komşusu olan Gómezlerin ressam oğulları tarafından düzenlenen bir şaka olduğunu düşünse de, bu iddia, ispatlanamadı ve resimler, mutfakta değişmiş ve çoğalmış bir halde görünmeye devam etti.
1972 yılı başlarında kasabaya Madrit'ten Prof. German de Argumosa, arkadaşı Jaen Vilayet valisinin ricası üzerine gelmiştir. Argumosa, çok tanınmış bir Parapsikoloji uzmanıydı ve kendisi ilk defa İspanya'da "Madrid de Club Yelmo" adlı araştırma merkezindeki laboratuardaki öteki alemden gelen varlıklara ait sesleri kayıt etmişti.
Her iki profesör, yaptıkları araştırma sonucunda, Bélmez olaylarının paranormal fenomenleri arasında asrın en esrarengiz ve mühim olayı olduğuna karar verdiler.
Bu arada Bélmez'deki yüzlerde sanki bir gençleşme oluyormuş gibi resimler hem daha netleşmekte, hem de yüzlerdeki ifadeler yumuşamaktaydı. Bu değişiklik, sadece iki profesör tarafından değil; fakat onların yardımcıları olan asistan ve psikoloji talebeleri tarafından ve resim çekip araştırma yazısı yazmak için bulunan gazeteciler tarafından da müşahade edildi. Ayrıca resimlerdeki yüz hatlarının ifadeleri de sanki onlara bakan insanlara göre değişmekte ve bu esrarengiz yüzler, kendilerini seyre gelenlerin duygularını anlıyorlarmış gibi bazılarına gülümseyen bazılarına kızgın bazılarına muzip ifadelerle bakıyordu. Örneğin evin erkeği Miguel'e son derece düşmanca ve kızgın bir tavırla bakıyorlardı. Çünkü onları ilk zaman balyozla parçalamıştı. Buna karşın evin hanımı María'ya çok daha müşfik bir ifade ile sanki sebep oldukları kargaşalardan özür diler gibi bakıyorlardı.
Profesör Bender ve German ve onların TV ekibinin, noterin ve ev halkının gözetiminde mutfağın zemininin he biri resimlerden bir kaç tanesini tam olarak kapayacak kadar bölümlere ayrıldı ve her bölümdeki yüz resimlerinin dikkatlice fotoğrafları ve filmleri çekildi.
Sonra her zemin bölümü, ince bir tabaka ile sıvandı. Daha sonra da noterin gözetiminde odanın her tarafı bir özel sıva tabakasıyla sıvanıp, pencereler iyice kapatılarak mühürlendi. Oda kapısına ve pencerenin altına 24 saat her gün görev yapacak polis nöbetçiler dikildi ve oda, 3 ay kapalı tutuldu. Bu zaman zarfında Pereira ailesine evin arka tarafında müstakil bir yere belediyece bir mutfak yapılarak onların yemek ve diğer ihtiyaçlarının oradan görmeleri temin edildi. Böylece ailenin yaşamında bir değişme olmadı.
3 ay sonunda bütün ilgililerin huzurunda mutfağın mühürleri söküldüğü zaman Bender ve German'ın haklı olduğu anlaşıldı. Çünkü bu 3 ay zarfında mutfaktaki resimler hem çoğalmış hem de sanki daha netleşmişlerdi. En şaşırtıcısı ise mutfağın mührü sökülüp odaya girildiği anda yeni mutfaktan bir feryat gelmiş ve oraya koşanlar, evin hanımı María'nın şaşkınlık içinde yeni mutfağın sağ taraftaki boş duvarını işaret ettiği yere baktıklarında orada da üç insan yüzü resmi gördüler. Sanki birisi onlarla alay edip "Bana bir şey yapamazsınız!" der gibiydi. Bu yeni görüntü, şimdiye kadar oluşan resimlerin en net ve güzeliydi. “Bir çay fincanı içinde görülen bir bayan yüzü”ydü beliren resim ve ona “Taştaki Leydi” adını verdiler.
Resmin birisi duvardan sökülüp inceleme için Valencia'daki laboratuara gönderilince anında onun aynı yerine aynı resminin bir yenisi beliriyor ve incelemeye giden resim geri gelip yerine konacağı zaman ise onun kopyası yok oluyordu.
Bütün bu araştırmaların fotoğrafları, Kodak teknik resimler laboratuarı tarafından gayet titiz bir şekilde çekiliyor ve arşivleniyordu. Bu arşiv ve çalışmalar, Friburg Üniversitesi Paranormal Psikoloji Fakültesinden idare ediliyordu.
Araştırmalar sürerken, insan yüzü resimleri arasında sadece kol, el, boyun fotoğrafları da belirmeye başlamıştı. Onlar da fotoğraflandılar. Bu arada yeni bir olay, Pereira'ların evindeki araştırmaları yeni bir safhaya soktu. Bender'in ifadesine göre mutfakta eğilmiş resmin bir tanesini incelerken birden resmin yüz ifadesinde bir değişiklik olmuş ve sanki baktığı resimdeki insan yüzü kendisine muzip bir tebessüm etmiş gibi bir ifadeye bürünmüş, aynı anda da arkasından bir elin onu ensesinden dürttüğünü hissetmişti. Bu kısa zaman zarfında arka arkaya dört kere olmuş, arkasına dönen Bender, birden bir gölgenin sanki ortadan kaybolduğunu hissetmişti.
Çok şaşıran ve etkilenen Bender, olayı Profesör German'a anlattı ve birlikte araştırmaları daha da genişleterek devam kararı aldılar. Bunun üzerine evin bütünü üzerinde radyoaktivite-organik ve sentetik bileşkenler-x ışınları-ses izleme ve diyagram deneyleri-morötesi ve kızıl ötesi ışınlar altında resim çekimleri ve araştırmaları gibi muhtelif şekil ve cins her türlü gerekli inceleme yapılmaya başlandı.
Duvarlardaki sıva ve çimentolar incelendi ve hiçbir kimyevi boya maddesi resimlerde bulunamadı. Sonuç olarak bütün bu testler, sonunda ortaya bu fenomenleri açıklayabilecek bir bulgu görülmedi. Özellikle resimlerin üzerinde belirdiği duvarlarda ve resimlerin kendinde hiçbir boya maddesi bulunmaması ve resimlerin sanki bir projeksiyon makinesi tarafından verilmiş gibi hiçbir iz bırakmadan kaybolması, tekrar meydana gelmesi ve şekil değiştirmesine bir cevap bulunamadı.
Araştırma ekibi, ancak şuna emin olmuştur ki bu olaylarda hiçbir hile ve aldatmaca olmamaktadır. Bu olay, yüzyılın parapsikolojik olayıdır.
Bir ay kadar sonra Perira'ların evindeki olaylar daha da karışık bir hale geldi. Çünkü resimlere ilave olarak bu kere de çeşitli insan sesleri de duyulmaya başlanmış ve bunlar,Prof. Bender tarafından da kayda alınmış ve bazılarında karşılıklı soru-cevap gibi konuşmalar olmuştur. Evde geçen bir diyalog örneği:
“Önüne gelen erkekle gidiyor”
“Burada başladı”
“Dikkat German mutfak zeminindeki sıvayı kazıyor”
“Daha derine gömmeye devam ediyorum”
Yukarıdaki kaydın laboratuarda yapılan çözümünde en sonda bir sesin daha olduğu fark edilmiş. Konuşan varlıklardan biri ötekine şöyle diyordu:
“María beni kurtar, burayı terk etmek istiyorum”
Bazı bilim insanlarıi bu olayların evin hanımı María'nın etrafa yaydığı pisikokinetik enerji neticesinde meydana geldiğini, bazıları ise daha önce orada bulunan mezarlıktaki kişilerin öteki alemdeki ruhlarının bir tezahürü ve isyanı olduğunu düşünüyorlar.
María'nın kocası Miguel, “Pava” resminin bulunduğu odada ölmüş. O ölürken, duvardaki insanın yüzünde bir gülümseme ifadesi varmış. Ölümünden 2 ay sonra Miguel'in resmi odanın duvarında gözükmeye başlamış. Bu, bütün orada bulunanlar tarafından tespit edilmiş ve halen de orada bulunmaktaymış.
María, 85 yaşında kalbinden rahatsız bir şekilde yaşarken 3 Şubat 2004'te sabaha karşı ölmüş. Son günlerini hastane odasında geçirmiş; fakat ölmeden bir gün önce çok ısrar etmesinden dolayı evine getirilip yatırılmış. Ertesi gün de yatağında ölü bulunmuş.
Herkes, resimlerin onun ölümüyle kaybolacağını tahmin ediyordu. María'nın ölümünden bir ay sonra İspanya Parapsikolojik Araştırma Merkezi, evde geniş bir araştırma yaptı ve resimlerin gayet net bir şekilde aynı yerde durduklarını ve yeni ilaveler de geldiğini gördü ve tutanak tuttular.
2005'in Temmuz ayında yapılan bir kontrolde alt kattaki yan odada kocasının resminin biraz ilerisinde María'nın da yüz resminin belirdiği tespit edildi. Aynı yılın sonunda, ev, Bélmez belediyesi tarafından satışa çıkarıldı. Halen bir alıcı bekliyor. Bir çok bilim insanının araştırmalarına rağmen evdeki olayların sırrı halen çözülememiştir.
İspanya'nın Bélmez Kasabası 4 Real Street sokaktaki Preira ailesinin oturduğu ev, 1835 yılından beri onlara aittir. 1858 yılında Juan'ın anneannesi ve büyük babası Ramon Sanchez ve María Antonia Martinez, dokuz yaşındaki kızları Ramona ile birlikte bu evde yaşıyorlardı.
O tarihlerde evlerinin bodrumundan ağlamalar ve yalvarmalar gelmeye başlamıştı. Bu seslerin sebebi bulunamadı. Komşuları, evlerindeki eşyaların kapılarının önüne konduğu ve dışarıya çıkmalarına mani olduğu iddiasıyla şikayette bulunmuşlardı.
Bu evin üzerine kurulduğu arsa, Pereiara ailesinin olmasından önce kasabanın 17. yüzyılda kurulmuş olan kiliseye ait Katolik mezarlığının bahçesinin bir parçasıydı. Kasabanın kilisesinde Pereira'ların evindeki olaylar başlamasından bir kaç önce büyük bir restorasyon çalışması başlamıştı. Restorasyon sırasında kilisenin ve bahçesindeki mezarlık da değişimlere uğramış ve bazı mezarlar yerlerinden çıkarılıp daha sonra değişik yerlere gömülmüştü. Bu eski mezarlığa ait arazinin bir parçası üzerine kurulmuş olan Peraira'ların evinde bu görüntüler ve ses olaylarının başlamasının sebebi de acaba mezarlarının yerleri restorasyonda yerleri değiştirilen ölülerin yeni yerlerini yadırgamış olup eskiden kendi mezarlıklarına ait olan arazideki bu evi kendilerine mekan mı seçmeleri miydi?
Bu Katolik kilisesinin ve mezarlığın bulunduğu yer, daha önce Arapların İspanya'yı fethi zamanında bir Müslüman mezarlığı, ondan önce de Romalıların mezarlığı olarak kullanılmış.
Her şey, bundan 30 yıl önce bir bağın etrafını çevreleyen beyaz kireç boyalı duvarlarında başlamıştır. 1971 yılının 23 Ağustos'unda Rodriguez Acosta sok. no. 5'te oturan Pereira ailesinin başından son derece gizemli ve halen açıklanamamış bir olay geçmiştir.
Salonda oturan María Gómez Pereira, mutfaktan tuhaf sesler geldiğini fark etti. Açık kapıdan baktığında mutfağın ortasında acayip bir şekil gördü. İlk gün duvarda oluşmayan başlayan bu şekil, sanki sadece bir insan yüzünün az bir parçasına benziyordu. Fakat gün geçtikçe gelişerek sonunda María'nın karşısında duvarda kendisine bakan bir insan yüzü şekillenmişti. İlk zamanlar María, bunun kendi hayal gücünün bir aldatmacası olduğuna inanmıştı. Yazın geçirmiş olduğu sebepsiz yüksek ateş hastalığının bir sonucu ve kalıntısı olduğunu düşünüyordu. Fakat zaman geçtikçe resim daha netleşiyor ekspresyonist bir yüz resmi şeklinde gözüküyordu. Yüzünde hüzünlü ve üzüntülü bir ifade vardı.
María, kocası Juan'ı ve Oğlu Miguel'i çağırdı ve onlara olanları gösterdi. Miguel, gayet net bir şekilde bir erkek yüzünün orada gözüktüğünü ifade ediyordu. Pereira ailesi, korku ve dehşet içinde evlerinden dışarı kaçtılar. Ertesi gün komşularına gittiler ve olanları anlattılar. Komşularından eve girip kendisinin de bakmasını istediler. Eve giren komşu, gerçekten de mutfağın ortasındaki duvarda bir erkek insanın yüzünün resmi olduğunu korku içinde söyledi. Ayrıca bu resmin de komşu kasaba Jaenin Kilisesi'ndeki bir duvardaki fresklerdeki eski bir piskoposun resmine de çok benzediği fark ediliyordu.
Miguel, bu korkuyla, aldığı bir balyozla mutfaktaki duvarı vurarak yıktı ve o adam yüzü resmini yok etti. Bir hafta sonra Eylül'ün 8'inde resim, mutfaktaki aynı yerde tekrar ortaya çıktı. Bu resme daha sonra “Pava” adı kondu.
Bu kez, tekrar ortaya çıkan resmi kırmadılar; fakat dikkatle yerinden çıkarıp bir kristal çerçeve içine aldılar. Bu olaylar, küçük bir yer olan Bélmez Kasabası'nda hızla yayıldı ve Pereira'ların evi, bir çok meraklının akın ettiği bir yer oldu.
Pereira ailesi, kasaba belediyesinden yardım istedi. Onlar da yaptıkları araştırmalar sonucunda en iyi çarenin ocağın ana merkezini ve arka duvarını yıkıp içinde bunu sağlayan şeyin ne olduğu araştırılmasına karar verdiler. Tahminen eni 2.80 bir daire ve derinliği 1.50 metre olan bir delik açıldı. Kazılan duvarın içinde bir oyuk buldular. Burada bir çok insan kemiği yığını ve iki de başsız iskelet bulundu. Daha sonra kemiklerde yapılan araştırmalar, bunları 13 yüzyıldan kalma genç insanlara ait olduğu anlaşıldı. Bu kemikler, Katolik bir mezarlığa gömüldü. Evin mutfağının zemini ve ocağın olduğu yer, tekrar çimentoyla sıvandı.
Kısa bir zaman sonra mutfağın zemininde bir çok kadınlı-erkekli insan resimleri görünmeye başladı. Bunların her birinin ifadesi gittikçe daha kızgın ve keskin bir ifade taşımaya başlıyordu. Miguel'in bunları yine balyozla kırmaya kalkması, görünmez bir kuvvetin koluna yapışıp onun yere vurmasına mani olmasıyla geçersiz oldu. Resimler, orada kalmakta kararlıydılar. Bu haberlerin etrafa gittikçe yayılması ve büyük ilgi ve merak uyandırması üzerine vilayetin yetkilileri kasabaya gelip inceleme yapmaya ve bilgi toplamaya başladılar. Politikacılar ve bürokratların gelmesiyle beraber kilise ileri gelenleri de olayla ilgilenmeye başladılar ve onlar da araştırmak ve bilgi toplamak için din ve bilim insanlarını görevlendirdiler.
Olay o kadar büyüdü ki, sonunda kasabaya gelen turist ve meraklıların da meydana getirdikleri kargaşa, ilgililere ve kasaba ileri gelenlerin de bu işe bir son koyma mecburiyeti getirdi. Bunun için gerekli önlemlerin alınmasına başlandı.
Olay yerine 24 saatlik bir polis devriyesi konuşlandı ve etraf kontrole alındı. Bazıları tarafından bu olayın Miguellerin komşusu olan Gómezlerin ressam oğulları tarafından düzenlenen bir şaka olduğunu düşünse de, bu iddia, ispatlanamadı ve resimler, mutfakta değişmiş ve çoğalmış bir halde görünmeye devam etti.
1972 yılı başlarında kasabaya Madrit'ten Prof. German de Argumosa, arkadaşı Jaen Vilayet valisinin ricası üzerine gelmiştir. Argumosa, çok tanınmış bir Parapsikoloji uzmanıydı ve kendisi ilk defa İspanya'da "Madrid de Club Yelmo" adlı araştırma merkezindeki laboratuardaki öteki alemden gelen varlıklara ait sesleri kayıt etmişti.
Her iki profesör, yaptıkları araştırma sonucunda, Bélmez olaylarının paranormal fenomenleri arasında asrın en esrarengiz ve mühim olayı olduğuna karar verdiler.
Bu arada Bélmez'deki yüzlerde sanki bir gençleşme oluyormuş gibi resimler hem daha netleşmekte, hem de yüzlerdeki ifadeler yumuşamaktaydı. Bu değişiklik, sadece iki profesör tarafından değil; fakat onların yardımcıları olan asistan ve psikoloji talebeleri tarafından ve resim çekip araştırma yazısı yazmak için bulunan gazeteciler tarafından da müşahade edildi. Ayrıca resimlerdeki yüz hatlarının ifadeleri de sanki onlara bakan insanlara göre değişmekte ve bu esrarengiz yüzler, kendilerini seyre gelenlerin duygularını anlıyorlarmış gibi bazılarına gülümseyen bazılarına kızgın bazılarına muzip ifadelerle bakıyordu. Örneğin evin erkeği Miguel'e son derece düşmanca ve kızgın bir tavırla bakıyorlardı. Çünkü onları ilk zaman balyozla parçalamıştı. Buna karşın evin hanımı María'ya çok daha müşfik bir ifade ile sanki sebep oldukları kargaşalardan özür diler gibi bakıyorlardı.
Profesör Bender ve German ve onların TV ekibinin, noterin ve ev halkının gözetiminde mutfağın zemininin he biri resimlerden bir kaç tanesini tam olarak kapayacak kadar bölümlere ayrıldı ve her bölümdeki yüz resimlerinin dikkatlice fotoğrafları ve filmleri çekildi.
Sonra her zemin bölümü, ince bir tabaka ile sıvandı. Daha sonra da noterin gözetiminde odanın her tarafı bir özel sıva tabakasıyla sıvanıp, pencereler iyice kapatılarak mühürlendi. Oda kapısına ve pencerenin altına 24 saat her gün görev yapacak polis nöbetçiler dikildi ve oda, 3 ay kapalı tutuldu. Bu zaman zarfında Pereira ailesine evin arka tarafında müstakil bir yere belediyece bir mutfak yapılarak onların yemek ve diğer ihtiyaçlarının oradan görmeleri temin edildi. Böylece ailenin yaşamında bir değişme olmadı.
3 ay sonunda bütün ilgililerin huzurunda mutfağın mühürleri söküldüğü zaman Bender ve German'ın haklı olduğu anlaşıldı. Çünkü bu 3 ay zarfında mutfaktaki resimler hem çoğalmış hem de sanki daha netleşmişlerdi. En şaşırtıcısı ise mutfağın mührü sökülüp odaya girildiği anda yeni mutfaktan bir feryat gelmiş ve oraya koşanlar, evin hanımı María'nın şaşkınlık içinde yeni mutfağın sağ taraftaki boş duvarını işaret ettiği yere baktıklarında orada da üç insan yüzü resmi gördüler. Sanki birisi onlarla alay edip "Bana bir şey yapamazsınız!" der gibiydi. Bu yeni görüntü, şimdiye kadar oluşan resimlerin en net ve güzeliydi. “Bir çay fincanı içinde görülen bir bayan yüzü”ydü beliren resim ve ona “Taştaki Leydi” adını verdiler.
Resmin birisi duvardan sökülüp inceleme için Valencia'daki laboratuara gönderilince anında onun aynı yerine aynı resminin bir yenisi beliriyor ve incelemeye giden resim geri gelip yerine konacağı zaman ise onun kopyası yok oluyordu.
Bütün bu araştırmaların fotoğrafları, Kodak teknik resimler laboratuarı tarafından gayet titiz bir şekilde çekiliyor ve arşivleniyordu. Bu arşiv ve çalışmalar, Friburg Üniversitesi Paranormal Psikoloji Fakültesinden idare ediliyordu.
Araştırmalar sürerken, insan yüzü resimleri arasında sadece kol, el, boyun fotoğrafları da belirmeye başlamıştı. Onlar da fotoğraflandılar. Bu arada yeni bir olay, Pereira'ların evindeki araştırmaları yeni bir safhaya soktu. Bender'in ifadesine göre mutfakta eğilmiş resmin bir tanesini incelerken birden resmin yüz ifadesinde bir değişiklik olmuş ve sanki baktığı resimdeki insan yüzü kendisine muzip bir tebessüm etmiş gibi bir ifadeye bürünmüş, aynı anda da arkasından bir elin onu ensesinden dürttüğünü hissetmişti. Bu kısa zaman zarfında arka arkaya dört kere olmuş, arkasına dönen Bender, birden bir gölgenin sanki ortadan kaybolduğunu hissetmişti.
Çok şaşıran ve etkilenen Bender, olayı Profesör German'a anlattı ve birlikte araştırmaları daha da genişleterek devam kararı aldılar. Bunun üzerine evin bütünü üzerinde radyoaktivite-organik ve sentetik bileşkenler-x ışınları-ses izleme ve diyagram deneyleri-morötesi ve kızıl ötesi ışınlar altında resim çekimleri ve araştırmaları gibi muhtelif şekil ve cins her türlü gerekli inceleme yapılmaya başlandı.
Duvarlardaki sıva ve çimentolar incelendi ve hiçbir kimyevi boya maddesi resimlerde bulunamadı. Sonuç olarak bütün bu testler, sonunda ortaya bu fenomenleri açıklayabilecek bir bulgu görülmedi. Özellikle resimlerin üzerinde belirdiği duvarlarda ve resimlerin kendinde hiçbir boya maddesi bulunmaması ve resimlerin sanki bir projeksiyon makinesi tarafından verilmiş gibi hiçbir iz bırakmadan kaybolması, tekrar meydana gelmesi ve şekil değiştirmesine bir cevap bulunamadı.
Araştırma ekibi, ancak şuna emin olmuştur ki bu olaylarda hiçbir hile ve aldatmaca olmamaktadır. Bu olay, yüzyılın parapsikolojik olayıdır.
Bir ay kadar sonra Perira'ların evindeki olaylar daha da karışık bir hale geldi. Çünkü resimlere ilave olarak bu kere de çeşitli insan sesleri de duyulmaya başlanmış ve bunlar,Prof. Bender tarafından da kayda alınmış ve bazılarında karşılıklı soru-cevap gibi konuşmalar olmuştur. Evde geçen bir diyalog örneği:
“Önüne gelen erkekle gidiyor”
“Burada başladı”
“Dikkat German mutfak zeminindeki sıvayı kazıyor”
“Daha derine gömmeye devam ediyorum”
Yukarıdaki kaydın laboratuarda yapılan çözümünde en sonda bir sesin daha olduğu fark edilmiş. Konuşan varlıklardan biri ötekine şöyle diyordu:
“María beni kurtar, burayı terk etmek istiyorum”
Bazı bilim insanlarıi bu olayların evin hanımı María'nın etrafa yaydığı pisikokinetik enerji neticesinde meydana geldiğini, bazıları ise daha önce orada bulunan mezarlıktaki kişilerin öteki alemdeki ruhlarının bir tezahürü ve isyanı olduğunu düşünüyorlar.
María'nın kocası Miguel, “Pava” resminin bulunduğu odada ölmüş. O ölürken, duvardaki insanın yüzünde bir gülümseme ifadesi varmış. Ölümünden 2 ay sonra Miguel'in resmi odanın duvarında gözükmeye başlamış. Bu, bütün orada bulunanlar tarafından tespit edilmiş ve halen de orada bulunmaktaymış.
María, 85 yaşında kalbinden rahatsız bir şekilde yaşarken 3 Şubat 2004'te sabaha karşı ölmüş. Son günlerini hastane odasında geçirmiş; fakat ölmeden bir gün önce çok ısrar etmesinden dolayı evine getirilip yatırılmış. Ertesi gün de yatağında ölü bulunmuş.
Herkes, resimlerin onun ölümüyle kaybolacağını tahmin ediyordu. María'nın ölümünden bir ay sonra İspanya Parapsikolojik Araştırma Merkezi, evde geniş bir araştırma yaptı ve resimlerin gayet net bir şekilde aynı yerde durduklarını ve yeni ilaveler de geldiğini gördü ve tutanak tuttular.
2005'in Temmuz ayında yapılan bir kontrolde alt kattaki yan odada kocasının resminin biraz ilerisinde María'nın da yüz resminin belirdiği tespit edildi. Aynı yılın sonunda, ev, Bélmez belediyesi tarafından satışa çıkarıldı. Halen bir alıcı bekliyor. Bir çok bilim insanının araştırmalarına rağmen evdeki olayların sırrı halen çözülememiştir.
Pereira'ların Evinin Geçmişi
İspanya'nın Bélmez Kasabası 4 Real Street sokaktaki Preira ailesinin oturduğu ev, 1835 yılından beri onlara aittir. 1858 yılında Juan'ın anneannesi ve büyük babası Ramon Sanchez ve María Antonia Martinez, dokuz yaşındaki kızları Ramona ile birlikte bu evde yaşıyorlardı.
O tarihlerde evlerinin bodrumundan ağlamalar ve yalvarmalar gelmeye başlamıştı. Bu seslerin sebebi bulunamadı. Komşuları, evlerindeki eşyaların kapılarının önüne konduğu ve dışarıya çıkmalarına mani olduğu iddiasıyla şikayette bulunmuşlardı.
Bu evin üzerine kurulduğu arsa, Pereiara ailesinin olmasından önce kasabanın 17. yüzyılda kurulmuş olan kiliseye ait Katolik mezarlığının bahçesinin bir parçasıydı. Kasabanın kilisesinde Pereira'ların evindeki olaylar başlamasından bir kaç önce büyük bir restorasyon çalışması başlamıştı. Restorasyon sırasında kilisenin ve bahçesindeki mezarlık da değişimlere uğramış ve bazı mezarlar yerlerinden çıkarılıp daha sonra değişik yerlere gömülmüştü. Bu eski mezarlığa ait arazinin bir parçası üzerine kurulmuş olan Peraira'ların evinde bu görüntüler ve ses olaylarının başlamasının sebebi de acaba mezarlarının yerleri restorasyonda yerleri değiştirilen ölülerin yeni yerlerini yadırgamış olup eskiden kendi mezarlıklarına ait olan arazideki bu evi kendilerine mekan mı seçmeleri miydi?
Bu Katolik kilisesinin ve mezarlığın bulunduğu yer, daha önce Arapların İspanya'yı fethi zamanında bir Müslüman mezarlığı, ondan önce de Romalıların mezarlığı olarak kullanılmış.
Pereira'ların Evindeki Resimler
carasbelme.webp
belmezcara.webp
belmezface.webp