Super Moderator
- Görüntüleme: 4K
- Cevaplar: 1
9-
Normalde böyle bir konuşmaya başlarken alttan almalar ve felsefi süspansiyonlarla Avrupa’nın kanlı tarihinin üzerinin örtülmesi beklenirdi.Çünkü bu sofra Avrupa’nın sofrasıydı. Ve Başbakan misafirdi. Misafir ise ev sahibinin yüzüne zemmini vurmazdı. Ama konuşacak olan normal birisi değildi. Konuşacak olan Davos’ta İsrail Cumhur Reisinin yüzüne yaptıkları alçaklıkları haykıracak olan Kasımpaşalıydı. Konuşacak olan Uzun Adam Recep Tayyip Erdoğan’dı.
10-
Başbakan Sarkozy’nin gözlerine bakarak konuşmaya başladı :“1830-1960¨ yılları arasında Fransa’nın işgal ettiği ve sömürdüğü Cezayir’de 2,5 milyon Cezayirliyi tehcir ettiğini gördüm. 8 bin köyü yaktığına şahid oldum. Hazırladıkları fırınlarda binlerce arap müslümanı diri diri yaktıklarını, kadınlarına tecavüz ettiğini ve hatta tecavüz etmeden önce soğuk suyla yıkarken fotoğraf çektiklerini biliyorum. (Askerler, soykırım gününün anısına, ırzlarına geçtikleri kadınla hatıra fotoğrafı...
Bu laflar yenilir yutulur cinsten değildi. Sarkozy kıpkırmızı kesilmişti. Yumruklarını sıkmıştı. Ama müdahele edemiyordu. Konseyin birinci kuralı söz hakkı sahibi her kimse, söyledikleri sözler yanlış bile olsa, sözleri bitene dek konsey üyeleri tarafından müdahele edilmeden dinlenmek zorundaydı. Erdoğan bu kurala binaen Sarkozy’nin bir şey söylemesine fırsat vermemek için susmuyordu. Gözlerini Sarkozy’nin gözlerinden çekmiyordu. Sarkozy kızgın olmasına rağmen dayanamamış, o gözlerini çekmişti. Kararsız ve dengesiz ifadelerle bir aşağı, bir yukarı bakıyordu.
Başbakan devam etti , gözlerini Sarkozy’den ayırmadan :
Yine Fransa’nın evet yabancı vahşi bir kabilenin değil, medeniyetin beşiği denen Avrupa’nın göbeğindeki Fransanın, çok değil 1994 yıllarında, Ruanda ülkesinde 800 binden fazla tutsiyi katlettiğini ve ölüm listeleri hazırladığını sadece ben değil siz hepiniz biliyorsunuz.
11-
Hepiniz biliyorsunuz lafını söylerken Avrupa ülkelerinin liderlerinin gözlerinin derinliklerine tek tek, çekinmeden, uzun uzun baktı. Hiç birinden çıt ses çıkmadı. Hepsi bir bardak sudan imdat istedi. Aynı anda suya sarıldılar. Komik bir fotoğraftı çektikleri. Farkında değildiler. Terliyorlar, kızarıyorlar, farkında olmadan yumruklarını sıkıyorlardı.Başbakan gözünü İspanya lideri Luis Rodríguez Zapatero’ya dikti. Zapatero o kadar ürktü ki. Sıranın kendisine geldiğini anladığı an alnında birikmiş terler burnuna doğru akmaya başladı. Gözleri ile lütfen diyordu Recep Tayyip Erdoğan’a. Ama Recep Tayyip Erdoğan susmayacaktı. Avrupa’nın kanlı tarihini yüzlerine tek tek çarpacaktı. Avrupa liderlerini atalarının işledikleri günahlarla sindirip günah keçisi ilan edecek, piskolojik üstünlüğü ele geçirecek, Obama ve Putin’in yanında yerini alacaktı. Plan tutuyordu.
Recep Tayyip Erdoğan Zapatero’nun yüzüne 15. yüzyılın sonlarında Endülüs müslüman ve yahudilerine yapılan katliam ve soykırımları , 16. yüzyılda Azteklere 18. yüzyılda meksikalı kızılderililere yapılan magdalena katliamlarını tükürdü. Tarih tarih, belge belge.
12-
Almanya’nın yaptığı yahudi katliamlarını ve bunun yahudi propagandası için kasıtlı yapıldığını anlatırken Merkel bir an Demir Kadın rolüne bürünmek istese de beceremedi. Surat ifadesi düştü. Pes etti. Belçika’ya Kongo soykırımı, Hollanda’ya Bosna’da görmezden geldiği ve askerlerini çektiği için yapılan Srebrenitsa Katliamını hatırlattı. Amacı neydi bu adamın. Herkesin günahını yüzüne vuruyordu. Putin ve Obama susuyordu. Onların da günahları çoktu. Hatta 1. dünya savaşından sonra yaşanan bütün emperyal katliamların sebebi Amerika değil miydi? Rusya Çeçenistan’da, Kafkasya’da soykırım yapmamış mıydı? Bunları da söyleyecek miydi Recep Tayyip Erdoğan? Elbette. Hepsi planlanmıştı. Hiç biri es geçilmeyecekti. Kimseye ayrımcılık yapılmayacaktı. Bütün liderlerin surat ifadeleri düştü. Biri haricinde. İngiltere’den hiç bahsetmemişti Recep Tayyip Erdoğan.13-
Lordlar kamarası üyesi Lord Robert Walpole ile 17. yüzyılda başlayan küresel İngiliz Emperyalizmi’nin dünyayı kasıp kavurduğu ve yaklaşık 400 yıl boyunca dünyanın her yerine masum insanların katledilmesine sebep olduğu, bunun karşısında Osmanlı Devletinin 600 yıl boyunca hükmettiği tek bir toprak parçasında bile dayatmada bulunmadığını haykırdı Recep Tayyip Erdoğan.Gözler karardı. Osmanlı Devleti ile İngiltere’nin kıyaslanması hiç kimsenin hoşuna gitmemişti. Putin ve Obama bile irkildiler. Erdoğan’a seni biz bile koruyamayız bakışı attılar. Ama Kasımpaşa’lı susmadı. Kendisinin bu konseyde olma sebebini ima etti. Osmanlı’nın tekrar dirileceğini ve buna kimsenin engel olamayacağını haykırdı adeta bu kıyaslama ile. İngiltere Başbakanı Blair’in kılı bile kıpırdamadı. Terlemedi de. Ürkmedi de. Erdoğan ile göz göze geldiler. İkisi de çekmedi gözlerini birbirinden. Bu meydan okuma her şeyi açıklıyordu. Gelecek 10 yıl İngiltere ile Türkiye’nin dünya savaşına tanıklık edecekti.
Savaş başlıyordu…
Kaynak : yalanyazantarihutansin.org - Bi Simit