Biyografi Handan Sultan (?-1605)

Sultan III. Mehmed Türbesi'nin içi Sultan III. Mehmed Türbesi'nin içi
Handan Sultan (ölümü 12 Kasım 1605, İstanbul) Osmanlı padişahı Sultan III. Mehmet'in eşlerinden ve padişah Sultan I. Ahmet'in annesi, Valide Sultan'dır

Kimliği​

Handan Sultan'ın doğum yılı ve milliyeti hakkında kesin bir bilgi yoktur. Rum asıllı olduğu ve adının Helen olduğu tarihî verilere dayanmayan iddialardır. 1603 yılında oğlu I. Ahmet 13 yaşında tahta çıkarılınca Valide Sultan oldu. İki yıl boyunca oğlu adına bizzat Osmanlı Devleti'ni yönetti. Kendisine ''Devletlu İsmetlu Handan Valide Sultan Aliyyetü'ş-Şân Hazretleri'' olarak hitap edilirdi. Ölüm yılı tartışmalı olsa da son yapılan çalışmalar ile vakfiye belgeleri, Venedik doçe raporları incelendiğinde 1605 yılının sonlarında öldüğü belirlenmiştir.

Hareme Girişi​

Handan Sultan, son incelenen Balyos Raporları'na göre Boşnak asıllı ve Cerrah Mehmed Paşa'nın cariyelerinden olan bir kızdı. Güzelliğinden dolayı o dönemde Manisa sancak beyi olan III. Mehmed'e hediye edilmiştir.Yani kısaca Handan Sultan 1583 yılının ikinci yarısında hareme girmiştir. Hareme adım atmasından sonra Safiye Sultan'ın ilk gelini Halime Sultan'ın anlaşmazlıkları sonucu III. Mehmed'e bizzat Safiye Sultan tarafından sunulduğu anlaşılmaktadır. 1589 yılı civarında III. Mehmed'in 1589'da evlendiği Üçüncü eşidir. Daha sonra kendisine ''güleç'' ya da ''neşeli'' manasına gelen ''Handan'' ismi verilmiştir. Temiz ahlakı ile kendini herkese sevdiren Handan Sultan yaşadığı müddet boyunca oğlu Şehzade Ahmed'in terbiyesi ile ilgilendi.

Reşad Ekrem Koçu'nun kitabında geçen bir rivayete göre ise kendisinin Çatalca Kalfa köyünden olduğu ve bir imamın kızı olduğu belirtilmektedir. Ancak son yapılan çalışmalar onun Bosna'dan geldiğini göstermektedir.

Ailesi​

Handan Sultan diğer Valide Sultan'lardan farklı olarak kendi ailesinden olanları saraya ve başkente toplayabilmişti. Kız kardeşlerini hareme almış, erkek kardeşi olan Geysudar Mustafa ise Mahmud Hüdayi'nin derghına girmiştir.

Haseki Sultanlık Dönemi​

18 Nisan 1590 yılında oğlu I. Ahmed'i dünyaya getiren Handan Sultan baş haseki olmaması sebebiyle şanssız bir konumdaydı. Fakat tahtta gözü olduğu inancıyla Şehzade Mahmud aleyhinde yapılan pek çok faaliyet vardı. Şehzade Mahmud'un rakibi olabilecek tek erkek evlat da Şehzade Ahmed olduğundan annesi Handan Sultan ile babaanne Safiye Sultan'ın iş birliği yaptığı oldukça açıktır.

Veliaht konumuna geçen Şehzade Ahmed oldukça sevildi ve aynı gün Safiye Sultan bir kayık ile denizden geçerek zaferini kutladı. Aslında bunun aynısının oğlunun başına gelebileceğini sezen Handan Sultan III. Mehmed'in ani ölümüne kadar oğlunu korudu.

Valide Sultanlık Dönemi​

Çocuk yaşta padişah olan I. Ahmed'in saltanatının ilk iki yılında en etkili kişi Sultan Ahmed'in annesi Valide Handan Sultan'dır. 1605 yılındaki vefatına kadar hanedan içinde ve bilindiği üzere siyaset alanında üst düzey kişilerle bağlantılı olan ve önemli bir kişilik olarak tarihe geçti. Leslie Pierce'e göre Handan Sultan, oğlu adına bizzat devleti yönetiyordu.

Handan Sultan'ın oğlu tahta geçtiğinde Safiye Sultan hâlâ hayattaydı. Bu yüzden Sultan Ahmed'in sünneti ile birlikte ilk işlerin arasında Safiye Sultan'ın Eski Saray'a gönderilmesi de vardı. Safiye Sultan 9 Ocak 1604'te büyük bir alay refakatinde Eski Saray'a gönderildi. Böylece Safiye Sultan'a yakın isimler de haremden uzaklaştırılmış oldu.

Kasım 1604 tarihine gelindiğinde ise Safiye Sultan'ın Eski Saray'a gitmeden önce kaldığı ve Handan Sultan'ın yerleştiği Valide Sultan dairesinin eski kapı ağası ve kapı kethüdası boğduruldu ve mevcut paraları devlete müsadere ettirildi. I. Ahmed sancağa çıkmadan tahta geçtiği ve Safiye Sultan da tüm alayıyla beraber gönderildiğinden saray neredeyse bomboş kalmıştı.

Ağabeyi Şehzade Mahmud'un ölümünden dolayı derinden yaralanan Sultan Ahmed'i teselli etmek de Handan Sultan'a düştü. Birçok cariye getirterek Sultan Ahmed'in oğlunun olmasını isteyen Handan Sultan, Şehzade Mustafa'yı da herhangi bir duruma karşın yanından ayırmıyordu. Sünnetinden birkaç hafta sonra iyileşen I. Ahmed dışarıda gezip av partilerine katılmayı severdi. Fakat bu alışkanlığı onu ölümden döndüren bir kızamık hastalığı geçirmesine neden oldu. Aynı hastalığa kardeşi Şehzade Mustafa da tutulunca kardeşinin öldürülmesi fikri de ertelendi. Bu tehlikeli durum tamamen atlatıldığı Nisan ayı sıralarda Şehzade Osman'ın ana rahmine düştüğü haberi de sarayı şenlendirdi.

Handan Sultan, Valide Sultan'lığı boyunca Şehzade Mustafa'nın hayatını korumaya çalıştı. Vefatından sonra şehzadenin öldürülme fikri yeniden canlandıysa da Kösem Sultan'ın hareme girişiyle, çocuk yaştaki padişah I. Ahmed tamamen bu fikirden vazgeçirildi. Tabii ki bu sebeplerin arasında Şehzade Mustafa'nın akıl sağlığının yerinde olmaması da çok önemli bir unsurdu.

Devlet Yönetimine Olan Etkisi​

Handan Sultan oluşturduğu bir yönetici kademe ilk yıllarda etkili bir siyaset yürüttü. Bu ekipte olan kişilerden birisi de harem ağalarından kuvvetli biri olan El-Hac Mustafa Ağa'ydı. Padişahı tesiri altına alan devlet adamlarıyla gerektiğince devleti idare etmeye çalışıyorlardı.

Handan Sultan'ın kendisi direkt olarak siyasete karışmayı seven biri değildi ve geri planda durup hayır işleri ile iyilik yapmayı seven bir Valide Sultan'dı. Bunda Safiye Sultan'ın çok fazla yükseldikten sonra yaşadığı sert düşüşün ve Handan Sultan'ın iktidar hırsından çok hayır işlerine yönelmesinin birer sebep olabileceği açıktır.

I. Ahmed tahta çıktıktan sonraki ilk problem cülus bahşişi idi. Fakat bu da Mısır'dan gelen Malkoç Yavuz Ali Paşa sayesinde bu durum da aşıldı. Böylece yönetim ittifakına bir kişi daha katılmış ve iktidar kanadı giderek güçlenmiştir. Bunun yanında da Sokolluzade Lala Mehmed Paşa'nın sadrazam olmasının en büyük sebebi Handan Sultan'ın oğluna olan telkinleridir.

Bunlara ek olarak doçe raporlarının bir kısmında padişaha ve emrinde yer alan birçok paşaya olan ulaşımın da Handan Sultan aracılığıyla gerçekleştiği bilinmektedir. Bu da Handan Sultan'ın güçlü bir Valide Sultan olduğunu gösterir niteliktedir. Bu da kendisine yıllardır tarihçiler tarafından biçilen zayıf bir karakter yerine, I. Ahmed'in erken döneminde kritik ve güçlü bir siyasi rol oynadığını gösterir. Valide Sultan öldükten sonra da Boşnak Derviş Mehmed Paşa ve El-Hac Mustafa Ağa'nın padişahın kararları üzerinde etkili olmaya devam etti.

1604 yılının yaz aylarında bahçıvan Bayran Ağa'ın yerine Derviş Ağa getirildi. Bu kararda Handan Sultan'ın etkili olduğu açıktır. Bunun dışında hünkarın emrinde bulunan Derviş Ağa da, Handan Valide Sultan'ın vefatından sonra daha fazla güç kazandı.

Veziriazam oluşunun ardından boşlukta kalan Derviş Paşa da ilk hengamede kurban olmuştur. Handan Sultan'ın çok geçen bilgiye göre 1605 yılının sonlarında genç yaşta ölümüne kadar devlet yönetiminde fazlasıyla etkili olan kişilerin yönetim kademesine gelmesinde telkinlerde bulunabilmesi oldukça mümkündür.

Buna örnek olarak da Celali ayaklanmalarında pasif kalan Sinanpaşaoğlu Mehmed Paşa'nın, Handan Sultan'ın oğluna olan talebi ya da telkiniyle affının sağlanması ve başkente dönmesi verilebilir.

Ölümü​

Handan Sultan oğlunun saltanatı sırasında fazla yaşamadı. İki yıl sonra Osmanlı kaynaklarında hicri takvime göre 1 Recep 1014, hesaplama yapıldığında miladi takvime göre 12 Kasım 1605 yılında mide hastalığından genç yaşta öldü.

Ölümünden Sonra​

Valide Sultan'ın cenazesi Ayasofya Camii'nde tüm devlet erkanının katılımıyla kılınan namazının ardından III. Mehmed'in türbesine defnedildi. Handan Sultan'ın ölümü I. Ahmed'i çok etkiledi. Sultan Ahmed Han validesinin vefatından sarayda duramaz hale geldi ve yedi gün sonra oldukça soğuk bir zamanda fırtınaya rağmen üç parça kadırga ile Bursa'ya gitti. Sadrazam kaymakamı olarak Derviş Paşa, İstanbul'da bırakıldı.

Vefatından sonra salalar verildi ve halka sadakalar dağıtıldı.

Ahmed Han annesinin ölümüne fazlasıyla üzüldü. Günlerce gözyaşı döken padişah, validesinin ölümünden sonra daha şiddetli bir hükümdar oldu. Kuyucu Murat Paşa'nın sert politikalarına destek vermesinden de bu durum rahatça anlaşılabilir.

Vakfiyesi​

Handan Sultan'ın Menemen ve Kilizman (Kilis) mevkiilerinde vakfiyesi olduğu bilinmektedir. Kendisinin vefatını takip eden 1606-1607 yılları arasında vakfiye gelirlerinin fazla kısmı da aktarılmaya devam edilmiştir.
 
Bunlar da ilginizi çekebilir...
Küçük Mevlidhandan Veladet Bahri
  • Ugur
  • Ugur,
  • Dini Konular
  • 1    6K
Ebul Vefa Hazretleri Fatih Sultan Mehmet'i Neden Dergâhına Kabul Etmedi?
  • Ugur
  • Ugur,
  • Kişisel Gelişim Hikayeleri
  • 0    2K
Fatih Sultan Mehmet Han'ın " İstemem " şiiri
  • MURATS44
  • MURATS44,
  • Şiirler
  • 0    26K
İstemem - Fatih Sultan Mehmet
  • MURATS44
  • MURATS44,
  • Şiirler
  • 1    1K
Geri