Super Moderator
- Görüntüleme: 5K
- Cevaplar: 1
Hürriyet yazarı Yalçın Bayer'in Diyanet'i yolsuzlukla itham ettiği yazısındaki büyük cahillik, THY'den yapılan düzeltme ile ortaya çıktı.
Hürriyet gazetesi yazarı Yalçın Bayer'inTürk Hava Yolları ve bağlantılı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'nı yolsuzluk yapmakla itham ettiği yazısına hem Hürriyet gazetesi hem de Bayer'i rezil eden bir düzeltme yapıldı. THY'nin 'denied' edilen yani uçuşu engellenen yolcu uygulamasının Bayer'i düşürdüğü rezil durum:
Bayer, 7 Ağustos tarihli “THY'de 'overbook ticareti' başlıklı yazısında, adını açıklamadığı bir okurundan gelen mektubu paylaşarak Türk Hava Yolları'nın overbook uygulaması üzerinden Diyanet İşleri Başkanlığı'na para aktardığını iddia etti.
Havayolları şirketlerinin koltukların boş kalmasını önlemek amacıyla seferin koltuk kapasitesi üzerinde rezervasyon yapması anlamına gelen 'overbook' uygulamasıyla karşı karşıya gelen isimsiz yolcu, 'denied' uygulamasını Diyanet olarak anlayıp, ortada büyük para bir çarkının döndüğünü iddia etti.
Bayer de bu ifadeleri sorgulamadan köşesine taşıyıp THY ve Diyanet'in bu uygulamayı istismar ettiği ifade etti. Bugün gelen ““Yazınızda 'diyanet' olarak ifade edilen husus 'denied' yani uçuşa alınamayan yolcu olarak tabir ettiğimiz fazla satış nedeniyle dayanışma sistemidir" düzeltmesini yayınlayan Bayer, ne dünyanın en saygın hava yolu şirketleri arasındaki THY'den ne de ortaklaşa yolsuzluk yapmakla itham ettiğiDiyanet İşleri Başkanlığı'ndan özür dileme gereği duymadı.
Sanki hepimizin bineceğini ta baştan biliyorlardı. Tüm valizleri de yüklemişlerdi bile; 100 kiloyu aşan... Bekleme odasına gittik. Uçak boarding yaptı. Son ana kadar iki kişiye uçma garantisi olmadığı söylendi. Ben kapıdaki THY görevlisine 'kimin gelip sorup soruşturup birilerinin koltuğunu alacağını' sorduğumda 'Diyanet'ten gelecekler' dedi. 'Diyanet ile bu işin ne alakası olduğunu' sorduğumda yanıt alamadım. Bizi uçağa götürdüler. Şu ana kadar bilmiyormuş gibi yapıldı ancak sonra bindik ve uçtuk. Olayı şüpheli bulduk. Acaba bazı sanal kişilere (veya bu işin ticaretini yapanlara) THY tarafından bu şekilde para mı aktarılıyor? Bilerek overbook yapılan sanal olarak uçan ama gerçekte kanı ve canı ile var olan, sadece uçağa bile gelmeyen kişiler değil aynı zamanda bazı otel sahipleri de mi zengin ediliyor? Uçaktan kimse inmedi. Diyanet ile bağlantı gizemli. Bütün hikâye oldukça şüpheli görüldü."
(Not: Okurumuzun adını isteği üzerine yazmıyoruz. Uluslararası kurallara göre, havayolları örneğin, 100 koltuklu bir uçakta 105 bilet satabiliyor. Uçuş hatta tarifenin gün ve saatine göre havayolu şirketi, fazla koltuk satıp son dakikada oluşacak gelir kaybının önüne geçmeyi planlıyor. Buna havacılıkta overbook deniliyor. Ne yazık ki, konuyu istismar edenler var.)
ti-ve-yazarini-rezil-eden-duzeltme-1439305974-4392.webp
Hürriyet gazetesi yazarı Yalçın Bayer'inTürk Hava Yolları ve bağlantılı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'nı yolsuzluk yapmakla itham ettiği yazısına hem Hürriyet gazetesi hem de Bayer'i rezil eden bir düzeltme yapıldı. THY'nin 'denied' edilen yani uçuşu engellenen yolcu uygulamasının Bayer'i düşürdüğü rezil durum:
Bayer, 7 Ağustos tarihli “THY'de 'overbook ticareti' başlıklı yazısında, adını açıklamadığı bir okurundan gelen mektubu paylaşarak Türk Hava Yolları'nın overbook uygulaması üzerinden Diyanet İşleri Başkanlığı'na para aktardığını iddia etti.
Havayolları şirketlerinin koltukların boş kalmasını önlemek amacıyla seferin koltuk kapasitesi üzerinde rezervasyon yapması anlamına gelen 'overbook' uygulamasıyla karşı karşıya gelen isimsiz yolcu, 'denied' uygulamasını Diyanet olarak anlayıp, ortada büyük para bir çarkının döndüğünü iddia etti.
Bayer de bu ifadeleri sorgulamadan köşesine taşıyıp THY ve Diyanet'in bu uygulamayı istismar ettiği ifade etti. Bugün gelen ““Yazınızda 'diyanet' olarak ifade edilen husus 'denied' yani uçuşa alınamayan yolcu olarak tabir ettiğimiz fazla satış nedeniyle dayanışma sistemidir" düzeltmesini yayınlayan Bayer, ne dünyanın en saygın hava yolu şirketleri arasındaki THY'den ne de ortaklaşa yolsuzluk yapmakla itham ettiğiDiyanet İşleri Başkanlığı'ndan özür dileme gereği duymadı.
Hürriyet'te yer alan ve THY ile Diyanet'i yolsuzluk yapmakla suçlayan yazı şöyleydi:
“Türkiye'den dönerken THY 4 kişilik (çift pasaportlu) ailemi uçağa check-in yapamadı ve 'overbook' olduğunu söylediler. Yani THY koltukları iki kez satmış. Bu normal bir uygulama imiş. İçimizden sadece iki kişiye boarding kartı verdiler: Bana ve oğluma... Ne yapacağız diye kara kara düşünmeye başladık. Kapıya gidin, birilerini uçaktan indirme şansı olabilir, dediler. Nasıl oluyor bu diye sorduğumda bazı kişilerin kendi istekleri ile uçaktan indiklerini söylediler. Uçağın kalkmasına 15 dakika varken, 'Bu sorgulama nasıl yapılır bu kadar kişi içinde' diye sorduğumda; 'Onlar bilir' dendi. 'Peki bu insanlar uçaktan neden iniyorlar' sorusunun yanıtı ise şöyle oldu: 'İnmeyi kabul edenler 400 dolar veya 400 Euro para alıyor ve bir gece İstanbul'da lüks bir otelde bedava kalıyorlar. Onların koltuğu size veriliyor.' 'Peki bu insanları uçaktan indirenler, ineceklerini nasıl biliyorlar; bu kadar kısa zaman içinde?' sorusuna yine yanıt yoktu. Valizleri verdiğimiz beye uçağa binmesi gerekenlerin ben ve oğlum değil, yaz okuluna yetişmesi gereken kızım ve işine dönmesi gereken eşim olması gerektiğini söylediğimde, 'Sorun değil, kapıya gidin, isteyen biner' dediler. Başkasının kartı ile nasıl uçulur güvenlik açısından? Sorun bu değil tabii ki...Sanki hepimizin bineceğini ta baştan biliyorlardı. Tüm valizleri de yüklemişlerdi bile; 100 kiloyu aşan... Bekleme odasına gittik. Uçak boarding yaptı. Son ana kadar iki kişiye uçma garantisi olmadığı söylendi. Ben kapıdaki THY görevlisine 'kimin gelip sorup soruşturup birilerinin koltuğunu alacağını' sorduğumda 'Diyanet'ten gelecekler' dedi. 'Diyanet ile bu işin ne alakası olduğunu' sorduğumda yanıt alamadım. Bizi uçağa götürdüler. Şu ana kadar bilmiyormuş gibi yapıldı ancak sonra bindik ve uçtuk. Olayı şüpheli bulduk. Acaba bazı sanal kişilere (veya bu işin ticaretini yapanlara) THY tarafından bu şekilde para mı aktarılıyor? Bilerek overbook yapılan sanal olarak uçan ama gerçekte kanı ve canı ile var olan, sadece uçağa bile gelmeyen kişiler değil aynı zamanda bazı otel sahipleri de mi zengin ediliyor? Uçaktan kimse inmedi. Diyanet ile bağlantı gizemli. Bütün hikâye oldukça şüpheli görüldü."
(Not: Okurumuzun adını isteği üzerine yazmıyoruz. Uluslararası kurallara göre, havayolları örneğin, 100 koltuklu bir uçakta 105 bilet satabiliyor. Uçuş hatta tarifenin gün ve saatine göre havayolu şirketi, fazla koltuk satıp son dakikada oluşacak gelir kaybının önüne geçmeyi planlıyor. Buna havacılıkta overbook deniliyor. Ne yazık ki, konuyu istismar edenler var.)