Ahmed Şefik Midhat Paşa (18 Ekim 1822, İstanbul - 8 Mayıs 1884, Taif, Suudi Arabistan), Osmanlı devlet adamı, iki kez sadrazam, Tuna, Aydın ve Suriye Valisi, ilk Osmanlı anayasası olan Kânûn-ı Esâsî'yi hazırlayan kurulun başkanı.
Midhat Paşa, Padişah Abdülaziz (1861-1876) döneminde savunduğu reform politikalarıyla tanınmış ve iki kez sadrazamlık yapmıştır. Valilikteki başarılarını sadrazamlığında gösterememiş, ilk sadaretinde Mısır’a dış borçlanma yetkisi veren fermanı yayınlayarak Mısır’ın İngiliz hâkimiyetine girmesine sebep olmuştur. Ayrıca açığı olan bütçeyi fazla vermiş gibi göstermesi, görevden alınmasına sebep olmuştur. 1876’da Abdülaziz’in tahttan indirilmesiyle sonuçlanan askeri darbenin liderlerinden biri olmuş, aynı yıl padişah V. Murat’ın tahttan indirilerek II. Abdülhamid’in tahta geçirilmesi olayında da belirleyici rol oynamıştır. Abdülhamid döneminde 2. sadareti başlamıştır. Abdülhamid’in 23 Aralık 1876’da ilan ettiği Kanun-u Esasinin mimarlarından biridir. Balkanlarda Rusya’nın kışkırtmalarıyla çıkan ayaklanmalar ve Rusya’nın savaş tehditleri karşısında, padişahın karşı görüşü ve Lord Salisbury’nin uyarılarına rağmen İngiltere’nin yardım edeceğine inanarak İmparatorluğu Rusya ile savaşa sürüklemiş ve bu savaş Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihindeki en büyük felaketlerden biri olan 93 Harbi olarak tarihe geçmiştir. Bu olaylardan kısa bir süre sonra Mithat Paşa Abdülhamid’in gözünden düşerek sürgüne gönderilmiş, 1881’de Abdülaziz’e suikast şuçlamasıyla Yıldız Sarayı’nda kurulan Yıldız mahkemesi tarafından idama mahkûm edilmiştir. Cezası Abdülhamid tarafından Taif’te hapis cezasına çevrilmiş ancak üç yıl sonra muhafızları tarafından öldürülmüştür. Cinayetin II. Abdülhamid’in emriyle işlendiğinden şüphelenildiyse de kesinlikle kanıtlanamamıştır.
Mithat Paşa Tanzimat reformlarını gerçekleştiren kuşağın önde gelen temsilcilerinden biridir. Ancak Tanzimat’ın asıl lider kadrosunu oluşturan Mustafa Reşit, Âli ve Keçecizade Fuat Paşalarca fazla radikal ve istikrarsız bulunarak dışlanmış ve nispeten geç yaşta ön plana çıkma olanağı bulabilmiştir. 1860’larda Tuna ve Bağdat vilayetlerindeki başarılı reform çalışmaları Mithat Paşa’nın kariyerinin zirve noktası olarak görülür. 1870’lerdeki iki kısa sadrazamlığı siyasi çatışmaların ve büyüyen mali krizin gölgesinde kalmıştır. 1876 krizinde Mithat Paşa’nın bir Cumhuriyet rejimi tasarladığı iddia edilmiştir. Bu iddia Abdülhamid yıllarında paşanın zevaline yol açmış, ancak 1908 ve 1923’ten sonraki yıllarda yeniden kazandığı itibarın temelini oluşturmuştur.
Dolmabahçe’de 1947’de inşa edilen BJK İnönü Stadyumu 1951’de Demokrat Parti hükûmetince Mithatpaşa Stadyumu olarak adlandırılmış, ancak 1973’te İnönü Stadyumu adı iade edilmiştir.
Mithat Paşa’nın cenazesi 1951’de Taif’ten getirildi ve 26 Haziran 1951’de cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ın katıldığı bir törenle Âbide-i Hürriyet Tepesi’ne defnedildi.
Midhat Paşa, Padişah Abdülaziz (1861-1876) döneminde savunduğu reform politikalarıyla tanınmış ve iki kez sadrazamlık yapmıştır. Valilikteki başarılarını sadrazamlığında gösterememiş, ilk sadaretinde Mısır’a dış borçlanma yetkisi veren fermanı yayınlayarak Mısır’ın İngiliz hâkimiyetine girmesine sebep olmuştur. Ayrıca açığı olan bütçeyi fazla vermiş gibi göstermesi, görevden alınmasına sebep olmuştur. 1876’da Abdülaziz’in tahttan indirilmesiyle sonuçlanan askeri darbenin liderlerinden biri olmuş, aynı yıl padişah V. Murat’ın tahttan indirilerek II. Abdülhamid’in tahta geçirilmesi olayında da belirleyici rol oynamıştır. Abdülhamid döneminde 2. sadareti başlamıştır. Abdülhamid’in 23 Aralık 1876’da ilan ettiği Kanun-u Esasinin mimarlarından biridir. Balkanlarda Rusya’nın kışkırtmalarıyla çıkan ayaklanmalar ve Rusya’nın savaş tehditleri karşısında, padişahın karşı görüşü ve Lord Salisbury’nin uyarılarına rağmen İngiltere’nin yardım edeceğine inanarak İmparatorluğu Rusya ile savaşa sürüklemiş ve bu savaş Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihindeki en büyük felaketlerden biri olan 93 Harbi olarak tarihe geçmiştir. Bu olaylardan kısa bir süre sonra Mithat Paşa Abdülhamid’in gözünden düşerek sürgüne gönderilmiş, 1881’de Abdülaziz’e suikast şuçlamasıyla Yıldız Sarayı’nda kurulan Yıldız mahkemesi tarafından idama mahkûm edilmiştir. Cezası Abdülhamid tarafından Taif’te hapis cezasına çevrilmiş ancak üç yıl sonra muhafızları tarafından öldürülmüştür. Cinayetin II. Abdülhamid’in emriyle işlendiğinden şüphelenildiyse de kesinlikle kanıtlanamamıştır.
Mithat Paşa Tanzimat reformlarını gerçekleştiren kuşağın önde gelen temsilcilerinden biridir. Ancak Tanzimat’ın asıl lider kadrosunu oluşturan Mustafa Reşit, Âli ve Keçecizade Fuat Paşalarca fazla radikal ve istikrarsız bulunarak dışlanmış ve nispeten geç yaşta ön plana çıkma olanağı bulabilmiştir. 1860’larda Tuna ve Bağdat vilayetlerindeki başarılı reform çalışmaları Mithat Paşa’nın kariyerinin zirve noktası olarak görülür. 1870’lerdeki iki kısa sadrazamlığı siyasi çatışmaların ve büyüyen mali krizin gölgesinde kalmıştır. 1876 krizinde Mithat Paşa’nın bir Cumhuriyet rejimi tasarladığı iddia edilmiştir. Bu iddia Abdülhamid yıllarında paşanın zevaline yol açmış, ancak 1908 ve 1923’ten sonraki yıllarda yeniden kazandığı itibarın temelini oluşturmuştur.
Dolmabahçe’de 1947’de inşa edilen BJK İnönü Stadyumu 1951’de Demokrat Parti hükûmetince Mithatpaşa Stadyumu olarak adlandırılmış, ancak 1973’te İnönü Stadyumu adı iade edilmiştir.
Mithat Paşa’nın cenazesi 1951’de Taif’ten getirildi ve 26 Haziran 1951’de cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ın katıldığı bir törenle Âbide-i Hürriyet Tepesi’ne defnedildi.