Administrator
- Görüntüleme: 5K
- Cevaplar: 2
İçindekiler
Gazeteci yazar Gülay Göktürk, AK Parti'nin 7 Haziran sonrası yaşadığı bilançoyu yazdı. Göktürk'e göre kaybedişin 5 nedeni var.
7 Haziran milletvekili seçimleri sonrası tek başına hükümet kuracak çoğunluğu kaybeden AK Parti'nin nerede hata yaptığı ve oylarının neden düştüğü tartışılmaya devam ediyor. Akşam gazetesi yazarı Gülay Göktürk de, AK Parti'deki gerilemenin tek nedeninin Kürt meselesi olmadığını, beş farklı nedeninin olduğunu yazdı. Göktürk, öte yandan AK Parti'nin 13 yıllık iktidar yorgunluğuna rağmen hala Türkiye'nin tek birleştirici partisi olduğunu ve siyasetin omurgası niteliğini kaybetmediğinin altını çizdi.
Gülay Göktürk'e göre; Başkanlık sistemi ne topluma ne de AK Parti tabanına anlatılamadı. 17 Aralık sonrası ismi geçen kişilerden hesap sorulamadı. AK Parti, agresif dil ve kutuplaştırıcı bir söylem kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan meydanlara indi. Son olarak ise parti içindeki iç çekişme seçmenlere güven kaybettirdi.
İşte detaylarıyla o etkenler;
- Bu seçimlerde AK Parti’nin en önemli hatası seçimi Başkanlık Sistemi referanduma dönüştürme çabası oldu. Başkanlık Sistemi’nin AK Parti tabanının bir bölümünde bile kuşkuyla karşılandığı öteden beri biliniyordu. İktidar, “tartışalım” dedi ama üzerinde tartışma yapılabilecek için bir model ortaya koymaktan özellikle sakındı. Ayrıca, böyle bir sistem değişikliğine neden ihtiyaç olduğunu da ne topluma ne de kendi tabanına hiçbir şekilde anlatamadı.
- AK Parti’ye oy veren kitle, 17 Aralık’ta yolsuzluk olmadığını düşündüğü için değil, acil ve yakın tehlikeyi başka yerde gördüğü için partisini desteklemeye devam etti; ama öte yandan, partinin bu hesabı soracağı ve özellikle 2015 seçimlerinden sonra temiz bir başlangıç yapacağı konusundaki umudunu korudu. AK Parti’nin, şaibe altındaki bakanlarını yargıdan kaçırma yoluna gitmesi, ciddi bir hayal kırıklığı yarattı.
- AK Parti’ye oy veren geniş kesimler ilk yıllarda Erdoğan’ın üstten konuşmasını – daha doğrusu haklı olduğunu düşündüğü konularda asla alttan almamasını – çok sevdiler. Bir süre sonra aynı insanlar partilerinden artık düşmanlıkları körüklemesini değil yumuşatmasını, daha uzlaşmacı, daha kucaklayıcı bir dile geçmesini beklediler. Ne var ki AK Parti üslubunu değiştirmedi. Bu da AK Parti tabanında endişelere yol açan bir faktör oldu.
- Anketlerden düşüş sinyallerinin gelmeye başlamasıyla birlikte çare, en güçlü kozun yani Erdoğan’ın meydanlara çıkması olarak görüldü. Ama ne yazık ki başvurulan yol çare olmak bir yana, yıpratıcı bir unsura dönüştü. AK Parti seçmenine ağır geldi.
- Tali bir etken olarak, son dönemde Cumhurbaşkanı ile AK Parti yönetimi arasında yaşanan bazı çekişmeleri de partinin seçmenleri nezdinde güven kaybetmesine yol açan bir faktör olarak sıralayabiliriz.
Kaynak: haber7
akparti.webp
7 Haziran milletvekili seçimleri sonrası tek başına hükümet kuracak çoğunluğu kaybeden AK Parti'nin nerede hata yaptığı ve oylarının neden düştüğü tartışılmaya devam ediyor. Akşam gazetesi yazarı Gülay Göktürk de, AK Parti'deki gerilemenin tek nedeninin Kürt meselesi olmadığını, beş farklı nedeninin olduğunu yazdı. Göktürk, öte yandan AK Parti'nin 13 yıllık iktidar yorgunluğuna rağmen hala Türkiye'nin tek birleştirici partisi olduğunu ve siyasetin omurgası niteliğini kaybetmediğinin altını çizdi.
Gülay Göktürk'e göre; Başkanlık sistemi ne topluma ne de AK Parti tabanına anlatılamadı. 17 Aralık sonrası ismi geçen kişilerden hesap sorulamadı. AK Parti, agresif dil ve kutuplaştırıcı bir söylem kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan meydanlara indi. Son olarak ise parti içindeki iç çekişme seçmenlere güven kaybettirdi.
İşte detaylarıyla o etkenler;
1. BAŞKANLIK SİSTEMİ
- Bu seçimlerde AK Parti’nin en önemli hatası seçimi Başkanlık Sistemi referanduma dönüştürme çabası oldu. Başkanlık Sistemi’nin AK Parti tabanının bir bölümünde bile kuşkuyla karşılandığı öteden beri biliniyordu. İktidar, “tartışalım” dedi ama üzerinde tartışma yapılabilecek için bir model ortaya koymaktan özellikle sakındı. Ayrıca, böyle bir sistem değişikliğine neden ihtiyaç olduğunu da ne topluma ne de kendi tabanına hiçbir şekilde anlatamadı.
2. YÜCE DİVAN
- AK Parti’ye oy veren kitle, 17 Aralık’ta yolsuzluk olmadığını düşündüğü için değil, acil ve yakın tehlikeyi başka yerde gördüğü için partisini desteklemeye devam etti; ama öte yandan, partinin bu hesabı soracağı ve özellikle 2015 seçimlerinden sonra temiz bir başlangıç yapacağı konusundaki umudunu korudu. AK Parti’nin, şaibe altındaki bakanlarını yargıdan kaçırma yoluna gitmesi, ciddi bir hayal kırıklığı yarattı.
3. AGRESİF DİL VE KUTUPLAŞTIRICI SÖYLEM
- AK Parti’ye oy veren geniş kesimler ilk yıllarda Erdoğan’ın üstten konuşmasını – daha doğrusu haklı olduğunu düşündüğü konularda asla alttan almamasını – çok sevdiler. Bir süre sonra aynı insanlar partilerinden artık düşmanlıkları körüklemesini değil yumuşatmasını, daha uzlaşmacı, daha kucaklayıcı bir dile geçmesini beklediler. Ne var ki AK Parti üslubunu değiştirmedi. Bu da AK Parti tabanında endişelere yol açan bir faktör oldu.
4. MEYDANLARA İNMEK
- Anketlerden düşüş sinyallerinin gelmeye başlamasıyla birlikte çare, en güçlü kozun yani Erdoğan’ın meydanlara çıkması olarak görüldü. Ama ne yazık ki başvurulan yol çare olmak bir yana, yıpratıcı bir unsura dönüştü. AK Parti seçmenine ağır geldi.
5. İÇ ÇEKİŞME
- Tali bir etken olarak, son dönemde Cumhurbaşkanı ile AK Parti yönetimi arasında yaşanan bazı çekişmeleri de partinin seçmenleri nezdinde güven kaybetmesine yol açan bir faktör olarak sıralayabiliriz.
Kaynak: haber7