Huber Köşkü, Boğaziçi'nin Rumeli yakasında, Tarabya Koyu'nun güneyinde ve Yeniköy-Tarabya yolunun üzerinde bulunan köşktür. Gerisinde Boğaz'a inen yamacın tümünü içine alan yaklaşık 64.000 m²'lik koruluğu vardır. Huber Köşkü, aslında ana bina dışında büyük bir ahır ve arabalık, hizmetliler konutu, iki küçük şale ve seradan oluşan bir malikanedir. 1985 yılından beri beri Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak kullanılmaktadır.
Huber Köşkü, silah ticareti ve komisyonculuğu yapan ve Mauser Fişek ve Kolonya Müşterek Barut Fabrikaları'nın ve daha sonra da ünlü Krupp firmasının İstanbul'daki temsilciliğini yapan Huber kardeşlerden Auguste Huber ve ailesine aittir. Malikane, önceki sahipleri, Ermeni kökenli Tıngıroğlu ve Düzoğlu ailelerinden satın alınan arazi üzerine kurulmuştur.
Huberler, I. Dünya Savaşı sonrasında yenilginin ardından ve herhalde işgalden önce, İstanbul'u terk etti. M. Huber'in ölümü üzerine, eski Maliye Nazırı Necmeddin Molla ailenin yaşadığı Augsburg'a giderek köşkü satın aldı. Köşk daha sonra Mısır Prensesi Kadriye Hanım'a satıldı. Prenses de Mısır'a dönerken Notre Dame de Sion sörlerine sembolik bir ücretle bıraktı. 1973 yılında özel bir inşaat şirketinin eline geçen yapı, 1985 yılında kamulaştırıldı. Daha sonra onarılıp döşenerek Cumhurbaşkanlığı Rezidansı olarak kullanılmaya başlandı.
Mimarı ve yapım yılı tam olarak bilinmemektedir. Fakat muhtemelen ünlü İtalyan mimar Raimondo D'Aronco (1857-1932) tarafından yapılmış, yine bu mimar tarafından farklı zamanlarda yapılan ilavelerle genişletilmiştir.
Tarabya'daki koru arazisini Bay Huber satın aldıktan sonra bizzat kendisi ağaçlandırmıştır. Şu anda Boğaziçi'nin günümüze ulaşan ender korularından biri Huber Malikanesi'nin korusudur. Alman Sefaret Yazlığı ile bitişiktir. İki koru bir bütünlük oluşturmaktadır.
Köşk ana bina dışında ahır, arabalık, hizmetliler konutu, iki küçük şale ve bir seradan oluşur. 64 dönümlük bir koruluğu vardır. Gerek mimarisi ve gerek bahçe düzenlenmesi ile köşk muhteşem bir görünüme sahiptir.
huberkyaky.webp
Huber Köşkü, silah ticareti ve komisyonculuğu yapan ve Mauser Fişek ve Kolonya Müşterek Barut Fabrikaları'nın ve daha sonra da ünlü Krupp firmasının İstanbul'daki temsilciliğini yapan Huber kardeşlerden Auguste Huber ve ailesine aittir. Malikane, önceki sahipleri, Ermeni kökenli Tıngıroğlu ve Düzoğlu ailelerinden satın alınan arazi üzerine kurulmuştur.
Huberler, I. Dünya Savaşı sonrasında yenilginin ardından ve herhalde işgalden önce, İstanbul'u terk etti. M. Huber'in ölümü üzerine, eski Maliye Nazırı Necmeddin Molla ailenin yaşadığı Augsburg'a giderek köşkü satın aldı. Köşk daha sonra Mısır Prensesi Kadriye Hanım'a satıldı. Prenses de Mısır'a dönerken Notre Dame de Sion sörlerine sembolik bir ücretle bıraktı. 1973 yılında özel bir inşaat şirketinin eline geçen yapı, 1985 yılında kamulaştırıldı. Daha sonra onarılıp döşenerek Cumhurbaşkanlığı Rezidansı olarak kullanılmaya başlandı.
Mimarı ve yapım yılı tam olarak bilinmemektedir. Fakat muhtemelen ünlü İtalyan mimar Raimondo D'Aronco (1857-1932) tarafından yapılmış, yine bu mimar tarafından farklı zamanlarda yapılan ilavelerle genişletilmiştir.
Tarabya'daki koru arazisini Bay Huber satın aldıktan sonra bizzat kendisi ağaçlandırmıştır. Şu anda Boğaziçi'nin günümüze ulaşan ender korularından biri Huber Malikanesi'nin korusudur. Alman Sefaret Yazlığı ile bitişiktir. İki koru bir bütünlük oluşturmaktadır.
Köşk ana bina dışında ahır, arabalık, hizmetliler konutu, iki küçük şale ve bir seradan oluşur. 64 dönümlük bir koruluğu vardır. Gerek mimarisi ve gerek bahçe düzenlenmesi ile köşk muhteşem bir görünüme sahiptir.