Genel Kültür Üç lider 7 sanatçıdan bayram anıları

Millet ittifakı liderleri ve sanatçılar anılarını SÖZCÜ HaftaSonu’na anlattı. Kılıçdaroğlu, Akşener, Davutoğlu çocukluklarında yaşadıkları sıcak ve samimi bayram hatıralarını, eski bayramlara duydukları özlemi dile getirdiler...​

Herkesin çocukluğuna ilişkin bir bayram anısı vardır. Yıllar geçse de o çocukluk anıları hep hatırlanır. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti lideri Meral Akşener ve Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu çocukluklarının bayramlarını anlattılar. Kısa süre önce kaybettiğimiz SÖZCÜ Gazetesi'nin güler yüzlü ağabeyi Yüksel Şengül de geçtiğimiz yıllarda sanatçılarla görüşüp onların çocukluğundaki bayram anılarını kaleme almıştı…


KEMAL KILIÇDAROĞLU: Yetiştiğim coğrafyada bayramı samimi olarak yaşadığım yer Bingöl'ün Genç İlçesi'ydi. Orada ilk ve ortaokulu bitirdim. Arife günü heyecanlanırdık. Babamız yeni ayakkabı elbise alamazdı, çünkü 7 kardeştik. Elimizde küçük torbalarla kapıları çalar, şeker toplardık. Eğer bir aile şeker değil para verirse, olağanüstü sevinirdik.


Çocukluk hali

Büyüklerimizi gördüğümüzde hiç tanımasak bile gider elini öperdik. Bunlar bizim Anadolu'da yaşadığımız güzellikler. Bugün aynı güzellikler Anadolu'da var mı? Kentleşme süreci yoğunlaşınca bunlar büyük ölçüde kayboluyor. Çocuklar eskiden olduğu gibi sokaklarda, caddelerde özgürce dolaşıp şeker toplayamıyor.


AHMET DAVUTOĞLU: Çocukluk bayramlarım iki ayrı kültürel ortamda geçti. Birincisi bayram için gittiğimiz Konya Taşkent'te asırlarca süren Yörük Türkmen gelenekleri içindeki bayramlaşmalar. İkincisi ise İstanbul Fatih'te, Anadolu ve Rumeli'nin farklı köşelerinden gelen komşularımızla yaşadığımız renkli bayram atmosferi. Taşkent'te hiç unutmadığım ve bir hatıra; bayram namazı sonrası yaklaşık 500 yıllık geleneği içinde barındıran ve bir misafirhane vakfı olarak görülen Davutlar odasında bütün mahalle sakinlerinin ellerinde birer sahanla bayram yemeğini birlikte yapmaları idi. Bütün mahalle birkaç sofrada oturur herkes, kimin ne getirdiğini bilmeksizin farklı sahanlardaki yemekleri tadardı. Fakir zengin ayrımı olmadan, kimse bu yemek kimin diye düşünmeden eşitlikçi bir ortamda bir sini etrafında toplanan ortam beni derinden etkilemiştir. Bu uygulama Horasan'dan beri süregelen geleneğin çağdaş dönemlere yansımasıydı. Bayramın zengin – fakir ayrımını, sülale soy-sop ayrımını ortadan kaldıran birleştirici ruhunu orada teneffüs ettim. Ümit ederim gelecek nesiller de birleştirici bütünleştirici bayram geleneğini sürdürürler.



MERAL AKŞENER: Türkiye'ye yönelik hayalim hep bir bayram sofrasıdır. Bizim bayram sabahlarında büyükler erken kalkar, rahmetli babam bayram namazına giderdi. Sonra topluca kahvaltı ederdik. Babamın üç ablası vardı, onlardan doğan kız çocukları da aşağı yukarı babamla yaşıt. Onları da ‘hala' bilirdik. Aynı bahçenin etrafındaki evlerde yaşarlardı.


Çocukluk hali
Toplam 13 halam var. Hepsi bayramlarda bize gelir, öğle yemeği yerdik. İşte o bayram sofrası hep hayalimdir. O sofranın özelliği herkesin yemeğe ulaşması eşitti. Zengin fakir ayrımı yoktu. Paranın bu derece göze sokulmadığı dönemlerdi.



METİN AKPINAR: Doğup büyüdüğüm Aksaray ve orada yaşadığım bayramları unutmam mümkün değil. Çingene Hakkı'nın konağında otururduk ve bayramın ilk günü ev ahalisinin bayramlaşması büyük bir töreni andırırdı, konak adeta şenlenirdi.


CÜNEYT ARKIN: Anadolu'da, ‘Malkoçoğlu' serisinden bir film çekiyorduk. Bayram gelmişti ama izin yapmamız mümkün değildi. Benim için hüzünlü bir bayramdı o, herkes ailesiyle bayramlaşırken, ben Malkoçoğlu olup, atın üzerinde ‘Savulun bre' diyerek kılıç sallıyordum.



HÜLYA AVŞAR: 14 yaşındaydım ve bayramın ilk günü aynanın karşısına geçip gözlerime rimel sürmüştüm. Ama nur içinde yatsın babam beni o şekilde görünce küplere binmişti. O yıl bayram ziyaretlerimi, ağlamaktan şişmiş gözlerle yapmıştım.


NİLÜFER: Cihangir'de bir apartmanda 4. Katta otururduk. Ailenin tek çocuğuydum ve annem beni oynamak için pek sokağa bırakmazdı. Bu nedenle, bayramlar benim için ailece dış dünyaya açılmanın keyfi demekti.


KEREM ALIŞIK: Bayramlarda evimize birçok ünlü aktör, yıldız gelirdi. En önemlisi de Ayhan Işık'tı. Ayhan Ağabey arabasına çok önem verdiğinden, “Kerem, dikkat et, çocuklar çizmesin” derdi ve bayram bahşişimi peşin peşin cebime koyardı. Ben de o bizde oturduğu süre boyunca, çocuklar arabanın kaportasını çizmesin diye nöbet tutardım.



TÜRKAN ŞORAY: Kızım Yağmur'la birlikte geçirdiğim ilk bayramı unutamam. Kızım çok küçük olmasına rağmen, sabah erkenden onu güzelce giydirmiş, karnını doyurmuştum. Henüz bebekti ama Yağmur'la birlikte olmak, bayramı onunla yaşamak bana inanılmaz bir keyif vermişti.


GÖKSEL ARSOY: Bir bayram sabahı amcam Yesari Asım Arsoy bizim eve gelmiş ve yeni bestelerinden birini terennüm etmişti. Çok güzel bir bayram sabahıydı. Amcamı, onun sesini ve o sabahı hep hatırlarım.

Kaynak