Evliya Çelebi
Yeni Üye
Bayburt | |
---|---|
![]() |
|
Plaka No | 69 |
Bölge | Karadeniz Bölgesi |
Yüzölçümü | 3.746 km² |
Nüfus | 84.843 |
Nüfus Yoğunluğu | 23 kişi/km² |
Telefon kodu | +458 |
Rakım | 1.555 m |
İlçe | 3 |
Belediye | 5 |
Mahalle | 28 |
Köy | 170 |
Ülkeler Listesi |
Bayburt ili nüfusu 84.843'dür. Bu nüfusun %67,89'u şehirlerde yaşamaktadır (2019 sonu).
İlin yüzölçümü 3.746 km2'dir. İlde km2'ye 23 kişi düşmektedir. (Bu sayı merkez ilçede 25’dir.)
4 Şubat 2020 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 3 İlçe, 5 belediye, bu belediyelerde 28 mahalle ve ayrıca 170 köy vardır.
İçindekiler
Bayburt adı
Yerleşimden Bizans kaynaklarında Payber/Bayberd, Ermeni kaynaklarında Payberd(Բաբերդ), Marco Polo Seyahatnamesi’nde Paiburt/Baiburt, Arap kaynaklarında Bâbirt, Anadolu Selçuklu hükümdarı II. Mesud adına basılan sikkelerde Baypırt, Akkoyunlu tarihlerinden bahseden eserlerde Papirt şeklinde geçmektedir. 1930 reformlarıyla "Bayburt" olarak kabul edilmiştir.
Bayburt Tarihi
Yerleşim Bizans hakimiyetinde Haldia Theması sınırları içerisinde yer almış ve kalesi I. Justinianus (527-565) devrinde tahkim edilmiştir. Bizans-Arap mücadelesi sonrasında Pakraduni Hanedanlığı topraklarına katıldı.
1054 yılında Selçuklular akınlarına maruz kalsa da ele geçirilemedi. 1072 yılında Saltuklu Beyliği tarafından ele geçirildi. Birinci Haçlı Seferi sırasında Bizans Valisi Theodore Gabras tarafından ele geçirilse de 1098’de Danişmend Gazi’nin oğlu İsmail tarafından Danişmendliler Beyliği hakimiyetine alındı. Danişmendliler Beyliği’nin yıkılmasını müteakip yeniden Saltuklu Beyliği egemenliğine giren yerleşim 1202 yılında beyliğin yıkılmasıyla Anadolu Selçuklu Devleti hakimiyetine girdi. II. Süleyman Şah’ın kardeşi ve Erzurum Meliki olan Muğiseddin Tuğrulşah döneminde Bayburt kalesi önemli bir tamirattan geçirildi. 1202-1230 arasında Erzurum Meliki olan Muğiseddin Tuğrulşah ve oğullarının hakimiyetinde olan yerleşim 1230 yılında Sultan Alaaddin Keykubat tarafından tekrar Selçuklu denetimine alındı.

Bayburt, 19. yüzyıl
Evliya Çelebi 1647 yılında şehri ziyareti sırasında burada her pazar günü Kadızâde Mehmed Bey Camii önünde kurulan pazarda 5-10 bin kişinin alışveriş ettiğini, 300 dükkân ve bir bedestenin bulunduğunu, kıymetli seccade ve kilimlerin başka yerlere ihraç edildiğini belirtir. 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında 19 Temmuz 1829’da Bayburt Rusların eline geçti.
Birkaç aylık kısa Rus egemenliği, Edirne Antlaşması uyarınca son buldu. Ancak Rus güçleri geri çekilirken şehirde ve kalede önemli tahribat yaşandı. Avrupalı seyyahların anlatılarında, yaşanan bu tahribat nedeniyle şehrin yarısının tahrip olduğu, yoksulluk ve sefalet içerisinde bir şehir olarak görülmektedir. 1845 yılı Bayburt Temettuat defterine göre şehirde; 9 mahallede (Cami-i Kebir, Fettahan, Uzunkadı, Ahmed-i Zencani, Kadızade, Kaleardı, Veysel Efendi, Tuzcuzade, Karasakal) 261 hane yaşamaktaydı. Ancak bununla birlikte yakın zamanlardaki doğum-ölüm belgelerinde Zahid Efendi, Şeyh Hayran, Şingah ve Veli Şaban olmak üzere 4 mahalleden daha bahsedilebilmektedir.
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Osmanlı’nın doğudaki toprak kayıplarının neticesinde sancak statüsüne çıkarılmışsa da 1888’de tekrar kaza statüsüne getirildi. Erzurum Sıhhiye Müfettişi Doktor Şerif Bey tarafından 1913 yılında hazırlanan rapora göre; kaza merkezinde 8.184’ü Müslüman ve 1.915’i Ermeni olmak üzere 10.099 kişi yaşamaktaydı. Bina olarak ise Bayburt merkezde hükûmet konağı, belediye binası, redif dairesi, 1 rüşdiye, 4 iptidaiye (ilkokul), 1 inas ibtidaisi, 2 Ermeni iptidaisi (ilkokul), telgrafhane, 3 hamam, 500 dükkan ve mağaza, 50 kahve, 10 han, 3 otel, 4 meyhane, 13 değirmen, 25 fırın, 1 mezbaha, 1 debbağhane (tabakhane), 1 sabunhane, 1 mumhane, 7 cami, 3 mescit, 12 medrese ve 2 kilise ve 2.183 ev bulunmaktaydı.
I. Dünya Savaşı esnasında Osmanlı güçlerinin çekilmesiyle 16 Temmuz 1916’da Bayburt şehri yeniden Rus işgaline uğradı. Rus işgalinden önce şehrin Müslüman ahalisinin de önemli kısmı güvenli gördükleri bölgelere doğru çekilmişti. 18 Aralık 1917’de imzalanan Erzincan Mütarekesi sonucu Rus güçlerinin 21 Şubat 1918 tarihinde çekilmesiyle Bayburt yeniden Osmanlı hâkimiyetine katıldı. Rus işgali ve sonrasında otorite boşluğundan faydalanan bazı Ermeniler ve Rumlardan oluşan çetelerin faaliyetleri sonucu şehirdeki Müslüman halkın bir kısmı öldürülmüş, yaşananlar esnasında binaların çoğu da hasar görmüştür.

Türkiye Cumhuriyeti İller Kronolojisi
İl, Türkiye Cumhuriyeti'nin taşra teşkilatlanmasında en büyük mülki yönetim birimidir. Osmanlı Devleti'nde uygulanan vilayet sisteminin Türkiye'de önce sistem olarak, 1960'ta da isim olarak güncellenmesi ile bu şekli ve ismi almıştır. 1999 yılından bu yana Türkiye’de 81 il vardır. Türkiye’nin...

1927’ ye kadar Erzurum’a bağlı olan Bayburt, bu tarihte Gümüşhane’ye bağlı bir ilçe oldu. 21.06.1989 tarihinde Bayburt ilinin kurulmasıyla da ilin merkez ilçesi oldu.
Coğrafya

Bayburt ilçeleri
Bayburt'un engebeli arazisinin jeolojik yapısı oldukça karışıktır. Kuzeyde ve doğuda Soğanlı dağlarının güney kesimlerindeki küçük alanlarda bol fosil bulunmaktadır. İlin yer altı zenginlikleri arasında gümüş, bakır, kurşun, çinko karışımı damarlar ile linyit rezervleri bulunmaktadır.
İlin toplam alanının %45i dağlardan oluşur. Bayburt'u Karadeniz'den ayıran sıradağlar batıdan doğuya sırayla Zülfe (2750 m) Kemer (2856 m) Soğanlı (2750 m), Haldizen (3000 m), Kırklar (3350 m) dağları. Güneyde sıralanan dağlar ise Çavuşkıran (2850 m), Kop (2600 m), Çoşan (2963 m), Sarıhan (2400 m), Otlukbeli (2520 m) ve Pulur (2300 m) dağlarıdır.
Bu iki dağ silsilesinin arasında Çoruh Nehri akmaktadır. Çoruh'un ana kaynağı Mescit Dağı'ndan gelmekte ve il sınırlarına Güneydoğudan girmektedir. Bu ana kol Masat vadisinde Maden bucağı yakınlarında Kop suyu ile birleşir. Irmak burada geniş bir alana yayılmış olup, Bayburt ovasının oluşumuna ve taşıdığı alüvyonlarla sulu tarıma olanak sağlar. Bayburt'tan geçmeden önce civarındaki birçok derenin de suyunu topladığından şehrin içinden oldukça coşkulu bir biçimde akar. Kale tepesi ile Duduzar tepesi arasında derin bir vadi oluşturduktan sonra Kale ardından yine düz bir biçimde devam eder. Düzeker ovasında ırmağın diğer önemli bir yan kolu olan Değirmencik suyunu alır. Daha sonra dirsek yaparak Çoruh ırmağı derin Çoruh vadisine girer. Doğuya doğru akışına devam ederek ili terk eder.
Dağlarla çevrelenen ve ortasında akan Çoruh Irmağı'nın kollarıyla parçalanan Bayburt ovası yaklaşık 900 km kare civarındadır ve dört önemli bölümden meydana gelir. Batıda yer alan Mormuş düzlüğü kuzeyde Aydıntepe ovası kuzeydoğuda Değirmencik kesiminde yer alan Düzeker ovası ve güneydoğu bölümünde Keçevi düzü 1500–1700 m. Arasında yüksekliklere sahip ovalardır.

Ekonomi
Ekonomik hayat, tarihi gelişim içinde temel değiştirmemiştir. Ticaret ve sanayiin gelişmediği ilde tarım ve hayvancılık başlangıçtan beri ekonomiyi sürükleyici bir rol oynamıştır. Tarım ürünü olarak ilde hububat çeşitleri, yem bitkileri, şeker pancarı ve az da olsa meyve sebze üretimi yapılmakta, genelde ilin sebze ihtiyacı diğer illerden karşılanmaktadır. Arazinin büyük bir kısmı kıraç olup Çoruh vadisinde; Aydıntepe ve Sünür ovalarında sulu tarım yapılmaktadır.
Hayvancılık ilin geçim kaynaklarından en önemlisidir. Arazi hayvancılık yapmaya çok elverişlidir. Mera hayvancılığı yapılmaktadır. Son yıllarda besi hayvancılığına doğru bir gelişme gözlenmektedir. Süt inekçiliği ıslah çalışmaları da devam etmektedir. Bayburt ilçe ve köylerinde arıcılık yapan aile sayısında büyük artış gözlenmekte, il sathında çok nefis kokulu bal üretimi yapılmaktadır.
Bayburt ili çok eski transit ticaret yolu olan Trabzon-İran arasındaki "İpek yolu ve baharat yolu"nun bir durağıdır. Ekonomisi tarım, hayvancılık ve ticaret ağırlıklıdır. Tarım dışında kalan ekonomik yapısı, üretim yolu ile satışa arz şeklinde değil, dışarıdan getirip satışa sunma şeklinde gelişmiştir.
Tarihi yerler
Bayburt Kalesi

Bayburt Kalesi
Kalenin doğu kesiminde XVIII.-XIV. yüzyılda yapıldığı sanılan bir de kilise kalıntısı bulunmaktadır. Kalenin batı tarafında ise yağlı mağarası bulunmaktadır.
Dede Korkut Türbesi
İlin güney doğusunda merkeze 39 km mesafedeki Masat Köyü yakınında bulunan, yapılış şekli ve mimarisi ile çok eskilere dayandığı anlaşılan ve halk arasında Ali Baba diye geçen Türkmen türbesinin, Dede Korkut'a ait olduğu tezi şair Orhan Şaik Gökyay tarafından ortaya atılmıştır. Güvenç Abdal'ın talbi, Ali Baba veya Büyük Baba adıyla anılan türbeyi inceleyen Gökyay 1986 baskılı "Dede Korkut Hikayeleri" adlı kitabında türbenin fotoğraflarını da vererek Dede Korkut'a ait olduğunu ifade etmiştir. Türbe üzerinde eski Türkçe ile 718 tarihi okunmaktadır.
Her yıl Temmuz ayının 3. haftasında uluslararası düzeyde dede Korkut Kültür ve Sanat Şöleni düzenlenmekte, şölen esnasında ilde Dede Korkut'la ilgili sempozyum, sergi, şiir gibi dallarda faaliyetler yapılmaktadır.
Sünür Kutlu Bey Camii
Akkoyunluların kurucusu Turali bey oğlu Fahrettin Kutlu Bey tarafından yaptırılan caminin kapısı üzerindeki kitabeden 1538 yılında onarıldığı anlaşılmaktadır. Minaresi ise 1616 tarihi taşıyan tarihi bir kitabeye sahiptir. İran Şahı Tahmasp'ın işgali sırasında tahrip edilmiş ve bu olay kapı üzerindeki kitabede yer almaktadır. Kanuni döneminde 1538 yılında onarım görmüştür.
Aydıntepe Yeraltı Şehri
Aydıntepe ilçesinde yer alan kent, tüf içerisinde, yüzeyden 2-2,5 metre derinde, başka yapı malzemesi kullanılmadan ana kayaya oyulmuş galeriler, tonozlu odalar ve bu odaların açıldığı daha geniş mekanlardan oluşmaktadır. Yaklaşık bir metre genişliğinde ve 2-2,5 metre yüksekliğinde tonoz örtülü galeriler yer yer her iki yanda genişlemektedir. 3-8 metrekareye yakın planlı odalar bu mekana açılmaktadır. Gözetleme mekanlarının oluşturduğu havalandırma amaçlı konik biçimdeki deliklerin galeri odaların aydınlatılması amacıyla duvarlara oyukların açıldığı görülmektedir.
Bunun tarihi Halde şehrine ait olduğu söylendiği gibi, geç Roma veya erken Hıristiyanlık devirlerine ait olabileceği de söylenmektedir. bunların yanı sıra aydıntepe ilçesine bağlı GÜMÜŞDAMLA köyünde bulunan ve bu zamana kadar korunan sarkıç köprü ihtişamını kaybetmemiştir.
Sırakayalar Şelaleleri
Bayburt - Erzurum karayolunun 6 km'sinden ayrılarak 16 km daha yol aldıktan sonra ulaşılan Sırakayalar şelaleleri, ilin merkez Sırakayalar köyünün girişinde ve köy içinde olmak üzere iki tanedir. Yaz aylarında çevreleri mesire yeri olarak kullanılan her iki şelalede görülmeye değer doğal güzelliklere sahiptir.
Mağaralar

Çimağıl Mağarası
Helva Köyü Buz Mağarası: Helva Köyünde yer almaktadır. İl merkezinden 33 km mesafede, hemen köyün yamacında yer alan mağaranın içinde Buzdan oluşmuş sarkıt ve dikitler bulunmaktadır. Buz Mağarası görenleri hayrete düşürecek cinsten. Hava sıcaklıklarının yüksekliğine rağmen içerisine girenleri soğuk kış aylarına götüren mağara; buzdan sarkıt, dikitleriyle ve kalın buz tabakasıyla da ziyaretçilerini büyüleyen bir görünüme sahip.
Geniş bir giriş kapısının olmasına rağmen doğal olan buzlarında erimenin görülmediği mağarayı yöre halkı, teknoloji öncesinde soğuk hava deposu olarak kullanmıştır.Doağl yollarla oluşan nadide güzelliklerdendir.
Yakutiye Camii
Bu cami Bayburt Cumhuriyet Caddesi üzerinde, saat kulesi karşısında, eski Yakutiye Medresesinin bulunduğu alan üzerindedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Bayburt halkının yardımlaşması ile 1913-1915 yılları arasında yapılmıştır. Cami ve minaresi tamamen kesme taştan olup, işçiliği taş işleme sanatının güzel örneğidir...
Bent Hamamı
Bayburt kalesinin eteğinde, Çoruh Nehri’ne çok yakın bir noktada bulunan hamam 16. Yüzyılda Akkoyunlu Hacı Ferahşad Bey tarafından inşa ettirilmiştir. Nice tarihî olaya şahitlik eden yapı çok kere tadilat görmüştür ancak içyapısı orijinalliğini korumaktadır. Günümüzde aktif olarak kullanılmasa da turistlerin ilgisini çeken bir mekândır.
Bunlardan başka Bayburt'ta Yukarı Hinzeverek camii, Yakutiye Camii, Zahit Efendi Camii, Çarşı Hamamı, Kondolotlar Hamamı ve Şehit Osman Türbeleri gibi tarihi ve turistik değeri olan eserler de vardır.