İçindekiler
Osmaniye | |
---|---|
Plaka No | 80 |
Bölge | Akdeniz Bölgesi |
Yüzölçümü | 3.320 km² |
Nüfus | 538.759 |
Nüfus Yoğunluğu | 162 kişi/km² |
Telefon kodu | +328 |
Rakım | 121 m |
İlçe | 7 |
Belediye | 14 |
Mahalle | 133 |
Köy | 159 |
Osmaniye ili nüfusu 538.759'dir. Bu nüfusun %82,26'sı şehirlerde yaşamaktadır (2019 sonu). İlin yüzölçümü 3.321 km²'dir. İlde km²'ye 162 kişi düşmektedir. (Bu sayı merkez ilçede 313’dür.)
4 Şubat 2020 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 7 İlçe, 14 belediye, bu belediyelerde 133 mahalle ve 159 köy vardır.
Osmaniye Tarihi
Çukurova ilk çağlardan itibaren çeşitli uygarlıklara (Hitit, Pers, Roma) beşiklik yapmıştır. Coğrafi ve stratejik konumu itibarıyla yerleşmeye müsait olan Osmaniye, Doğu Anadolu'nun giriş kapısı durumundadır. Orta Doğu ülkeleri ile bağlantı sağlayan yol üzerindedir. İpek ticaret yolunun da bu bölgeden geçmesi bölgenin önemini artırmıştır. Özellikle İlk Çağlarda geçimlerini korsanlıkla sağlayan kavimler Nur Dağları üzerine yerleşmişlerdir. İsos Limanına gelen ve Akdeniz de seyreden ticaret gemilerini soyan korsanlar Nur Dağlarında barınmışlardır.Anadolu'ya Türk akınları Abbasi Halifesi Harun Reşit zamanında yapıldı. Türklerden Hassa Orduları kuran Harun Reşit, Anadolu seferlerini Abbasi Ordularıyla beraber Türk askerlerine yaptırmıştır. Bölgede, eski adıyla Haruniye, şimdiki adıyla Düziçi olan ilçede Harun Reşit Kalesi olarak anılan bir kale hala varlığını sürdürmektedir. Anadolu'ya gelen Türkler bu bölgeleri iklim ve coğrafi şekil olarak ilk anayurtları Orta Asya’ya çok benzediğini gördüler. Anadolu'da yurt edinecekleri yerleri keşfetmeye başladılar.
1071 Malazgirt zaferiyle Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı. 1082 ve 1083 tarihlerinde Kutalmışoğlu, Süleyman Şah'ın komutanlarından Afşin Bey komutasında Anadolu’da fetih hareketleri başladı. Çukurova’ya kadar gelen Türkmen aşiretlerinden Ulaşlı aşireti, Nur Dağları'nın bulunduğu bölgeleri kendileri için yaşamaya en uygun bölge olduğunu görerek buraya yerleştiler.
Osmaniye'nin Haraz bölgesine yerleşen aşiretin geçim kaynağı hayvancılıktı. Yayla ile kışla arasında sürekli hareket eden aşiret Haraz'ı kışla, Nur Dağları'nı da yayla olarak kullanmaya başladı.
1517 yılında Toprakkale'nin doğusunda İpek Yolu'nun da içinden geçtiği yerde önemli bir ticaret merkezi ortaya çıktı. Fakuşağı, Dereobası, Karacalar ve Erzin’i de içerisine alan bu bölgeye Kınık adı verildi. Bu şehre Adana, Tarsus, Maraş ve Belen'den Bezirganlar ticaret mallarını getirerek İsneyn pazarında satıyorlardı. Pazar ve salı günü kurulduğu için adına isneyn denilmiştir. Kınık şehri, 5 mahalle, 12 köy ve 48 mezradan oluşmaktaydı. Ünlü seyyah Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bu bölgeden Kınık Şehri olarak bahsetmektedir. Aslında Erzin ve Dörtyolu ve hatta Ceyhan ve Yumurtalığı da içine alan bölgenin adı Osmaniyedir.
Osmanlı Devleti'nin duraklama döneminde Anadolu'da çıkan Celali İsyanları, Nurlarda yaşayan Ulaşlı aşiretini de etkiledi. Osmanlı Devleti iç güvenliği ve siyasi istikrarı sağlamak amacıyla Derviş Paşayı Çukurova'da mecburi iskanı uygulamak üzere görevlendirdi. Derviş Paşa, Fırka-i Islahiye adı verilen askerlerle Osmaniye'nin Dereobası Köyünün yamacına 1865 yılında karargâhını kurdu. Ovada yaşayan Cerit, Akçakoyunlu, Tecirli aşiretlerini de ovada bulundukları bölgeye yerleştirdi.
1866 yılında Hacıosmanlı merkezli kurulan Osmaniye, Payas merkezli Üzeyir sancağına bağlandı. Üzeyir sancağı, Halep Eyaletine bağlıydı. Sancak merkezi, 1874 yılında Payas'tan Yarpuz'a (Cbel,Eski Osmaniye) taşındı ve Cebeli Bereket Sancağı adını aldı. Bu sancağa; Osmaniye, Payas, Erzin, İslahiye, Hassa, Bahçe ,Ceyhan ve Yarpuz kazaları bağlandı.
1905 ve 1924 yılları arasında Cebeli Bereket Sancak olarak kaldı. 1908'de merkez Osmaniye'ye taşındı. 1924 tarihinden sonra sancaklar ile dönüştü. 1924'ten 1933 yılına kadar il olan Osmaniye, 1 Haziran 1933'te tekrar ilçeye dönüştürüldü. 26 Ekim 1996 tarihinde TBMM tarafından tekrar il olma hakkı tanındı. Ancak Osmaniye'nin doğal sınırları oluşmadı. Erzin, Dörtyol ve hatta Yumurtalık doğal Osmaniye sınırlarına dahil iken; Kadirli ve yeni ilçe Sumbas ise Kozan Sancağı'nın sınırlarıydı. İllerin ilçeye dönüştürülüp sonra tekrar il olmaları sınırlarda karışıklığa neden olmuştur.
osmaniyed2ade77ace7fcf31.webp
Coğrafya
Akdeniz Bölgesi’nin doğu kesiminde yer alan Osmaniye, doğusunda Gaziantep, güneyinde Hatay, batısında Adana, kuzeyinde Kahramanmaraş illeri ile çevrilidir. İlin toprakları güneybatıda İskenderun Körfezine 7–8 km. kadar yaklaşır ama denize kıyısının olmaması bir dezavantajdır. Osmaniye Organize Sanayi Bölgesinden Akdeniz'e bir koridor açılması ve orada bir liman inşası gündemdeki yerini korumaktadır. Bunun için sadece Hatay-Erzin'e bağlı son köy olan ve OSB sınırlarında olan Turunçlu köyünün Osmaniye'ye bağlanması sorunu çözecektir. Turunçlu'nun denize yaklaşık 10 km'lik sahili vardır.Çukurova’da yer alan il topraklarını Orta Toroslar, Doğu ve Güneydoğu kesiminde de Nur Dağları ile bu dağların uzantısı Kösür (Gavur) Dağı (1.702 m.) engebelendirir. Bu dağların dışında ilin belli başlı yükseltileri ; Düldül Dağı(2.246 m), Koyunmelen Dağı (2.108 m), Kelda Dağı (1.900 m), Büyük Kösür Dağı (1.626 m), Tozaklık Dağı (1.616 m), Hacıdağı (1.549 m), Honazin Gediği (1.086 m), Haçbel Dağı (1.426 m), Boğatepe ( 850 m)’dir. İlin etrafını çevreleyen bu dağlarda irili ufaklı pek çok yayla bulunmaktadır. Zorkun, Ürün, Fenk, Almanpınarı, Mitisin ve Maksutoğlu yaylaları bunların başında gelmektedir. Çukurova’nın Osmaniye ili sınırları içerisinde kalan kesimi Yukarı Ova olarak anılmaktadır.
İlçe topraklarını Ilısu ve Akçasu Çaylarını toplayan Ceyhan Nehri sulamaktadır. İl merkezi deniz seviyesinden 118 m. yüksekliktedir. İlin yüzölçümü 3.767 km² dir.
Genellikle tarım yapılan düz alanlar dışında, dağlarda kayın, meşe, gürgen, sedir, kızılçam ve karaçam ormanları bulunmaktadır. Osmaniye’nin iklimi, dağlık ve ovalık alanlarda farklılık göstermekle birlikte, tipik Akdeniz iklimi özelliği göstermektedir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer.
Ceyhan Nehri’nin Osmaniye’den geçerek Akdeniz’e dökülmesi ile ayrı bir önem katmaktadır. Ceyhan Nehri üzerinde Türkiye’nin en yüksek barajı olan Berke Barajı ve Aslantaş Barajı enerji ve tarımsal sulamaya ciddi yarar sağlamaktadır. Ayrıca Türkiye’nin en büyük kurulu rüzgâr enerjisi santrali olan Bahçe ve Hasanbeyli ilçeleri arasında bulunan Gökçedağ RES’ten yıllık 500 milyon kWh elektrik üretilmektedir.
Yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı geçen ilde tarım, ekonomik açıdan büyük önem arz etmektedir. Hayvancılık, ticaret, dokumacılık ve sanayi diğer ekonomik iş kolları arasında bulunmaktadır.
Tarım ürünleri arasında dünya üretiminde önemli bir yer edinmiş olan Osmaniye, yer fıstığı ile dünyaya açılmıştır. Yer fıstığı ve turp üretiminde Türkiye’nin %75 civarında merkez nokta olan Osmaniye mutfağı ile de ön plana çıkmaktadır. İçli köfte, mercimek köftesi, çiğ köfte,kısır, tırşik, toğga çorbası ve bayram kömbesi, kısır gibi çeşitler mutfak tatlarının önde gelen yemekleridir.
Toplamda 7 ilçesi bulunan Osmaniye Karatepe, Hierapolis, Flavipolis ve Hemite antik kentleri onlarca kalesi ve irili ufaklı çokça yaylası ile turizm konusunda da iddialı olacak illerimizdendir.
Osmaniye ilçeleri
Osmaniye ilinin merkez ilçeyle beraber 7 ilçesi vardır:- Osmaniye (il merkezi)
- Bahçe
- Düziçi
- Hasanbeyli
- Kadirli
- Sumbas
- Toprakkale
Ekonomi
Avrupa'yı Ortadoğu'ya bağlayan önemli kara ve demiryollarının kavşak noktasında olması; elektrik, doğalgaz ve petrol boru hatlarının Doğu Akdeniz'de oluşturduğu bir enerji kavşak noktasında yer alması, son zamanlarda ili bir cazibe merkezi haline getirmiştir. Buna paralel olarak ilin merkez nüfusu 200 bini aşmış olup halen il nüfusunun yarısı merkez ilçede yaşamaktadır. Yakın zamanlarda hizmete giren, yaklaşık yüz fabrikanın faaliyet gösterdiği ve şu an 10 bin'i aşkın işçi çalışan Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi, ilin ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. Yassı mamul ve çelik ve çelik boru (özellikle doğalgaz tesisat borusu) alanında ülke ihtiyacının karşılanması yanında yıllık bir milyar doları aşkın ihracat yapan bir özel sektör Demir-Çelik Fabrikasının hizmete girmesiyle Osmaniye OSB, Akdeniz'in parlayan yıldızı konumuna gelmiştir. Organize Sanayi Bölgesinin sınırları içinde kurulduğu Büyük Tüysüz köyünün nüfusu, son beş yılda 970'ten, 2.335 kişiye ulaşmıştır. Bu nüfusun 1.694 kişisi erkek,641 kişisi kadındır. Toprakkale ve bağlı köylerde vasıflı vasıfsız işsizlik problemi kalmamış konumdadır. I. kısmı dolan OSB'de II. ve III. kısımların altyapı çalışmaları tamamlanma aşamasındadır. Kadirli Organize Sanayi Bölgesi de yeni açılan birkaç fabrikayla il ekonomisine katkı sağlamaktadır.Tarım
Çukurova bölgesi sınırları içinde kaldığı için Osmaniye, bereketli topraklarıyla Türkiye'nin önemli bir tarım merkezidir. Tarıma elverişli arazi genellikle ovalardan oluşur ve toplam 124.800 hektarlık bir alanı kaplar. Tarım ürünleri içinde yer fıstığı, buğday, soya, mısır ve pamuk çok önemli bir yer tutmaktadır. Meyve üretiminde ise narenciye ön planda gelir. Son yıllarda yapılan atılımla 10 milyonu aşkın zeytin fidanı dikilmiş ve bunların yarıdan çoğu ürün verme aşamasına gelmiştir. Bu ürünleri işlemek üzere daha şimdiden on kadar zeytinyağı fabrikası faaliyete geçmiştir.El Sanatları Ve Hediyelik Eşya
Karatepe Kilimleri
Dünyaca ünlü kilimlerin dokunduğu Karatepe-Kızyusuflu, köyü Kadirli’ye 20 km. uzaklıktadır. Doğal boya atölyesi, dört boya fırını, 25 yataklı sosyal tesisi bulunan kooperatifte kilimler tamamen doğal yün ve doğal kök boyadan, Anadolu Türk obalarının yüzyıllardır dokuduğu özgün motif ve renkler esas alınarak dokunmaktadır. Yurtiçi ve yurtdışında birçok şehirde sergilenen kilimler büyük ilgi görmektedir. Kök boya ile boyanan yünlerden yapılan Karatepe kilimleri, dünyaca ünlü olup yurt dışına ihraç edilmektedir.Seramik
Ham maddesi Toprakkale ilçesine bağlı Tütsüz köyü civarındaki volkanik curuflardan (leçe taşı) elde edilerek, Osmaniye Korkut Ata Üniversite’nde üretilen çeşitli seramik ürünleri, dayanıklılıkları ve motifleriyle Osmaniye’nin simgelerinden biri olma yolundadır.Ne Alınır?
Kök boya ile boyanan yünlerden yapılan Karatepe kilimleri, dünyaca ünlü olup yurt dışına ihraç edilmektedir.Karatepe ve civarı köylerde, ailelerin el işçiliği ile tahtadan yapmış oldukları kaşık, çatal ve çeşitli süs eşyaları, el sanatlarının güzel örneklerindendir.Müzeler ve Örenyerleri
Karatepe – Aslantaş Açık Hava Müzesi
Kartepe-Aslantaş, Osmaniye ili, Kadirli ilçesi sınırlarında M.Ö. 8.yy. da, yani Geç Hitit Çağında, kendisini Adana ovası hükümdarı olarak tanıtan Asativatas tarafın-dan, kuzeydeki vahşi kavimlere karşı bir sınır kalesi olarak kurulmuş, Asativadaya diye adlandırılmıştır. Kalenin batısında, güney ovalardan Orta Anadolu yaylasına geçit veren bir kervan yolu, doğusunda Ceyhan Irmağı (tarihi Pyramos) bugün ise Aslantaş baraj gölü yer almaktadır. Yüksek kulelerle donatılmış T-biçimli anıtsal iki kapı binası kale içine açılıyordu. İki kule arasında, üstü açık bir geçitten sonra bir eşiğin arkasında bazalttan mil yatakları içinde dönen anıtsal ahşap bir kapı aşılarak bir sahanlığa, bunun yanındaki iki yan odaya, gene sahanlıktan da kale içine giriliyordu. Güneybatı kapı binasının iç tarafındaki kutsal alanda çifte boğa kaidesi üstünde Fırtına Tanrısı’nın boy heykeli yer alıyordu. Kapı binalarının iç duvarları bazalt bloklara işlenmiş aslanlar, sfenksler, yazıtlar ile günün inanç ve yaşayışını sergileyen kabart-malardan oluşan duvar kaplamaları ile donatılmıştır. Bugüne kadar bilinen Fenike ve Hiyeroglif (Lucva) yazı sistemlerindeki en uzun çift dilli metin birer kere her iki kapı binasında Fenike’ce 3. bir örneği de kutsal heykel üzerine işlenmiştir. Böylelikle, Fenike metninin okunabilmesi sayesinde, henüz tam anlamıyla çözümlenmemiş olan, Anadolu’da M.Ö.2 bin yılının başlarına kadar geri giden hiyerogliflerin nihai çözümüne olanak sağlayan bir anahtar ele geçmiş oldu. İşte bu yüzdendir ki Karatepe-Aslantaş yazıtları Mısır hiyerogliflerinin okunmasını sağlayan ünlü Rosetta taşına benzetilmiş, uluslararası bir üne kavuşmuştur. M.Ö. 2.bin yılda Anadolu’ya hakim olan başkenti bugünkü Boğazköy (tarihsel Hattusas) olan Hitit İmparatorluğu M.Ö. 1200 yıllarında “Deniz Kavimleri” baskını sonucunda parçalanıp dağıldıktan sonra, Torosların güneyinde Malatya, Sakçagözü, Maraş, Kargamış Zincirli gibi bazı krallıklar kurul-muş, bunlar daha sonra, çeşitli aşamalarda Asurluların eline geçmiş yağmalanmışlardır. Asativatas’’ın hükümdarlığı işte bu döneme rastlar. Kurduğu kale de büyük olasılıkla Asurlular tarafından M.Ö. 720 sıralarında Salmanasar V. ya da M.Ö. 680 yıllarında Asrhaddon tarafından yakılıp yıkılmış ve terkedilmiştir.Bodrumkale-Kastabala Şehri
(Hierapolis) Osmaniye iline 15 kilometre uzaklıktaki Kesmeburim köyü ve Bahçe köyü sınırları içindedir.Kastabala’nın oldukça iyi durumda günümüze ulaşan antik yapı kalıntıları arasında en önemlisi sütunlu caddesi ve beş bin seyirci kapasiteli tiyatrosudur. Bunun yanı sıra iki kilise, kale, Roma hamamı, stadyumu, kentin dört bir yanını çevreleyen nekropolleri (Kaya oyma ve anıt mezarları) kentin yaklaşık 5 km kuzey – doğusunda Ceyhan nehri üzerindeki su kemeri kalıntısıyla Kastabala, Osmaniye’nin ve yörenin en önemli ören yerlerindendir.
Osmaniye mutfağı
Yöre mutfağının en önemli malzemesi bulgurdur. Bu bakımdan yöresel yemeklerin çoğu bulgur ile yapılır; içli köfte, mercimek köftesi, ekşili köfte (fellah), çiğ köfte, kısır, sarmaiçi, bulgur pilavı, çiccice (domatesli pilav), mercimekli bulgur pilavı, batırık, bici bici gibi... Türk mutfağı ve Akdeniz mutfağının birçok özelliğini içerisinde barındıran Osmaniye mutfağında; zeytinyağlılar, yeşillikler, salatalar (gavurdağ salatası, ezme salata,çoban salata, soğan salatası, mevsim salata gibi), nar ekşisi, sumak ekşisi, turunç ekşisi, baharatlar (pulbiber, karabiber, kimyon, kekik, tarçın...) sık sık kullanılır. Osmaniye mutfağında et oldukça önemli bir yere sahiptir. Kebabın her çeşidi ve etli yemeklerin çoğuna lokantalarında da sıkça rastlanır. Kebabın yanında özellikle şalgam suyu tüketilir. Özellikle Adana, Hatay ve Gaziantep mutfağından izler taşır. Osmaniye mutfağında özellikle bayramlarda yoğurtlu kömbe ve bayram kömbesi denilen tatlı pasta çeşitleri yapılır. Osmaniye mutfağının diğer meşhur yemekleri şunlardır;- Etli kömbe (ıspanaklı ve çökelekli çeşitleri vardır)
- Zorkun tava(zorkun pidesi eşliğinde tüketilir)
- Tavuk doldurma ve nohutlu dövme pilavı
- Kaburga dolması
- Lahana sarması
- Yaprak sarması
- Dolma (Patlıcan, biber, kabak...)
- Kabak çiçeği dolması
- Sıkma
- Bazlama
- Kete(Ispanaklı,çökelekli,ısırganlı,peynirli...)
- Ekşili kömeç(Ebegümeci)
- Süllüm(ebegümeci, ıspanak, nar ekşisi, pulbiber, zeytin yağı gibi malzemelerle yapılır)
- Ispanak kavurma
- Söğürme (patlican, biber ve domates közlemesi, nar ekşisi, zeytin yağı ve pul biber ile yapılır)
- Teleme(Keçi sütü ve incir kozalağı ile yapılır. Sıcacık bazlama ile tüketilir.)
- Maluta (mahluta)
- Tirşik
- Toğga
- Çakıldaklı çorba
- Pirpirim çorbası
- El turşusu(mercimek köftesinin yanında içilir)
- Tutmaç
- Yüksük çorbası
- Tarhana çorbası
- Dövmeli yoğurtlu çorba(soğuk)
- Pirpirim cacığı
- Yoğurtlu çorba
- Osmaniye fıstıklı burma tatlı
- Osmaniye simidi(Şalgam suyu ile tüketilir)
- Bal kabağı tatlısı
- Bayram kömbesi
- Asıda tatlısı
- Karakuş tatlısı
- Halka tatlı
- Sarı burma tatlı
- Yağlı ballı
- Yoğurt tatlısı
- Osmaniye fıstıklı irmik tatlısı
- Bici bici
- Yoğurtlu kömbe
- Karakuş tatlısı
- İncir tatlısı
- Elmalı tatlı
- Kadayıf tatlısı
- Şalgam suyu
- Yayık ayranı
- Böğürtlen şurubu
- Meyan kökü şerbeti
- Gül şerbeti
- Kızılcık şurubu
- Limonata