Şehir Hatay

Hatay
Hatay_0471a553ec7749de.jpg Hatay_0471a553ec7749de.jpg
Plaka No31
BölgeAkdeniz Bölgesi
Yüzölçümü5.524 km²
Nüfus1.555.165
Nüfus Yoğunluğu282 kişi/km²
Telefon kodu+326
Rakım89 m
İlçe sayısı15
Hatay, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık on üçüncü şehri. 2018 yılı itibarıyla 1.609.856 nüfusa sahiptir. Akdeniz'in doğu şeridinde 35° 52' - 37° 4' kuzey enlemleri ile 35° 40' - 36° 35' boylamları arasında yer alan Hatay'ın doğusunda ve güneyinde Suriye, batısında Akdeniz, kuzeybatısında Adana, kuzeyinde Osmaniye ve kuzeydoğusunda Gaziantep bulunur.

Tarihçe​

Hatay Türkiye'nin en önemli eski yerleşim yeridir. Yapılan arkeolojik araştırmalarda milattan önce 100.000 ile 40.000 yılları arasına tarihlenen bulgulara ulaşılmıştır. İl toprakları ilk Tunç Çağından itibaren Akat Beyliği ve M.Ö. 1800-1600 yılları arasında Yamhad Krallığına bağlı bir beyliğin sınırları içerisinde yer almıştır. Daha sonra MÖ 17. yüzyıl sonlarında Hititlerin ve MÖ 1490 yıllarında Mısır'ın egemenliğine girmiştir. Ardından Urartular, Asurlular ve Persler'in egemenliğine girdi.

MÖ 300 yılında Antakya kurulmuş ve kent hızla gelişmiştir. Kent MÖ 64 yılında Roma İmparatorluğu'na katılmış ve İmparatorluğun Suriye eyaletinin başkenti olmuştur. İslam ordusu tarafından fethedilmiş, Emevi ve Abbasi egemenliğinde kalmıştır. Daha sonra 877'de Tolunoğulları'nın fethettiği topraklar sırayla; Ihşitler ve Selçuklular tarafından yıkılan Halep merkezli Hamdanoğulları (Beni Hamdan/Hamdânîler) egemenliğine girdi. 969 yılında Bizans İmparatorluğunun topraklarına katılan İl, 11-12.yüzyıllarda Haçlı Seferleri sırasında da önemli rol oynamıştır. Antakya Memlûk Devleti tarafından Haçlıların elinden alınmıştır. (18 Mayıs 1268)

Osmanlı İmparatorluğu dönemi​

1516'da Yavuz Sultan Selim bu toprakları fethetmiş ve Osmanlı İmparatorluğu dönemi başlamıştır. Memlûk Devletinden zapt edilen Antakya, Osmanlı İmparatorluğu'nda önce Halep'e bağlı bir sancak ve daha sonra kaza olarak yönetilmiştir. Bu dönemde Antakya, Asi Nehri ile Habib Neccar Dağı arasındaki dar ve meyilli alanda, 1,5–2 km²'lik bir alan üzerine yerleşmiş orta büyüklükte bir şehirdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun Hatay'daki hakimiyeti 1918 yılına kadar devam etti.

Hatay Devleti​

Hatay Devleti Bayrağı Hatay Devleti Bayrağı
Fransız mandası altındaki Suriye haritasında turuncu (kuzeybatı) gösterilmiş Hatay Devleti/İskenderun Sancağı. Fransız mandası altındaki Suriye haritasında turuncu (kuzeybatı) gösterilmiş Hatay Devleti/İskenderun Sancağı.
3 Temmuz 1938'de Türk ve Fransız heyetleri arasında yapılan antlaşma ile Hatay'da eşit sayıda olacak şekilde toplam 5000 kişilik Türk ve Fransız askeri gücü konuşlandırıldı. Bu şekilde Hatay'ın statüsü korunmuş oldu. Türk Ordusu 4 Temmuz 1938'de Hatay'a girerek görevine başladı. Seçimler ile oluşturulan Hatay Meclisi 2 Eylül 1938'de toplanarak bağımsız Hatay Cumhuriyeti'ni ilan etti. Cumhurbaşkanlığına Tayfur Sökmen, Başbakanlığa ise Abdurrahman Melek seçildi.

Hatay Devleti (Fransızca: État du Hatay, Arapça: دولة هتاي Devlat Hatay), İskenderun Sancağı'nın 2 Eylül 1938'de bağımsızlığını ilan etmesi ile kurulmuş olan Türk devleti. 29 Haziran 1939 günü devletin yasama organı olan 22 üyesi Türk olan 40 üyeli Hatay Devleti Millet Meclisi'nin aldığı karar gereği Türkiye'ye katılmış ve Hatay ili olmuştur.

1937'de Milletler Cemiyeti kararıyla Hatay sorununun çözümü için kurulmuştur. Devletin kuruluşu Hatay Millet Meclisi'nin 2 Eylül 1938 tarihli kararıyla ilan edilmiştir. Devlet Başkanlığı'na Tayfur Sökmen, Meclis Başkanlığı'na Abdülgani Türkmen, Başbakanlığa ise Abdurrahman Melek seçilmiştir. Devletin resmî dili Türkçe, ikinci dili ise Fransızca olmuştu ancak Arapça eğitim veren okullar Arapça eğitime devam edeceklerdi. Kuruluş taslağında iç işlerinde bağımsız olarak düşünülmüş; dış ilişkiler, mali ilişkiler, gümrüklerin ve toprak bütünlüğünün Fransa ve Türkiye tarafından denetim ve güvence altına alınmasına karar verilmişti.

Bütün karar ve yürütme organları Türk nüfusunun yönetiminde olan devletin statü gereği Fransız Suriye mandasına olan bağımlılığı sorun yaratıyordu. Bu nedenle, aşama aşama gerçekleştirilen değişikliklerle Türkiye'ye bağlanmaya doğru giden Hatay, II. Dünya Savaşı'nın yaklaşması nedeniyle Fransa'nın da ısrarcı olamamasından ve Türkiye ile savaşmayı göze alamaması sonucunda, Fransa ile Türkiye arasında 23 Haziran 1939 tarihinde Ankara'da, “Türkiye ile Suriye Arasında Toprak Sorunlarının Kesinlikle Çözümüne İlişkin Antlaşma”nın imzalanması ile Fransa, Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını kabul etmesiyle, 29 Haziran 1939'da Meclisinin aldığı karar doğrultusunda Türkiye'ye katıldı. Türkiye ise, 7 Temmuz 1939 günü çıkarılan bir yasa ile "Hatay" ilini kurarak katılma işlemini sonuçlandırdı. 23 Temmuz 1939 tarihinde de Fransız Birlikleri Hatay'ı terk ettiler.


Cumhuriyet dönemi​

Ankara’da, Fransa ile Türkiye arasında, 23 Haziran 1939 tarihinde “Türkiye ile Suriye Arasında Toprak Sorunlarının Kesinlikle Çözümüne İlişkin Antlaşma”nın imzalanması ile Fransa, Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını kabul etmesiyle, Hatay Devlet Meclisi, 29 Haziran 1939 tarihinde oy birliği ile Türkiye Cumhuriyeti'ne iltihak kararı aldı. Türkiye ise, 7 Temmuz 1939 günü çıkarılan bir yasa ile "Hatay" ilini kurarak bağlanma işlemini sonuçlandırdı. 23 Temmuz 1939'da Fransız Birlikleri Hatay'ı terk ettiler.

2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile Hatay'da sınırları il mülki sınırları olan Büyükşehir Belediyesi kuruldu ve 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından Büyükşehir Belediyesi çalışmalarına başladı.

Coğrafya​

İlin Altınözü, Antakya, Arsuz, Belen, Defne, Dörtyol, Erzin, Hassa, İskenderun, Kırıkhan, Kumlu, Payas, Reyhanlı, Samandağ ve Yayladağı olmak üzere 15 ilçesi vardır.

Akdeniz'deki önemli bir liman şehri olan İskenderun ve merkez ilçesi Antakya, ilin en büyük iki yerleşim yeridir ve en önemli geçim kaynağı portakal ve turunçgil tarlalarıdır.

Dağ ve tepeler​

İl topraklarının %46.1'ini dağlar, %33.5'ini ovalar ve %20.4'ünü platolar oluşturur. İl topraklarının en önemli yükseltisini kuzey-güney hattında uzanan Nur Dağları (Gavur Dağları ve Amanos Dağları olarak da bilinir) oluşturur. Bu sıradağların en yüksek noktası ise Mığırtepe'dir (2.240 metre). Öteki önemli dorukların yüksekliği 2000 metreden azdır. Yüksek, dik ve kolay geçit vermeyen bir yapı gösteren Amanos Dağları, Samandağ sınırları içinde Asi Vadisi ile kesintiye uğrar. Aynı dağlık dizi Asi Vadisi'nden hemen sonra Yayladağı ilçesi sınırları içinde de devam eder. Bu bölgede Ziyaret Dağı ile 1739 metre yükseklikteki Keldağ iki önemli yükselti olarak göze çarpar.

Ovalar​

Amik Ovası'nın Amanos Dağları'ndan kuş bakışı görünümü Amik Ovası'nın Amanos Dağları'ndan kuş bakışı görünümü
Amik Ovası ilin en önemli düzlüğüdür ve bu topraklarda tarım oldukça gelişmiştir. Diğer önemli düzlükler Erzin, Dörtyol, Payas, İskenderun ve Arsuz Ovası'dır.

Jeolojik yapı : Hatay il topraklarının ana çatısını Amanos Dağları oluşturur. Bu dağ sırası ile körfez arasında Erzin, Dörtyol, Payas, İskenderun ve Arsuz düzlüğü uzanır. Bu arazinin jeolojik yapısını peridotit, serpantin ve gabro gibi yeşil kütleler oluşturur. Amanos Dağları'nın bittiği noktada Kel dağı'nın başladığı kesimlerde yüzeysel kütleler vardır. Bir diğer önemli düzlük olan Amik Ovası'nda ise serpantin, plantum, peridotit ve gabro gibi sarı kütleler bulunmaktadır.

Bitki örtüsü : Hatay ilinin doğal bitki örtüsünü makiler ve ormanlar oluşturur. Maki türleri 4 - 5 metre boyunda ve tüylü yapraklı bitkilerdir. Bunlar 800 metre yükselti kuşağına dek yayılır. Mersin, defne, kekik ve lavanta ilde en çok rastlanan maki türleridir. Amanos Dağları'nın denize bakan yamaçlarında makilik alanlardan sonra 800 metreden 1200 metreye dek ardıç gibi ibreli ağaçlarla, meşe, kayın, kızılcık, kavak, çınar ve tespih gibi yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar bulunur. 1200 metrenin üzerinde, ibreli ağaçlardan kızılçam, karaçam, sedir ve yer yer ardıçlardan oluşan geniş ormanları bulunur.

Asi Nehri Asi Nehri
Akarsular : Hatay'ın en önemli akarsuyu olan Asi Nehri, Lübnan Dağları ve Anti-Lübnan Dağları arasındaki Bekaa Vadisi'nde kaynayan akarsuların birleşmesiyle oluşur, Suriye topraklarından geçerek ilin güneydoğu sınırlarından girer. Afrin ve Karasu çaylarının birleşmesiyle oluşan Küçük Asi Çayı'nı aldıktan sonra Samandağ yakınlarında delta oluşturarak Akdeniz'e dökülür. Nehri besleyen öteki akarsular arasında Büyük Karaçay, Hüseyinli, Kavaslı ve Defne (Harbiye) dereleri sayılabilir. Asi Nehri Nil ile beraber ters akış yönüne sahip iki akarsudan biridir.

Amanos Dağları'nın batı yamaçlarından çıkarak Akdeniz'e dökülen küçük ve kısa akışlı Deliçay, Mersin Çayı, Arsuz Çayı, Gülcihan Çayı ve Burnaz Suyu gibi akarsular da vardır.

Baraj ve göller : Hatay'da sulama amacı ile Karasu Çayı üzerinde inşa edilen Tahtaköprü Barajı, Karasu Çayı üzerinde inşa edilen Yayladağı Barajı Beyazçay üzerinde inşa edilen Yarseli Barajı ve Zilli Çayı üzerinde inşa edilen Arsuz Gönen Barajı bulunmaktadır.

Amik Ovası'nın orta kısımlarında yer alan Amik Gölü, 1970'li yıllarda tamamen kurutulmuş ve tarıma açılmıştır. Diğer önemli göller ise Gölbaşı ve Yenişehir Gölü'dür.Bunların yanında Yayladağı yolu üzerinde Kızılgöl'de vardır.Bu göl yazları kurur kışlar ise göl su ile dolar.

İklim​

İlin büyük kesimi Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Ancak yükselti ve karasallığa bağlı olarak çeşitli farklılıklar da mevcuttur. Türkiye'nin yağışlı bölgeleri arasındadır. Genel olarak kışlar ılık ve yağışlı, yazlar sıcak ve kurak geçer. En sıcak ay ortalaması İskenderun'da 28.6 °C, Antakya'da 27.6 °C; en soğuk ay ortalaması bu merkezlerde sırasıyla 11.9 °C ve 8.1 °C'dir. İskenderun'da bugüne kadar ölçülen en yüksek sıcaklık 43.2 °C (26 Ağustos 1962), en düşük sıcaklık ise -3.2 °C'dir (6 Şubat 1950). Antakya'da bugüne kadar ölçülen en yüksek sıcaklık 43.9 °C (26 Ağustos 1962), en düşük sıcaklık ise -14.6 °C (15 Ocak 1950) olmuştur. Antakya'nın yılllık sıcaklık ortalaması 18.2 °C ve ortalama karla örtülü gün sayısı 1'dir. Yıllık ortalama yağış tutarı, İskenderun'da 785 mm, Dörtyol'da 1022 mm, Antakya'da 1173.4 mm'dir.

hatay8734ef14680aba1e.jpg hatay8734ef14680aba1e.jpg

Hatay Sahilleri


Nüfus​

İl nüfusu 2017 sayımına göre 1.575.226 kişidir. Nüfusun tamamı şehir merkezi konumundadır. Büyükşehir torba yasası tasarıyla tüm belde belediyeleri ve köyler mahalleye dönüştürülerek şehir merkezi statüsüne alınmıştır. İlin yüzölçümü 5.524 km²'dir. İlde km²'ye 282 kişi düşmektedir. (Yoğunluğun en fazla olduğu ilçe: 999 kişi ile İskenderun’dur) İlde yıllık nüfus artış oranı % 1,41 olmuştur.

2016 yılında TÜİK verilerine göre 15 İlçe ve belediye, bu belediyelerde toplam 590 mahalle bulunmaktadır.

Ekonomi​

Antakya Çarşısı Antakya Çarşısı
Hatay'ın anavatana ilhakından önce 19. yüzyılın sonlarında yörenin başlıca tarım ürünleri tahıl, zeytin ve meyanköküdür. Bu dönemde Mısır, İngiltere, Fransa ve İtalya'ya tahıl, meyankökü, yün, kereste ve bazı gıda maddeleri ihraç edilirken, pamuklu dokuma, çiğit, demirden yapılmış aletler ve ilaç ithal edilmektedir.

1939'a değin sanayinin en gelişmiş dalları ipekli dokuma ile sabunculuktur. Deri ve madeni eşya ile taşa ve toprağa dayalı sanayi dallarında ilkel tekniklerle çalışan imalathaneler sanayi potansiyelini oluştururken 1940'lı yıllarda gıda sanayii ağırlık kazanmıştır. 1953'te Harbiye Defne Hidroelektrik Santralinin devreye girmesiyle enerji sorunu çözülünce önce çırçır sonra iplik ve dokuma fabrikaları kurulmuştur. 1954'te Sarıseki Gübre Fabrikası kurulurken, 1960'larda imalat sanayi gelişmiş; tarım araç ve gereçleri, yağ, mazot ve hava filtreleri, fren balataları, dokuma sanayiinde kullanılan makinalar üretilmeye başlanmıştır.

1970'lerde İskenderun'da Türkiye'nin üçüncü demir-çelik fabrikası olan İskenderun Demir ve Çelik A.Ş.'nin kurulmasıyla ilin sanayi potansiyeli iyice gelişmiştir ve yan sanayilerin de gelişmesini sağlamıştır. Bugün anılan tesislerin yanı sıra 40 civarında haddehane ile Hatay, önemli bir sanayii potansiyeli sergilemektedir. İskenderun Körfezi bugün en büyük demir çelik işleme ve üretim yeri haline gelmiştir. Ancak yüksek sanayi istihdamına rağmen Hatay,2013 verilerine göre %12,2 ile Türkiye'deki 70 ilden daha yüksek bir işsizlik oranına sahiptir.

Geleneksel küçük sanayi olarak dericilik, ayakkabıcılık ve mobilyacılık önemli bir potansiyele sahiptir. Ağırlıklı sanayiler orman ürünleri, dokuma, giyim, deri sanayii, metal eşya, makina teçhizat, ulaşım araçları ve ilmi ve mesleki ölçüm aletleri sanayileridir.

İskenderun Organize Sanayi Bölgesi'nden sonra kurulan Payas ve Antakya Organize Sanayi bölgeleri konumluk yer bakımından iş adamlarına önemli yatırım alanı oluştururken sanayinin yıllar itibarıyla il ve ülke ekonomisindeki payı da artmaya devam etmektedir.

Hatay ilinin toplamda %18.9'luk kısmı tarıma elverişlidir. Tarım arazisinin %63'ünde tarla tarımı yapılmakta, %13.8'inde sebze yetiştirilmekte, %9.4'ünde meyvecilik, %1.8'inde bağcılık, %11.8'inde zeytincilik yapılmaktadır.

İlin önemli tarım ürünleri arasında buğday ve pamuk başta gelmektedir. Turunçgiller, meyve grubu içinde çok önemli bir yere sahip olup, ardından üzümsü meyveler gelmektedir. Turunçgillerin yanı sıra üzüm, Trabzon hurması, incir, erik ilin önemli meyvelerindendir. Örtü altı yetiştiriciliği (seracılık) da gittikte yaygınlaşmaktadır. Zeytin üretimi de başta Altınözü ilçesi olmak üzere oldukça yaygındır.

Sanayi : Hatay il genelinde 1 liman, 1 demir ve çelik fabrikası, 8 organize sanayi bölgesi ve 3 küçük sanayi sitesi bulunmaktadır. İlin en önemli sanayi kuruluşu İsdemir fabrikasıdır. Yıllık üretim kapasitesi ile il ekonomisine ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Payas Organize Sanayi Bölgesi Hatay ilinin Antakya ve İskenderun Organize Sanayi Bölgelerinden sonra 3.büyük sanayi bölgesi konumundadır ve 30.000'ne yakın işçi çalışmaktadır. Türkiye'nin 3.büyük limanı olan İskenderun Limanı ise Hatay ilinin en önemli sanayi kuruluşlarından birisidir.

Tarım ve hayvancılık : Hatay il topraklarının %54,7'si tarım arazisidir. İl genelinde yetiştirilen başlıca tarım ürünleri arpa, buğday, tahıl, patates, soğan, domates, patlican, biber, pamuk, portakal, elma, limon üzüm, karpuz, yer fıştığı, muz ve zeytin en çok yetiştirilen tarım ürünleri arasındadır. İlde hayvancılık'ta gelişmiştir. İlçelere bağlı köy ve yaylarda besicilik yoluyla küçük baş ve büyük baş hayvancılık yapılmaktadır. Bazı bölgelerde tavukçuluk gelişmiştir. Ancak birçok mahallede tavukçuluk gelişmemiştir. Balıkçılık Hatay'ın kıyı kesimlerinde gelişmiştir. Kıyı ilçelerinde büyük çapta balıkçılık yapılmaktadır

Madenler : Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün yaptığı araştırmalara göre il genelinde altın, aluminyum, asbest, demir, dolomit, fosfat, kireçtaşı, krom, manyezit ve mermer rezervleri bulunmaktadır.

İskenderun'da yer alan 53 bin ton toplam rezervli krom yataklarında üretim yapılmaktadır. Demir, boksitin toplam rezervinin 264 bin tonluk bölümü İskenderun'da toplanmıştır. Hatay'da yer alan madenlerden biri de demir'dir. 1 milyon 604 bin 400 ton toplam rezervli demir yatakları Dörtyol, İskenderun, Kırıkhan ve Yayladağı ilçelerindedir. Demir'in İskenderun'daki toplam rezervi 254 bin 400 tondur. İlin asbest varlığının tümü Arsuz ilçesindedir. Asbestin toplam rezervi 3 milyon 523 bin 300 tondur. Hatay'daki mermer damarlarının rezervi bilinmemektedir. İlin diğer madenleri arasında İskenderun'daki 5 milyon ton toplam 100 milyon ton jeolojik rezervli çimento ham maddesi bulunmaktadır.

Kültür​

Saint Pierre Kilisesi, Antakya'nın iki kilometre kuzeydoğusunda, Reyhanlı karayolu üzerinde, Habib-i Neccar Dağı'nın uzantısı olan Haç Dağı'nın eteğindedir. Saint Pierre Kilisesi, Antakya'nın iki kilometre kuzeydoğusunda, Reyhanlı karayolu üzerinde, Habib-i Neccar Dağı'nın uzantısı olan Haç Dağı'nın eteğindedir.
Kuzeyden güneye, güneyden kuzeye giden ve doğudan gelen anayolların kavşak noktasında bulunan Antakya, tarihi boyunca kıtalar ve bölgeler arası ticarette önemli rol oynamış, yolcu ve hacı kervanları için bir konaklama yeri ve çeşitli bölgelerden gelen insanlar için bir kültür alışverişi merkezi olmuştur. İskenderun ise tarihi boyunca Mezopotamya'nın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun ithal ve ihraç limanı olarak hizmet vermiştir. Bu nedenle Antakya çeşitli bölgelerden gelmiş binlerce insanın konakladığı, başka bölge insanlarıyla hem mal, hem fikir alışverişinde bulunduğu, memleketlerine yeni bilgi ve fikirlerle döndükleri bir kültür merkezi görevi yapmış, Helenistik Dönem ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde dünyanın sayılı uygarlık merkezlerinden biri olarak ün yapmıştır. Osmanlı Devleti döneminde de bir ticaret ve kültür merkezi görevi yapan Antakya bu dönemini günümüze kadar gelişerek sürdürmüş, kuruluşu Antakya'dan eski olmasına rağmen kent olarak 20. yüzyıl başlarında önem kazanan İskenderun ise 1950'li yıllardan sonra hızlı bir gelişme göstererek Türkiye'nin sayılı ticaret, sanayi ve ihracat merkezlerinden biri haline gelmiştir.

Tarihi boyunca çeşitli inançlara sahip pek çok millete ev sahipliği yapan Hatay bölgesinde çok sayıda şair, bilim adamı ve sanatçı yetişmiş, zaman içinde zengin bir kültür birikimi meydana gelmiştir. Bu birikimin izlerini, etkilerini bugün de tarihi yapılarda, müzelerde eser olarak, toplum yaşayışında sanat, basın-yayın etkinlikleri ya da adet, gelenek, görenekler halinde görmek mümkündür. Ayrıca tarihi boyunca çeşitli dinlerin, inançların bir arada yaşadığı Hatay bu özelliğini bugün de korumakta, İslam, Hristiyanlık ve Musevi inançları iç içe yaşamakta, cami, kilise ve havra yan yana varlıklarını ve fonksiyonlarını sürdürmektedir. Toplumun sahip olduğu ortak kültür nedeniyle inanç farklılıkları Hatay'da hiçbir zaman problem olmamış, bu farklılıklar kültürel yapının bir zenginliği olarak kabul edilmiştir.

Türküler​

Çukurova bozlaklarının etkilerini taşıyan Hatay türküleri genel olarak Gavurdağı yöresi özelliklerini yansıtır. Yörede söylenen uzun havalar ya Gavurdağı ve Barak ağzı uzun havaları ya da bunların etkilerini taşıyan özgün ezgilerdir. Yaygın olarak söylenen uzun havalar genel olarak Hüseyni makamı ile bu makama akraba makamlardır.

Halk müziği yönünden Antakya türkülerinin diğer ilçelerden farklı bir yapısı vardır. Türk Sanat Müziği karakteri taşıyan ve bu müziğin makam sisteminden büyük ölçüde etkilenen Antakya türküleri özellikle kupleler arasındaki uzun, birkaç ölçü devam eden "aaah" ya da "amaan" gibi sözcüklerle dikkati çeker. (Örnek: Altın Tasta Gül Kuruttum)

Antakya'da eskiden bahar aylarında halk doğaya açılır (sahraya çıkar), yeşillik, ağaçlık yerlerde salıncaklar kurarak eğlenir, türküler söylenirdi. Bu sırada salıncakların salınımına uygun olarak (2/4'lük 4/4'lük ritimde) söylenen türkülere "sallangaç türküleri" adı verilirdi. Ayrıca düğünlerde, kadınlar dışarıda oynamadıkları için kapalı yerlerde kendi aralarında eğlenir, oynarlardı. Bu eğlence sırasında darbuka veya bakır leğen çalarak çoğunluğu doğaçlama olan oyun türküleri söylerler, türkülerden sonra "ha ha" lar çekip bunun ardından zılgıt çekerlerdi.

Başlıca Türkülerin Adları:​


Gül KuruttumHanım Arabaya da Binmiş
Aman Aman BağdatlıTütüncüden Tütün Aldım
Hekim BaşıGemi Gelir Aka Aka
Lofçanın Altında KuyuPınara Vurdum Kazmayı
Kına HavasıMeryem
Yaprak GazellendiHasan Dağı
derelerde Biter Haşişİki Geyik Bir Derede
Yüksek MinaredeNinam
Samancılar Saman ÇekerElmas dolu Çekmece
Altın Tasta Gül KuruttumBerber
CemalAtlandım İndim Eşiği
Eli Elime DeğdiBağdadın Hamamları

Halk oyunları​




Hatay'da oynanan oyunlar halay grubuna girer. Yörede davul, zurna, def, zil, argun ve dümbelek ile çalınıp oynanan bu oyunlarda daha çok karakter olarak aşk, sevinç, taklit ve ağıt (dertlenme) konuları işlenir. Hatay oyunları Adana, Gaziantep yöreleri ile benzerlik gösterir. Ayrıca yörede Çerkes oyunları (Çeçen, Aspura, Kafe, Rig gibi) da oynanmaktadır.

Başlıca halk oyunları:​


KüllükHalebi
KabaKoyser
Garibin AyağıŞerci
HavuşRişko
DeliarapKırıkhan
ZennubeHizmeli
ArciYağlık Kenarı
Bağdat'ın HamamlarıEli Elime Değdi

El sanatları​




Hatay'da geçmişte yaygın olan el sanatları teknolojik gelişmeler sonucunda terk edilmiş ya da unutulmuş, günümüzde çoğu sanatların uygulayıcıları kalmamıştır. Halen taş işçiliği, tarihi ve mitolojik konulu eserlerin ve heykellerin taklitlerinin üretimi, ipek dokumacılığı, ağaç oymacılığı, camcılık, sikkecilik, sap ve hasırdan tepsi ve tabak vb. malzeme üretimi ve defne yağı kullanılarak yapılan defne (gar) sabunu yapımı yaşayan başlıca el sanatlarındandır.

Turizm ve Tarihî yerler​

Hatay ilinin en önemli turizm merkezleri Erzin, Dörtyol, Arsuz ve Samandağ ilçeleridir. Özellikle yaz turizmi ile dikkat çeken Arsuz ve Samandağ ilçeleri sahilleriyle, koylarıyla ve plajlarıyla her yıl yerli ve yabancı turistlerinin akınına uğramaktadırlar. Nüfusları her yıl gelen yerli ve yabancı turist sayısıyla 2 ila 3 kat artmaktadır. Bu bakımdan Arsuz ve Samandağ, Hatay ilinin en önemli turizm merkezleridir. Ayrıca doğa turizmi kapsamında Erzin ve Dörtyol ilçelerinde birçok kaplıca ve yayla bulunmaktadır.

Koz Kalesi (Kürşat Kalesi) : Altınözü ilçesinde, aynı adla anılan mahallenin yakınlarındadır. Eski çağlarda kullanılan ve Altınözü tarafından gelip Harbiye'den geçerek Antakya'ya giren Kuseyr yolu üzerindedir. Bu kalenin Antakya'nın güney bölgesini emniyet altına almak amacıyla Antakya Prensliği döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Antakya Latin Patriği'nin de ikamet ettiği yer olan kale 1268 yılında Baybars tarafından kuşatma sonucunda teslim alındı. Bir tepeyi içine alacak şekilde yapılan kalenin sadece büyük blok taşlarla inşa edilmiş olan yarım daire şeklindeki iki burcu ayakta olup, diğer kısımları harap ve belirsiz durumdadır.

Bakras Kalesi : Aynı adla anılan mahallenin hemen üst tarafındadır. Mahallenin yolu Antakya - İskenderun yolunun 27. km'sinde, yoldan 4 km kadar batısında sarp bir tepe üzerinde yapılmıştır. Strabon'un bu kaleden bahsettiğine bakılırsa, tarihi çok eski olmalıdır. Kale önceleri Belen geçidinin girişini, Antakya kurulduktan sonra ise Selevkos başkentini koruma gayesine hizmet etti. Haçlılar döneminde de Antakya Prensliği'nin kuzeyde en önemli savunma noktasıydı. Birkaç defa el değiştirdikten sonra Tapınak Şövalyeleri'nin eline geçen kale 1268 yılında Baybars tarafından kuşatılarak zapt edildi. Birkaç katlı ve bir alay askeri barındıracak büyüklükte olan kale genel olarak harap olmaya yüz tutmuş olmakla birlikte, birçok mekanları sağlam durmaktadır. Günümüzde Bakras Kalesi Belen ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.

Payas Kalesi : Payas ilçesinde, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi'nin batısındadır. Burada eskiden harap bir kale vardı. Sahilde inşa edilen Payas Limanı ile tersanesinin güvenliği için 1567 yılında kale ve hendeği tamamen sökülerek yeniden yapıldı, yapımı 1571 yılında tamamlandı. Son yüzyıl içinde hapishane olarak kullanıldı.

Mancılık Kalesi : Payas - Dörtyol arasında, Amanos Dağları eteklerinde 700 metre kadar yüksekte, sarp bir tepe üzerinde yapılmıştır. Halen harabe halindedir. Rabat Köyü'nden Gürlevik Yaylası'na giden yolun 12. km'sinden ayrılan bir patika ile ulaşılabilen kale 1290 yılında yapılmıştır. Kale kalıntıları, sık ağaçlar arasında kaybolmuş haldedir.

Bakras Kalesi, Antakya-İskenderun yolunun 27. kilometresi üzerinde bulunan Bakras Köyü'nün üst tarafındadır. Bakras Kalesi, Antakya-İskenderun yolunun 27. kilometresi üzerinde bulunan Bakras Köyü'nün üst tarafındadır.
Cin Kulesi : Kale ile liman arasında, hemen aşağıdaki limanı korumak için 1577 yılında inşa edilmiştir. Eskiden "İskele kalesi" adıyla anılan bu yapı 360 derecelik görüş alanına sahip bir karakol kulesidir.

Darbısak Kalesi : Kırıkhan'ın kuzeyinde Alaybeyli Köyü'nün hemen önünde bir tepe üzerindedir. Bu kale Antakya Prensliği döneminde yörenin önemli kalelerinden biriydi. hem İskenderun Körfezi'nden gelen dağ yolunun doğu girişinin, hem de Belen Geçidi'nin kuzey girişinin güvenliğini sağlıyordu. 1268 yılında Baybars tarafından alındıktan sonra önemini yitiren kale uzun süre terk edilmiş halde kalmış, 19. yüzyıl sonlarında burada Karamürselzade Mustafa Şevki Paşa tarafından İslam evliyası Bayezid-i Bistami adına bir cami ve ziyaret yeri yaptırılmıştır. Kalenin bazı bölümleri kısmen ayaktadır. Cami ve Bayezid-i Bistami'nin makamı her yıl binlerce ziyaretçi tarafından ziyaret edilir.

Sarıseki Kalesi : İskenderun-Payas arasında eski anayol güzergahı üzerindedir. Helenistik dönemde veya Haçlılar döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Harap haldeki kalenin Yavuz Sultan Selim döneminde yeniden yapımına başlandı, ancak inşaat Kanuni Sultan Süleyman döneminde tamamlanabildi. Kısmen ayakta olan kale halen askeri bölge içindedir.

Şalan Kalesi : Amanos Dağları üzerinden aşarak İskenderun Körfezi ile Kırıkhan Ovası'nı birbirine bağlayan eski dağ yolu üzerinde, Değirmendere yakınında sarp bir tepe üzerindedir. Harap halde ve sadece birkaç duvarı ayakta olan kalenin Haçlılar dönemine ait olduğu ve yolun güvenliğini sağlamak amacıyla yapıldığı sanılmaktadır. Kale Şuğlan, Çıvlan, Şıvlan gibi adlarla da anılmaktadır.

Arsuz Kalesi : Arsuz ilçesinin 30 km kadar güneyinde Kale köyünde Selçuklular zamanında yapıldığı tahmin edilen bir kale bulunmaktadır. Kale denize paralel olarak yüksekliği 10 metre olan bir tepe üzerinde inşa edilmiştir. Kalenin hangi tarihte yapıldığına dair bilgi yoktur. Ancak köyün adından da anlaşıldığı gibi eski zamanlarda bu köyde bir kalenin olduğu bilinmektedir. Kalenin adının ise Arsuz Kalesi olduğu tahmin edilmektedir. Kale denizden gelebilecek saldırılara karşı büyük bir beton duvarla üstü kapatılmıştır. Günümüzde kale yıkılmış ve yok olmuş durumdadır. Ancak kalenin kalıntılarını görmek mümkündür.

Eğitim​

2007 yılının istatistiklerine göre ilde 16 anaokulu; 147 lise, meslek lisesi, Anadolu lisesi ve dengi okul; ve 635 ilköğretim okulu bulunmaktadır. İlköğretim okullarında 9.045 öğretmen 232.191 öğrenciye, liselerde ise 3.325 öğretmen 56.841 öğrenciye eğitim vermektedir. Bu verilere göre ilköğretim okullarında öğretmen başına ortalama 25.7 öğrenci, liselerde ise öğretmen başına ortalama 17.1 öğrenci düşmektedir.

İlin yüksek öğretim merkezi 10 Kasım 1992'de faaliyete geçen Mustafa Kemal Üniversitesi'dir. Üniversite kurumları 13 fakülte (eğitim, fen edebiyat, güzel sanatlar, iletişim, ilahiyat, iktisadi ve idari bilimler, mühendislik, mimarlık, su ürünleri, tıp, diş hekimliği, veterinerlik, ziraat), üç enstitü (fen bilimleri, sağlık bilimleri, sosyal bilimler), dört yüksekokul (beden eğitimi , sağlık, fizik tedavi ve rehabilitasyon, bilişim teknolojisi), 11 meslek yüksekokulu ve 19 araştırma ve uygulama merkezinden oluşmaktadır. 2006-2007 öğretim yılı itibarıyla üniversitede 708 akademik personel, 575 idari personel ve 14.439 öğrenci bulunmaktadır. İlin ikinci üniversitesi olan İskenderun Teknik Üniversitesi kısa adıyla İSTE , Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 31.3.2015 tarihinde çıkardığı 6640 sayılı bir yasayla Hatay'ın İskenderun ilçesinde kurulmuş teknik üniversitedir. İskenderun Teknik Üniversitesini oluşturan fakültelerin çoğu Mustafa Kemal Üniversitesi'nden ayrılarak yeni üniversiteye bağlanmıştır.

Altyapı​

Hatay il merkezi, bağlı mahalle ve köylerinde elektrik, su, telefon ve kanalizasyon şebekesi mevcuttur. İlçelerde merkez ve bağlı mahallelerde su ve kanalizasyon şebekesi vardır. Bazı köylerde su şebekesi olmasıyla beraber birçok mahallede su ve kanalizasyon şebekesi yoktur. Ancak Hatsu'nun köylere su ve kanalizasyon şebekesi götürme çalışmaları devam etmektedir. 15 İlçe merkezi, bağlı mahalle ve köylerde elektrik ve telefon hattı bulunmaktadır. Fakat bazı köylerde telefon hattı mevcut değildir. Tedaş Hatay İl Müdürlüğü'ne bağlı 14 İlçe Tedaş İşletme Şefliği bulunmaktadır. Türk Telekom Hatay İl Müdürlüğü'ne bağlı ise 7 Telekom İlçe İşletme Şefliği ve Hatsu Genel Müdürlüğü'ne bağlı ise 13 Hatsu İlçe İşletme Şefliği mevcuttur.

Sağlık​

Hatay ilinde, 14 devlet hastanesi, 12 özel hastane ve 2 araştırma hastanesi olmak üzere toplamda 28 hastane bulunmaktadır. İlde; 1 halk sağlığı merkezi, 15 toplum sağlığı merkezi, 14 acil servis, 14 poliklinik servisi, 6 rehabilitasyon merkezi, 32 aile sağlığı merkezi, 44 sağlık ocağı ve 7 ambulans istasyonu ile 270 eczane bulunmaktadır.

Sınır kapıları​

Hatay ilinde 3 sınır ve gümrük kapısı bulunmaktadır. Bunlar Cilvegözü, Yayladağı ve Altınözü ilçesindeki Karbeyazı sınır kapılarıdır. Günümüzde Suriye iç savaşı nedeni ile sınır kapıları düzenli olarak çalışmamaktadır.

Mutfak​

İskenderun Döneri İskenderun Döneri
Farklı din ve mezhepleriyle hoşgörü şehri Hatay kozmopolit dokusunun yanı sıra her damağa hitap eden lezzetleriyle de ilgi gören şehirlerin başında gelmektedir. Dillere destan Hatay mutfağı sulu yemekleri, kebapları, mezeleri ve tatlıları ile misafirlerini lezzet yolculuğuna davet eder.

Hatay mutfaklarında sebze yemeklerinde et, soğan ve domates bolca kullanılırken yemeklerde baharat ve salça eksik olmaz. Kahvaltılarda tuzlu ve tuzsuz peynir, zeytin, salçalı sos ve marmelatlar bulunurken çayın yanında tuzlu yoğurt yenmesi yöredeki geleneksel alışkanlıklardan biridir. Hatay iklimi gereği sebze ve meyvenin verimli olarak yetiştiği illerden biridir. Yaz aylarında kurutulmaya başlanan domates, biber ve patlıcanlar kışın yemeklerde kullanılır. İçli köfteye benzerliği ile öne çıkan oruk Hatay’a yolunuz düştüğünde denemenizi önerdiğimiz ilk lezzettir. İnce bulgur kullanılarak hazırlanan oruk yağda kızartılarak sofraları süsler. Yoğurt, pirinç, kıyma ve soğan ile hazırlanan şişperek çorbası yemek öncesi mideleri şenlendiren nefis bir çorbadır. Ekşi aşıçorbası da Hatay mutfaklarında en çok pişirilen çorbaların başında gelir. Ana yemeklerin yanında yerini alan zahter salatası bol zeytinyağı ve nar ekşisi ile ağızları sulandırırken ıspanaklı borani bir tabakla asla yetinmeyeceğiniz lezzetlerden biridir.

Hatay Künefesi Hatay Künefesi
Et seviyorsanız kâğıt kebabını yemeden Hatay’dan dönmemelisiniz. Sebze ve etin eşsiz buluşması ile hazırlanan tepsi kebabı da Antakya yöresine ait meşhur bir yemektir. Uzun Çarşı içerisinde yer alan PÖÇKasabı’nda birbirinden lezzetli kebapları denemenizi tavsiye ederiz. Bol soslu Hatay döneri damağınızda unutamayacağınız bir tat bırakırken özel peyniri ve şerbeti ile künefe Hatay denince akla gelen enfes bir lezzettir. Hatay sınırlarını aşarak neredeyse tüm ülkeye yayılan künefeyi asıl yerinde deneyimlerken kendinizi bir tane daha sipariş verirken bulabilirsiniz. Sadece Hatay yöresinde üretilen künefe peyniri beyaz renkte, tuzsuzdur. Genellikle keçi sütünden yapılan peynir ısıtıldığında uzamasıyla meşhurdur. UzunÇarşı’dakiYusufUsta’nın dükkânında Hatay’ın en lezzetli künefesini deneme şansı bulabilirsiniz. Hatay’a özgü bir diğer peynir çeşidi ise sürktür. Çökelek, acı pul biber, kaya tuzu ve kekik ile yoğrulan peynir güneşte bekletilerek kurutulur ve kahvaltının yanı sıra böreklerde de kullanılır. Biberliekmek, kömbe, mütebbel, muhammara, humus, fellahköftesi Hatay’da sizi lezzet şölenine çıkarabilecek diğer yemeklerdir.
 
Hakkari
Isparta
Bunlar da ilginizi çekebilir...
Hatay'daki Tarihi Taş Evler Depreme Dayanamadı
  • Ugur
  • Ugur,
  • Güncel
  • 0    492
Hatay Devleti
  • Ugur
  • Ugur,
  • Tarih
  • 0    9K
Hatay'da Uzun Kulaklı Çöl Kirpisi Keşfedildi
  • Ugur
  • Ugur,
  • Hayvanlar Alemi
  • 0    2K
Hatay Dağ Ceylanlarının Nesli Kurtuldu
  • Ugur
  • Ugur,
  • Hayvanlar Alemi
  • 0    5K
IŞİD'in Planı "Hatay'a Girmek ve Şeriatı Getirmek"
  • Ugur
  • Ugur,
  • Güncel
  • 0    4K
Geri