Sultan II. Abdülhamid’e ateş eden hain yüzbaşı!
Şahsi servetinden (Hazine-i Hassa) devletine pek çok hayır eseri kazandıran Sultan Abdülhamid’i Selanik’te aç bıraktılar. Sultan Abdülhamid uzun zaman kullanılmayan Alatini Köşkü’nün boş odalarında çok bitkin, üzgün ve İstanbul’a hayret günler geçirdi. Isıtma sistemi olmayan, hatta bir mangal bile bulunmayan köşkte özellikle gecelerini üşüyerek geçiren Abdülhamid, köşkün kadife perdelerini üzerine örterek ısınmaya çalışacaktı. Kendisi gibi haremi de Selanik’te zor günler geçiriyor ve hepsi neredeyse hiç konuşmuyordu. Çünkü söylenecek bir söz bile bulamıyordu. Birinin diğerini teselli edecek gücü yoktu.
Zat-ı Şahane zamanının büyük bir kısmında günlerini marangozluk ve tenekecilik yaparak geçiriyordu. Malzemeleri de Tahsin Uzer ve levazım memuru tarafından temin ediliyordu. Bazı günler pencere kenarından denize dalgın dalgın bakıyordu. Bu hüzün günlerinde, Abdülhamid’i ve haremini sevindiren bir tek şey vardı; Abdülhamid’in bozulan sağlığı günden güne düzelmeye başlamıştı.
Ege’nin meltem esen rüzgarı kendisine yaramıştı. Zamanla Ege’nin insanı okşar gibi esen rüzgarlarını daha yakın hissetmek için köşkün balkonuna çıkmaya başladı. Köşkte kimseyle görüştürülmüyordu. Ancak köşkün muhafızları arasında bulunan Kürt Salim adındaki bir yüzbaşı, paralarının çekilmesi için vekalet verdiği günün ertesi, yine balkona çıktığı bir zamanda güpegündüz Padişah’a tabancasıyla ateş etmiş fakat vuramamıştı. Kurşun saçlarını yalayarak duvara saplanmıştı.
Sultan Abdülhamid’in özel katibi Muhsin Bey bir gün aniden ortalıktan kaybolmuştu. İlerleyen günlerde, Muhsin Bey’in Ramazan ayında köşkün bodrumunda on gün aç susuz hapsedildiği anlaşıldı. II. Abdülhamid, günlerdir merak ettiği katibinin neden hapsedildiğini öğrendiği zaman daha çok şaşıracaktı. Muhsin Bey’in suçu Sultan Abdülhamid’in hatıralarını yazmakmış meğer. Sultan Abdülhamid onlara katibi neden hapsettiklerini sorduğunda; ‘Efendim bazı hatıralarınızı yazdırıyormuşsunuz,’ cevabını alınca diyecek bir söz bile bulamadı. Çünkü böyle bir hadiseye verilecek bir cevap yoktu.