Üst
III. Murad

III. Murad

III. Murad
Sultan_Murad_III_16d904a7a9f36d92.webp
Sultan_Murad_III_16d904a7a9f36d92.webp
Sıra12.
Hüküm süresi1574 - 1595
ÖncekiII. Selim
SonrakiIII. Mehmed
Doğumu1543, Manisa
Ölümü1595, İstanbul
BabasıII. Selim
AnnesiAfife Nurbanu Sultan
TürbesiAyasofya Camii, İstanbul
III. Murad, divan edebiyatındaki mahlasıyla Muradi (4 Temmuz 1546, Manisa – 16 Ocak 1595, İstanbul), 12. Osmanlı padişahı ve 91. İslam halifesi. Babası II. Selim, annesi Afife Nurbanu Sultan'dır.

Şehzadeliği​

II. Selim'in Nurbanu Sultan'dan olan en büyük oğlu ve varisidir. Nurbanu'nun anne ve babasının kimler olduğu ise kesin olarak bilinememektedir. İyi bir eğitim alan şehzade Arapça ve Farsça öğrendi. 1558 yılında babası II. Selim'in Manisa Sancakbeyliğinden Karaman Valiliğine atanması sonucu dedesi Kanuni Sultan Süleyman tarafından Alaşehir Sancakbeyliğine gönderildi. Babası II. Selim padişah olduktan sonra ise Manisa Sancakbeyliğine gönderildi. Babası II. Selim'in vefatından sonra 22 Aralık 1574'te İstanbul'a gelerek Osmanlı tahtına oturdu.

Padişahlığı​

22 Aralık 1574 (Ramazan ayı) Çarşamba sabahı, Osmanlı mülkünü devralır almaz fetva ile ilk iş olarak 5 kardeşini boğdurmuştur. Osmanlı Devleti, Lehistan yönetimine hakim olmakla Avusturya'ya komşu olan iki müttefik elde etmiş olacaktı. Fransızlarla Kanuni döneminde iyi ilişkiler kurulmuştu. Fakat Fransız tahtının boşalması ile Lehistan'da iktidar boşluğu oluştu. III. Murad'ın isteği ile Erdel Beyi Bathary, Lehistan kralı oldu. Lehistan ile yapılan anlaşmalar sonucu kuzey sınırı güvenli hale getirildi.

III. Murad tahta geçtiğinde Kuzey Afrika kıyılarından sadece Fas Osmanlı topraklarına katılmamıştı. 1578 yılında Ramazan Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri Fas'ı ele geçirerek bölgedeki Portekiz gücünü kırdılar.

III. Murad'a ait tuğra
III. Murad'a ait tuğra
1584 yılında bir Yeniçeri isyanında öldürülen Trablusgarp Valisi Ramazan Paşa'nın ailesini İstanbul'a getiren gemiye Kefalonya açıklarında Venedik gemileriyle saldırı düzenlenmesi sonucunda Venedik ile uzun süredir devam eden barış sona erdi. Venedik senatosuna bir ültimatom gönderen III. Murad, Ramazan Paşa'nın ailesini ve mallarını Preveze'ye getirtmeyi başardı. Venedik'in de barışı korumak istemesi üzerine iki devlet arasındaki mesele çözüldü.

III. Murad zamanında Ceneviz, Venedik ve Fransızlara verilen kapitülasyonlar ile ticaret gemileri Osmanlı limanlarında ticaret yapma hakkına sahiptiler. 1583'te İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth bir elçi göndererek aynı imtiyazlardan faydalanmak istediğini belirtti. Venedik ve Ceneviz haricindeki kapitülasyonu olmayan devletlerin tüccarı, Fransız bayrağıyla Osmanlı limanlarına geliyordu. 1572'daki Bartalameos Katliamı yüzünden Katoliklerden yüz çevirmeye başlayan Osmanlı hükumeti, Papa'nın koyduğu stratejik harp malzemesi ambargosunu kırabilmek için Protestan olan İngiltere'ye yakınlaştı. Böylece Akdeniz'de İngiliz-Fransız rekabeti başlamış oldu. Bu rekabetten Osmanlı Devleti de birçok siyasi menfaat kazanmış oldu.

Şah I. Tahmasb'ın oğlu Şah II. İsmail, Osmanlı Devleti ve Safevi Devleti arasındaki barış antlaşmalarına riâyet etmemiş ve Osmanlı'ya bağlı bazı Emirleri kendi tarafına çekmeyi başarmıştı. Osmanlı hükûmeti Van Beylerbeyine talimat vererek orada huzurun sağlanmasını istemişti. Safeviler'in Luristan valisinin Osmanlı devletine sığınması zaten gergin olan ilişkileri daha da kötüleştirdi. Bu arada Şah II. İsmail ölmüş, Safevi Hanedanlığı'nda taht kavgaları başlamıştı. Bu durumdan yararlanmak isteyen Van Beylerbeyi, Safeviler'e saldırdı. İlk Safevi savaşı on iki yıl (1577 - 1589) sürdü. Özdemiroğlu Osman Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri Safevi kuvvetlerini Çıldır'da yendi. Bu savaştan sonra tüm Gürcistan fethedildi. 1578'de Tiflis, Osmanlı vilayeti durumuna getirildi. Aynı yıl Şirvan da Meşaleler Muharebesi ile Osmanlı topraklarına katıldı. Bu gelişmeler üzerine Safeviler barış istemek zorunda kaldı. 21 Mart 1590 tarihinde Ferhat Paşa Antlaşması (İstanbul Antlaşması) imzalandı. Bu antlaşmaya göre Kars, Tebriz, Tiflis, Gence ve Şehrizur Osmanlı Devleti'nde kalacaktı. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti doğuda en geniş sınırlarına ulaşmış oluyordu.

1590'da Avusturya ile yapılan 8 yıllık barış antlaşması 1593 yılında, Telli Hasan Paşa'nın başıbozukların oluşturduğu Uskokların üzerine yürümesini savaş sebebi sayan Avusturya ile bozuldu. Avusturya İmparatoru II. Rudolf ödemekte olduğu vergiyi vermediği gibi Eflak, Erdel ve Boğdan beylerini de isyana teşvik etti. Telli Hasan Paşa Hırvatistan sınırındaki Siska kalesini kuşatma altında aldı. Ancak burada yapılan savaşta Hasan Paşa ve binlerce askerle birlikte Hersek Sancakbeyi de şehit düştü. Bunun üzerine Sinan Paşa'nın ısrarıyla 1593 yılında Avusturya'ya savaş ilan edildi. Savaş devam ederken 16 Ocak 1595'te III. Murad İstanbul'da felç geçirerek vefat etti. Cenazesi Ayasofya Camii avlusuna defnedildi.

Takîyüddin tarafından 1577'de kurulan Tophane Rasathanesini 1580 yılında yıktırmıştır. Halveti Tarikatı'nın şeyhi Şeyh Şüca'ya bağlıydı.

Saltanatı Sırasındaki Mühim Gelişmeler​

Sultan 3. Murad Hân, devletin en güçlü olduğu devirde tahta çıkmıştı. Osmanlı devleti onun devrinde, hâkimiyeti altında bulunmayan topraklarda da dengeleri lehine kurmuş durumdaydı. Sultan 3. Murad Hân, devletin bu konumunu muhafaza etmek gerektiğinin bilinciyle hareket etti. Lehistan kralının ölümü sonrası, Osmanlı Devletinin nüfuzunu hem korumak hem de artırmanın yolunu açmak için duruma müdahil oldu ve uygun gördüğü beyin kral olmasını sağladı.

Sultan 3. Murad Hân devrinde Osmanlı Devletinin Akdeniz’deki ilerleyişi devam etti. Portekizlilerle gerçekleşen Vadisseyl muharebesi sonucunda Osmanlı’nın hâkim olmadığı tek toprak olan Fas, tamamen Osmanlı hâkimiyetine geçti.

Dış Politikada Başarı Getiren Hamleler​

Katoliklerle Ortodoksların arasındaki mezheb çatışması, Osmanlı Devletinin dış politikada elini rahatlatan bir olgu oldu. Bu vesileyle Katolik Fransızlarla, Protestan İngilizler arasında bir rekabet ortamı oluşturuldu; Akdeniz ve Avrupa siyasetinde bu rekabetten faydalanıldı. Osmanlı’ya büyük bir sadakatle bağlı olan Kırım Hanlığı, Moskova’ya kadar ilerlemeyi ve Rusya’yı vergiye bağlamayı başardı.

Yıllarca Süren Savaşlar ve Kazanılan Topraklar​

Sultan 2. Bayezid Hân devrinde başlamış ve Yavuz Sultan Selim Hân devrinde büyük ölçüde kırılmış olan Safevî gücü, Şâh 2. İsmail’in kışkırtmalarıyla yeniden bir sorun hâline geldi. Başlayan mücadele tam on bir yıl kadar sürdü. Tiflis muharebesi neticesinde Gürcistan fethedildi; Tiflis hâkimiyet altına alınarak vilâyet hâline getirildi. Osmanlı Devletinin sınırları bu fetihler sonrasında Hazar Denizine kadar ulaşmış oldu.

1578 senesindeki Meşaleler muharebesi neticesinde Şirvan Osmanlı hâkimiyeti altına girdi. İmzalanan Ferhatpaşa Antlaşması vesilesiyle Osmanlı devleti, doğudaki en geniş sınırlarına ulaşmış oldu. Daha önce birkaç kez elden çıkıp yeniden fethedilen Tebriz de böylece 4. kez fethedilmiş oldu. Bu fetihler sonrasında Osmanlı Devleti’nin sahip olduğu toprak alanı 19.902.000 Km2 gibi bir seviyeye ulaştı ve devlet böylece tarihindeki en geniş topraklara sahip hâle gelmiş oldu. 21 sene süren saltanatında Sokollu Mehmed Paşa gibi büyük bir sadrazama sahip olması, Sultan 3. Murad Hân devrindeki başarıların en önemli vesilesiydi.

Mimarî Alandaki Gelişmeler​

Sultan 3. Murad Hân, Kâbe-i Muazzama’nın duvarlarını ve su yollarını, Mescid-i Nebevî’yi tamir ettirdi; Mekke-i Mükerreme ve Medîne-i Münevvere’de medreseler yaptırdı; imaret, mektep ve zâviye inşa ettirdi. Bizans devrinde bir dönem patrikhane olarak da kullanılmış olan Fethiye Camii, Sultan 3. Murâd Hân zamanında camiye dönüştürülmüştür.

Topkapı Sarayındaki Hasoda ve Beşiktaş’taki Yahya Efendi Türbesi, onun zamanında inşa edildi. Ayasofya Camii’nin kuzeyindeki iki minaresi ve minber, kürsü ve mahfil ilâvesiyle caminin içindeki şadırvan yine onun döneminde yaptırılmıştır. Şehzâdeliği döneminde Manisa’da yaptırdığı Muradiye Camii ve Külliyesi, devrinin en büyük eseridir. Mora’da Modon kalesi içinde ve Navarin’de de cami yaptırdı. 1577 senesinin kasım ayında kurulan Osmanlı’nın ilk rasathanesi de o kurmuştu.

Ölümünden sonra​

1574'ten 1595'e kadar 21 sene Osmanlı Devleti'nin başında bulunmuştur. Saltanatı süresince başveziri olan Sokollu Mehmet Paşa'nın etkisinde kalmıştır. Saltanatı döneminde eşi Safiye Sultan, özellikle Sokollu Mehmet Paşa'nın 1579 yılındaki ölümünden sonra devlet yönetiminde oldukça önemli bir rol üstlenmiştir.

Saltanatı süresince Osmanlı topraklarının genişliği 19.902.000 km²'ye yükselmiştir. Osmanlı Devleti en geniş toprağa bu zamanda erişmiştir. III. Murad 16 Ocak 1595'te 49 yaşında iken vefat etmiş, kabri Ayasofya Camii avlusundaki türbesindedir. Ayrıca Beşiktaş'taki Yahya Efendi Türbesini ve Topkapı Sarayı'ndaki Hasoda'yı yaptırmış, Fethiye Camii'ni de kiliseden camiye çevirmiştir.

Avusturyalı tarihçi Hammer, III. Murad'ın saltanatı boyunca 11 defa sadrazam, 7 defa şeyhülislam değiştirdiğini, düşüncelerinde bir istikrar bulunmadığını, zevke, tasavvufa ve şiire eğilimli bir insan olduğunu, etrafında remilciler, müneccimler dolaştığını bildirmekte ve bu yönüyle eleştirmektedir.

Çalışmaları ve İlgi Alanları​

III. Murad’ın dünya tarihine ve özellikle dönemin hükümdarlarının yaptığı savaşlara alaka duyduğu, her şeyi öğrenmek istediği dünya tarihiyle ilgili olarak yaptırdığı tercümelerden anlaşılmaktadır. Dönemin kaynaklarından onun kitap okumaktan hoşlandığı, astronomiye ilgi duyduğu, alimler ile bir arada olmaktan zevk aldığı, adalete önem verdiği, mücevheri sevdiği bilinmektedir.

Saltanatının son dönemlerinde iyice saraya kapanan III. Murat devrin kaynaklarında eleştirilmiştir. Bazı Batı kaynaklarında onun aslında savaşçı bir karaktere sahip olduğu, ancak önce annesi, ardından Safiye Sultan ekibi tarafından engellendiğinden söz edilir. Buna göre sefere çıkmak yerine padişahın sarayda kalması devlet işleri için daha hayırlıydı, üstelik tahtı baskı altında bulunduran sevilen bir vâris de mevcuttu.

Dönemi Osmanlı kültürünün klasik formunun zirvesine ulaştığı bir devir olarak tanımlanan III. Murad, “Muradi” mahlasıyla dini ve tasavvufî şiirler kaleme almıştır. Şiirleri bazı mecmua ve tezkirelerde yer alır. Çeşitli kütüphanelerde ise onun divanına rastlanır. Hat sanatı ile de ilgilenen sultan, sülüs nesih ve ta’lik yazılarda yetişmiş iyi bir hattat olduğu bilinir ve Ayasofya Camii mihrabının iki yanında asılı olan kelime-i şehadet levhasıyla bir ayet levhasının bulunduğunu bildirmekteyse de bu levhalar bugün mevcut değildir. Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi’nde Muradi imzalı celi ta’lik bir levhası mevcuttur.

Edebî ve ilmî kişiliği​

Farsça, Arapça ve Türkçe divanları bulunan III. Murad şiirlerinde "Muradî", bazen de "Murad" mahlaslarını kullanmıştır ve ayrıca Fütuhat-ı Siyam adlı tasavvuf konulu bir eser yazmıştır. Hat sanatı alanında da mahir olan III. Murad'ın Ayasofya Camii'nde asılı olan ayet levhasıyla kelime-i şehadet levhasının bulunduğunu Müstakimzade bildirmektedir ve ayrıca İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde ve Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi'nde hat sanatı eserleri vardır.

Tasavvufî Hayatı ve Şair Kişiliği​

Yetenekli, iyi eğitim görmüş, dinine son derece bağlı, ahali tarafından çok sevilen biri olan Sultan 3. Murad Hân’ın hayatında tasavvufun önemli bir yeri vardı. Halvetî Şeyhi Şeyh Şüca (Kuddise Sirruhû) Hazretlerine intisaplı olan sultan, tekkenin sâdık bir müridi idi. Gördüğü rüyaları ve hâlleri mürşidine arz ettiği belirtilmiş, tasavvufi intisabı hakkında daha başka bilgiler de kaydedilmiştir.

Osmanlı padişahlarının ekseriyeti, yüksek tahsilleriyle, yaşadıkları zamanın en büyük âlimlerinden biri kimliğine kavuşmuşlardır. İslâmî ilimlerde, fennî ilimlerde, edebiyatta ve sanatta mahir kimselerdi. Sultan 3. Murâd Hân da bunlardan biriydi. Ferruh Bey ve Câfer Bey gibi lalalar tarafından yetiştirildi. Hoca Sâdeddin Efendi, Kara Üveys Çelebi gibi âlimlerden eğitim aldı. Farsça ve Arapçaya şiirler yazabilecek derecede hâkimdi. Tarih ilmiyle de oldukça ilgili olan sultan, önemli tarih kitaplarını da mütalaa etmiş bir kimseydi.

Arapça, Farsça ve Türkçe divanları bulunan Sultan 3. Murâd Hân şiirlerini “Muradî” ve “Murad” mahlaslarıyla yazardı. Tasavvufun, hayatında önemli bir yer tuttuğunu belirttiğimiz Sultan 3. Murâd Hân, bu alanda “Fütûhât-ı Siyâm” adlı bir eser de telif etmiştir. Hat sanatında da pek mahir olan sultan, biri Ayasofya’da bulunan kelime-i şehâdet yazılı, diğerleri muhtelif müzelerde sergilenmekte olan çeşitli levhalar hazırlamıştır.

Özel hayatı​

Sultan III. Murad'ın türbesi Ayasofya Camii'in avlusunda yer alan eski vaftizhane içerisindedir
Sultan III. Murad'ın türbesi Ayasofya Camii'in avlusunda yer alan eski vaftizhane içerisindedir
III. Murad Türbesinin içi
III. Murad Türbesinin içi
Safiye Sultan adında bir eşi vardı. Safiye Hatun'un asıl adı Sofia Baffo idi. Kendisi Venedikliydi ve Korfu valisinin kızıydı. Bir deniz yolculuğunda Türk korsanlarına tutsak düşmüş, Murad'ın şehzadeliğinde saraya cariye olarak satılmıştı.

Safiye Sultan ile kaynanası Nurbanu Sultan arasındaki çekişip didişmeler; o dönemlerde çeşitli saray oyunlarıyla, sadrazamların durmadan değişmesine neden olmuştur.

Nurbanu Sultan, Safiye Sultan'ı öldüresiyle kıskandığı için, oğlu III. Murad'a yıllar boyu, onu unutturacak bir sevgili arayıp durmuştu. Söylentilere göre, bu yüzden tutsak pazarında cariye fiyatları 2 yüz - 3 yüz altından, 2 bin - 3 bin altına çıkmıştır.

Eşleri​

  • Safiye Valide Sultan
  • Şemşiruhsar Hatun - Medinede vakfı vardır. Erkek çocuğu olmadığı ve devlet işleri ne karışmadığı için sarayda kalmasına izin verilmiştir. 1613'ten önce ölmüştür. Rukiye Sultan'ın annesidir.
  • Mihriban Hatun
  • Şahihuban Hatun - Vakıfları vardır. Bahçekapıda kendi adıyla anılan türbesinde yatıyor.
  • Nazperver Hatun
  • Fahriye Hatun

Erkek çocukları​

  • Padişah III. Mehmed
  • Şehzade Yahya (1585-1649)
  • Şehzade Selim (1581-1595)
  • Şehzade Bayezit (1579-1595)
  • Şehzade Mustafa (1578-1595)
  • Şehzade Osman (1573-1587)
  • Şehzade Cihangir (1585-1595)
  • Şehzade Abdullah (1580-1595), Ayasofya'da medfundur.
  • Şehzade Abdurrahman (1585-1595)
  • Şehzade Hasan (1586-1591)
  • Şehzade Ahmet (1586-1595)
  • Şehzade Yakup (1587-1595)
  • Şehzade Süleyman (1585-1585)
  • Şehzade Alemşah
  • Şehzade Yusuf
  • Şehzade Hüseyin
  • Şehzade Korkut
  • Şehzade Ali
  • Şehzade İshak
  • Şehzade Ömer
  • Şehzade Alaüddin
  • Şehzade Davud

NOT: Erkek çocuklarının sayısının 25 olduğu söylenmektedir. Diğerlerinin adları bilinmemektedir.

Kız çocukları​

  • Ayşe Sultan (d. 1565'ten önce - ö. 15 Mayıs 1605) - Safiye Valide Sultan'ın kızıdır. Padişah III. Mehmed'in türbesinde medfundur.
  • Fatma Sultan(d. 1565'ten önce) - Safiye Valide Sultan'ın kızı . İlk evliliği: 1593 Damad Halil Paşa. İkinci evliliği:1604 Damad Cafer Paşa. Üçüncü evliliği: 1610 Damad Hızır Paşa. Dördüncü evliliği: 1611 Damad Murad Paşa.
  • Hüma Sultan
  • Hatice Sultan
  • Mihrimah Sultan - 1604'te Mirahur Ahmed Paşa ile evlenmiştir.
  • Fahriye Sultan - 1604'te Çuhadar Ahmed Paşa ile evlenmiştir. İkinci izdivacını Sofu Bayram Paşa ile yapmıştır. Bayram Paşa ölünce bir daha evlenmemiştir.
  • Rukiye Sultan - Şemsiruhsar Hatun'un kızıdır.
  • Fethiye Sultan

Saltanatında meydana gelen bazı önemli olaylar​

  • Venedik'le anlaşma yenilendi.
  • Portekiz'le Vadisseyl Muharebesi yapıldı.
  • İspanya'ya karşı İngiltere'ye yardımlar yapıldı.
  • Lehistan kralının tayininde çıkan mücadele kazanıldı ve 1577'de Lehistan da Osmanlılara tâbi oldu
  • 1578'de Osmanlı tabiiyetinde bulunan Kırım Hanlığı Rusya'ya savaş ilan etti. Moskova'ya kadar ilerleyerek Rusya'yı vergiye bağladı.
  • 1578'de Safeviler ile savaşlar başladı. Çıldır Zaferi elde edildi.
  • 1582'de Tiflis Müdafaası yapıldı. Tiflis ve Şirvan fethedildi.
  • 27 günde Kars Kalesi yapıldı.
  • 1582'de Osmanlı tarihinin en büyük eğlencelerinden birini düzenleyerek oğulları için kırk gün kırk gece sünnet şöleni düzenlemiştir.
  • 1583'te Meşaleler Muharebesi kazanıldı.
  • 1585'te Tebriz dördüncü defa fethedildi. Gence şehri alındı.
  • 1590'da Ferhat Paşa Antlaşması imzalandı. Hazar Denizi'ne kadar Osmanlı hakimiyetine alındı. Doğuda en geniş sınırlara ulaşıldı.
  • 1593'te Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na harp ilân edildi.
  • 1594'te Yanıkkale feth edildi.
  • Tedavülde bulunan o zamanki metal paranın altın ve gümüş oranı azaltılarak devletin tarihindeki gelmiş geçmiş en büyük develüasyon gerçekleştirilmiştir.
  • 1577 yılında Tophane sırtlarında Takîyüddîn’in yönetimi altında bir gözlemevi olan Takiyüddin'in Rasathanesi kurulmuştur.
 
Geri
Üst