Üst
Gürcistan Cumhuriyeti

Gürcistan Cumhuriyeti

Gürcistan
gurcistan.webp
gurcistan.webp
BaşkentTiflis
Resmî dillerGürcüce, Abhazca, Osetçe
Yönetim ŞekliYarı Başkanlık sistemi
Yüzölçümü69.700 km²
Nüfus3.729.500
Nüfus Yoğunluğu54 kişi/km²
Para birimiLari(GEL)
Zaman dilimiUTC (UTC+4)
Telefon kodu+995
İnternet TLD.ge
Gürcistan veya resmî adıyla Gürcistan Cumhuriyeti, Karadeniz’in doğu kıyısında, Güney Kafkasya’da yer alan ülke. Eski Sovyet cumhuriyetlerinden biri olan Gürcistan'ın kuzeyinde Rusya, doğusunda Azerbaycan, güneyinde Ermenistan ve güneybatısında Türkiye yer alır. Ülkenin batı sınırını Karadeniz belirler.

Gürcistan, seküler, üniter ve başkanlı cumhuriyet olan bir temsili demokrasidir. Hâlen Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Dünya Ticaret Örgütü, Karadeniz Ekonomik İşbirliği ve GUAM Demokrasi ve Ekonomik Kalkınma Örgütü üyesidir. NATO üyeliği ve ileride Avrupa Birliği'ne üye olmak için uğraş vermektedir.

Etimoloji​

Gürcüler kendilerini Kartvelebi, ülkelerini Sakartvelo, dillerini Kartuli olarak adlandırır. Sakartvelo, "Kartvelilerin Ülkesi" demektir. Kartvelebi, denen grup ise sadece Gürcüleri değil; Lazları, Megrelleri ve Svanları da kapsamaktadır. Efsaneye göre Kartvellerin atası, Kitabı Mukaddes’teki Yafet’in torunlarından Kartlos’tur. Strabon, Herodot, Plutarkhos, Homeros gibi Eski Yunan, Titus Livius, Cornelius Tacitus gibi Romalı yazarlar ülkenin doğusundakileri İberler (Bazı Eski Yunan kaynaklarında İberoi), batısındakilerini de Kolhlar olarak adlandırmışlardır.

Farsça’dan Türkçeye geçen Gürcü ve Gürcülerini Batı dillerindeki adının kökenine ilişkin iki farklı yaklaşım vardır. Bunlardan ilki, Eski Yunan ve Latin kökenli, tarımla ilişkili anlamındaki georgicus sözcüğünden geldiğine ilişkin teoridir. Gürcü adının Aziz Giorgi’den türemiş olduğunu belirten kaynaklar da vardır. Bir başka olasılık ise, Eski Pers döneminde Gürcülerin Gurcan, Gurc olarak adlandırıldığı ve Gürcü, Georgian gibi adların buradan türemiş olmasıdır.

Bayrak​

Gürcistan Armasi
Gürcistan Armasi
Gürcistan bayrağı, Gürcistan Cumhuriyeti'nin 14 Ocak 2004'te kabul edilen bayrağıdır. Beş haçlı bayrak, ortaçağ Gürcü Krallığı bayrağıydı ve Gül Devrimi ile iktidar olan Birleşik Ulusal Hareket tarafından yeniden ülkenin bayrağı olarak kabul edildi.

Gürcistan'ın 1918-1921 arasındaki bayrağı farklı bir bayraktı. Bu bayrak Sovyet yönetiminin kurulmasıyla birlikte yerini sosyalist semboller barındıran kırmızı ve mavi renklere sahip bir bayrağa bıraktı. Ülke 1990 yılında bağımsızlığını ilan edince, 1918-1921 yılları arasında kullanılan bayrak tekrar kullanılmaya başlandı. 14 Ocak 2004 tarihindeyse 90'lı yıllarda vatansever kesimler tarafından kullanılan beş haçlı bayrak parlamentodan yeterli oy alarak ülkenin bayrağı oldu.

Arma​

Gürcistan arması, 2004 yılında kabul edilmiştir. Armada atının üstünde gösterilen kişi Aziz George olup kılıcıyla bir ejderhayı öldürmektedir. Bunun yanı sıra armanın her iki yanında birer aslan bulunur. Alt bölümdeyse Gürcülerin ulusal mottosu olan ძალა ერთობაშია yani 'Birlikten Güç Doğar' yazmaktadır.
Gürcistan
Gürcistan
Gürcistan
Gürcistan
.

Gürcistan tarihi​

On Binlerin Dönüşü”nde Ksenefon, yol boyunca yaşadıkları tüm serüvenleri ve karşılaştıkları değişik halkları anlatır... Karadeniz kıyıları çoktan İyonya Grekleri tarafından kolonileştirilmiştir ama, buralarda çok farklı değişik halk gurupları yaşamaktadır aynı zamanda. Söz konusu halklardan birinin Ksenefon tarafından tarifedilen dansları günümüzün doğu Karadeniz horonunu yakından çağrıştırmaktadır. Ksenefon'un anlattıkları arasında konumuz açısından burada önemli olanı, Karduk olarak adlandırılan ve kendilerine uzaktan boyları büyüklüğünde yaylarla ok atıp kaçan bir halktan sözetmesidir.

Bazı kişiler, sadece adın benzerliğine dayanarak ve başka herhangi somut bir veri ortaya koyamadan bu Kardu(hi)ların Kürtlerin ataları oldukları spekülasyonunu yapmaktadırlar. Buna karşın, Kürt adının Kyrti ve Mard adlı iki Med aşiretinin adlarının birlikte söylenmelerinden türediği bellidir. Bu bağlamda, Rus dil bilimcisi Profesör Nikolay J. Mar (1865 - 1934), Ksenefon'un sözettiği Karduklar’ın şimdiki Gürcülerin veya eski bir aşiret adları ile Kartveli toplumunun ataları olduklarını ve Gürcülerin o yıllarda daha güneyde yaşarlarken sonradan şimdiki topraklarına göçettiklerini iddia etmektedir. Profesör Mar, bu iddiasını dil araştırmalarına dayandırmaktadır ve ayrıca Encyclopedia Britanica’nın açıklamasına göre, günümüzde Gürcü toplumunun üçte ikisi kendilerini Kartveli olarak adlandırmaktadır. Gürcistan Cumhuriyeti’nin kendi dillerindeki resmi adı ise, Sakartvelo veya Sakartvelos Respublika’dır. Görüldüğü gibi, Ksenefon’un anlatımında geçen Karduk sözcüğü ile Kartveli sözcüğü arasında da bir yakınlık vardır.

Gürcistan’ın tarihi 2.500 yıl geriye uzanmaktadır ve Gürcüce halen yaşayan en eski diller arasındadır. Kartpostal güzelliğinde renkli bir vadiye yerleşmiş ve Mtkvari nehri tarafından bölünen ülkenin başkenti Tiflis ise, aynı kaynağa göre, 1.500 yaşındadır. MÖ İlk bin yıla ait Asuri anallerinde (Kronika, günce) ilk Gürcü aşiretleri ile ilgili bilgilere rastlandığı iddia edilmektedir. Aynı yıllarda iki temel Gürcü aşiretler birliği şekillenmiştir. Güneybatı Gürcistan’da Diaohi (Taohi, Diaeni, Tao) ve Karadenizin doğu ucunda (şimdiki Türkiye- Gürcistan sınırının olduğu kıyılar) Kulha (Kolha, Kolhis) birliği çok daha geniş bir araziye yayılmıştır. Bu sonuncular yukarıda özetlenen Grek mitolojisinin “Altın Post” öyküsü ile bağlantılı olanlardır. Bölge, MÖ 700'lü yıllarda kuzeyden gelen savaşçı Kimmerler tarafından istila edilmiştir. Aynı yüzyıllarda yukarıda anılan aşiretler birliği parçalanıp dağılmıştır.

Gürcü halkının asıl ataları, MÖ 2000 yıllarında Önasya'da yaşayan ve buranın ilk yerlileri olarak bilinenler Hititler ve Subarlar'dır. Önasya'nın bu iki yerli halkları, tüm eski dünyanın Gürcüce Gali (şimdi Kızılırmak) olarak bildiği bu ırmağın büyük kıvrımında, Dicle ve Fırat'ın yukarı bölgelerinde tarım ve demir-çelik alanlarında büyük kültür merkezleri kurdular. MÖ birinci 1000 yılın ilk yarısında Urartu Devleti, Hitit -Subar uygarlık bayrağını eline alarak daha da geliştirdi. Bozkır fatihleri, Hald Devleti'ne son verdiler. Ama Gürcü halkı, zamanla kuzeye doğru yer değiştirerek yeni devletler ve kültür merkezleri kurdu. Böylece, yüzyıllardır sahip olduğu uygarlığın kesintisiz gelişebilmesi için gerekli yaşama gücünü kendinde buldu. Urartu Devleti'nin yerine, doğuda İberya, batıda Kolhida olmak üzere iki yeni Gürcü devleti kuruldu.

Tarih​

Bugünkü Gürcistan Taş Devrinden bu yana yerleşim yeri olmuştur. Dmanisi’de ortaya çıkarılan ve Homo georgicus olarak adlandırılan İnsansıgiller kalıntısı 1,8 milyon yıl öncesine tarihlenir. Klasik dönemde ülkenin doğusunda kurulan İberia Krallığı ve batısında kurulan Kolheti Krallığı, Gürcülerin kültürel gelişiminin ve devlet kurma geleneğinin başlangıcını oluşturdu. Yazılı kaynaklara göre Proto-Gürcülerin İÖ 12. yüzyıllarda tarih sahnesine çıkmışlardır. Arkeolojik buluntular ilk Gürcü siyasal yapılanmasının İÖ 7. yüzyıla kadar gerilere gittiğini gösterir. İÖ 4. yüzyılda ilk birleşik Gürcistan krallığı kuruldu.

Kolhis ve İberya, MÖ IV.-III. yüzyıllar​

Kolhis ve İberya'da 337 yılında Hristiyanlık resmî din olarak ilan edildi. Ülke, 13. yüzyılda Kraliçe Tamar döneminde küçük bir imparatorluk haline geldi ve Şota Rustaveli’nin ünlü destanını da yazdığı bu dönemde Altın Çağı’nı yaşadı. Yüzyıllar boyunca İran, Moğollar, Rusya ve Osmanlı Devleti’nin çekişmesine sahne olan Gürcistan, 1801’den itibaren Rusya tarafından ilhak edildi. 1918-1921 arasında Demokratik Gürcistan Cumhuriyeti adı altında bağımsız bir devlet kuruldu. 1921’de ülkeye Kızıl Ordu girdi ve Gürcistan Sovyet cumhuriyetlerinden biri oldu. 1991 yılında yeniden bağımsızlığını kazandı.

Antik dönem​

Antik çağlarda Eski Yunanlar ve Romalılar Gürcistan’ın doğusunu İberia, batısını Kolhis (Gürcüce: Kolheti) olarak adlandırıyordu. Hristiyanlıkla ilk tanışan yerler de ülkenin batı kesimleriydi. Hıristiyanlığın 337 yılında (son araştırmalara göre 319 yılında) yayılmaya başladığı kabul edilir.
Gürcistan Krallığı askerî gücünün zirvesindeyken, 1184-1225
Gürcistan Krallığı askerî gücünün zirvesindeyken, 1184-1225
Kolhis ve İberya, MÖ IV.-III. yüzyıllar
Kolhis ve İberya, MÖ IV.-III. yüzyıllar
Ülkenin batısı aynı zamanda, Yunan mitolojisinde İason liderliğindeki Argonotların Altın Post’u ele geçirmeye gitti yer olarak bilinir. Kendi dilinde Egrisi veya Lazika olarak bilindiği Kolhis, Persler ve Bizans arasındaki savaş sonrasında Bizans İmparatorluğu’nun eline geçti.

Hristiyanlık öncesi dönemde Kartli ve İberya Krallığı, batıdan Yunan, doğudan İran’ın baskısı altında kaldı. Roma İmparatorluğu’nun Kafkasya’yı fethettiği İÖ 66 yılından itibaren Gürcistan yaklaşık 400 yıl Roma’nın egemenliği altında kaldı. İS 330’da Kral Mirian Hristiyanılğı kabul etti ve komşusu Bizans’la yakın ilişkiler kurdu. Böylece birkaç yüzyıl sürecek olan Bizans etkisi başlamış oldu.

Gürcistan’daki krallıklar küçük feodal bölgelere ayrılıyordu. Bu durum 7. yüzyılda Arapların Gürcistan’ı fethetmelerini kolaylaştırdı. Zaman içinde bu bölgeler yeniden eski konumlarını kazandılar ve 11. yüzyılda birleşik Gürcistan krallığı kuruldu. 12. yüzyılın başlarında Gürcistan yönetimi, Güney Kafkasya’nın büyük bölümünü, Anadolu’nun kuzeydoğu kesimini kontrol ediyordu.

Ortaçağda Gürcistan​

Kartli Krallığı’nın efsanevi hükümdarı Vahtang Gorgasal, krallığın başkentini Mtsheta'dan Tiflis'e taşımıştı. Sasani kralı Husrev, Kartli Krallığı’nın egemenliğine son vermiş, ardından Arap orduları ülkeye girerek 654'te Tiflis emirliğini kurmuşlardı. Kurucu Davit, Arap emirliğine son vererek 1122'de Tiflis'i de geri aldı. Gürcistan, Kraliçe Tamar döneminde (1184-1215) gücünün doruğuna ulaştı ve küçük bir imparatorluğa dönüştü.Ülke, 1200'lerde başlayan Moğol istilası uğrayarak parçalandı. Ülkeyi kuzeyden güneye ikiye ayıran Surami Dağlarının batısında kurulan İmereti Krallığı, Moğol istilasına karşı ayakta kalmayı başardı. 14. yüzyılın sonları ile 15. yüzyılın başlarında Timur'un istilası, Gürcistan'ı yerle bir etti. Ülke, ekonomik olarak tam bir felaketin eşiğine geldi.

Osmanlıların 1453’te İstanbul’u ele geçirmelerinin ardından Gürcistan’ın Avrupa ile bağları koptu ve Osmanlı Devleti ile İran arasında sıkışıp kaldı. Batıdan Osmanlı, doğudan İran ordularının saldırılarına uğradı. Zaman zaman Osmanlı Devleti ile İran arasındaki savaşlara sahne oldu. Osmanlılar, 16. yüzyılda Gürcistan’ın güneybatı kesimini ele geçirerek bu topraklara Çıldır Eyaleti’ni kurdular. Osmanlı orduları, 1510’da İmereti Krallığı topraklarına da girdi ve krallığın başkenti Kutaisi’yi ele geçirdi. Ardından İran şahı I. İsmail Kartli topraklarını yağmaladı. Osmanlılar 1578’de Tiflis’e girdiler ve böylece Gürcistan’ın batısı Osmanlıların, doğusu İran’ın denetimine geçti. Kral II. İrakli (1746-1798), Kartli ve Kaheti krallıklarını birleştirerek Gürcistan’ın doğusunu bütünleştirdi. Bu arada İmereti kralı I. Solomon da İmereti’den Osmanlıları çıkardı.

Rusya'nın Ülkeyi İlhakı​

İran’ın saldırılarından kurtulan II. İrakli, bu kez Dağıstan’ın Müslüman kabilelerinin saldırılarına uğradı. Bunun üzerine 1783’te Rusya ile Georgiyevsk Antlaşması’nı imzaladı. Bu antlaşmayla Rusya, Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü ve sınırlarını koruma altına alıyordu. Ne var ki buna karşın İran saldırıları sürdü ve Rusya bu saldırılara karşı sessiz kaldı. İranlılar 1795’te Tiflis’e kadar ilerleyip kenti yakıp yıktılar. Ruslar, 1801’de krallığa son verip Kartli ve Kaheti’yi ilhak ettiler. İlki 1804’te çıkan pek çok halk ayaklanmasını kanlı biçimde bastıran Rusya, 1801-1864 arasında Gürcistan’ın öbür bölgelerini de ele geçirdi. Poti ve Batum limanları ile Gürcistan’ın güneybatısı kesimi bir süre daha Osmanlı yönetimi altında kaldı. Ancak 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Ruslar bu bölgeleri de ele geçirdiler. Bu savaş sonrasında Gürcistan, tamamen Çarlık Rusya’sının bir parçası durumuna geldi.

Sovyet Dönemi​

Gürcistan’da ulusal harekete, Pirveli Dasi (Birinci Grup) olarak adlandırılan edebi ve toplumsal hareketin kurucusu sayılan İlia Çavçavadze önderlik etti. Noe Jordania ile Karlo Çheidze’nin öncülük ettiği Marksist Sosyal Demokrat Parti de önemli hareketlerden biriydi. Bu partiye zamanla Menşevikler egemen oldu. 1917 Devrimi’nden sonra, 26 Mayıs 1918’de Gürcistan bağımsızlığını ilan etti. Almanya’nın korumasına giren ülkede Noe Jordania başkanlığında bir hükümet kuruldu.

I. Dünya Savaşı sonunda Almanya ve müttefikleri yenilince İngilizler Gürcistan’ı işgal etti. Gürcistan, savaş sonrasında Paris Barış Konferansı’na katıldı ve bugünden daha geniş sınırlarıyla 22 ülke ve Milletler Cemiyeti tarafından tanındı. Ancak Bolşevik Rusya’nın tehdidi altındaydı. Buna karşın Mayıs 1920’de Moskova yönetimince de tanındı. Buna karşın Gürcü asıllı Stalin ve Orconikidze’nin yönetimindeki Kızıl Ordu, Gürcistan’ı işgal etti ve Mart 1921’de ülkenin bağımsızlığına son verdi. Tiflis’te Bolşevik yönetimi kuruldu. Gürcistan, Transkafkasya Sovyet Federe Cumhuriyeti’ne bağlandı. Bunun üzerine 1924’te geniş çaplı bir halk ayaklanması başladıysa da Sovyet yönetimince bastırıldı. 1936 Anayasası uyarınca Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu ve Gürcistan, Sovyetler Birliği’nin 15 cumhuriyetinden biri oldu.

Yeniden bağımsızlığın ilanı​

SSCB'nin dağılma sürecine girmesinin ardından, Gürcistan`da da 1990 yılında güçlü bir bağımsızlık hareketi başlamıştır. Bu süreç içinde Gürcistan Yüksek Sovyeti tarafından, 1921 Gürcistan-SSCB Anlaşması ile 1922 Birlik Anlaşması geçersiz ilan edilmiş ve 31 Mart 1991 tarihinde Gürcistan düzeyinde referanduma gidilerek bağımsızlık yetkisi alınmış, 28 Nisan 1991'de, Gürcistan Parlamentosu Gürcistan'ın bağımsızlığını ilan etmiştir.

1991 yılı Mayıs ayında Zviad Gamsahurdia halkın %86,5 oyu ile yeni kurulan Cumhuriyetin Başkanı oldu. 21 Aralık 1991 tarihinde başlayan iç çatışmalar, 6 Ocak 1992'de Zviad Gamsahurdia’nın ailesi ile birlikte ülkeyi terk etmesiyle son buldu. Ekim 1992’de yapılan seçimler sonucunda Eduard Şevardnadze Devlet ve Parlamento Başkanı seçildi. 2003 yılında yapılan seçimlerin ardından meydana gelen Gül Devrimi ile birlikte Mihail Saakaşvili seçimle devlet başkanlığı görevini üstlendi. Kasım 2007 tarihinde, Saakaşvili siyasal gösteriler sonrasında görevinden bir yıl erken ayrılmaya karar verdi ve yeniden devlet başkanlığı seçimlerine gidildi. 5 Ocak 2008'de yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde Miheil Saakaşvili yeniden devlet başkanı seçildi.

Gül Devrimi​

Tiflis, 22 Kasım 2003
Tiflis, 22 Kasım 2003
Gül Devrimi (Gürcüce: ვარდების რევოლუცია - Vardebis Revolutsia / Güller Devrimi), Gürcistan’da 2003 yılında Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze’nin görevini bırakmak zorunda kalmasıyla sonuçlanan barışçıl halk hareketi.

Siyasal koşullar​

Eduard Şevardnadze, 1992 yılından beri (1995’ten itibaren devlet başkani olarak) Gürcistan ’ı yönetiyordu. Onun döneminde hükümetler ve devlet başkanının ailesi, yolsuzluklarla birlikte anılmaya başladı. Öte yandan ülke ekonomisi hiçbir gelişme gösteremedi ve Gürcistan, Avrupa standartlarına göre fakir bir ülke haline geldi. Rusya’nın desteklediği iki ayrılıkçı bölge olan Abhazya ve Güney Osetya, Tiflis yönetiminin kontrolü dışında kaldı. Yarı ayrılıkçı Aslan Abaşidze yönetimi altındaki Acara da fiilen merkezi yönetimin kontrolü dışındaydı. Bu siyasal ve ekonomik kriz içinde 2 Kasım 2003 tarihinde parlamento seçimleri yapıldı. Şevardnadze’nin siyasal ittifakı “Yeni Gürcüstan İçin” ve Abaşidze’nin “Gürcüstan Demokratik Uyanış Birliği” karşısında, Miheil Saakaşvili’nin “Birleşik Ulusal Hareket”i, parlamento başkanı Nino Burcanadze ile eski parlamento başkanı Zurab Jvania’nın “Burcanadze-Demokratla” partisi seçimlere girdi.

Seçimler ve protestolar​


2 Kasım 2003 tarihinde yapılan parlamento seçimleri, ulusal ve uluslararası gözlemciler tarafından izlendi. Mihail Saakaşvili seçimlere hile karıştırıldığını ileri sürdü ve bu durum uluslararası bağımsız kuruluşlarca da desteklendi. Ardından Tiflis’te yönetime karşı barışçı gösteriler düzenlenmeye başladı. Bu gösterilere demokratik muhalefet güçlerin neredeyse tamamı katıldı.

Kasım ortalarında, Tiflis sokaklarındaki demokratik gösterilere, Gürcüstan’ın başlıca kent ve kasabalarında Kmara (“Yeter”) adlı gençlik örgünün organize ettiği gösteriler eklendi. Bu gösterilere STK’lar da aktif olarak katıldılar. Yarı ayrılıkçı Aslan Abaşidze, Şevardnadze yönetimine destek verdi ve Acara’dan Tiflis’e karşı göstericiler yolladı.

İktidar değişikliği​

22 Kasımda gösteriler doruk noktasına ulaştı ve yeni parlamentonun açılışı sırasında, Şevardnadze’nin konuşma yaptığı sırada, Saakaşvili’nin önderliğindeki göstericiler ellerinde kırmızı güllerle (hareket adını buradan almıştır) parlamento binasına girdiler. Şevardnadze, konuşmasını yarıda keserek korumaları eşliğinde parlamento binasını terk etmek zorunda kaldı. Seçkin askeri birliklerin gösterilere müdahale etmeyi reddetmesinden sonra Şevardnadze, 23 Kasım’da, muhalefetin liderleri Saakaşvili ve Zurab Jvania ile görüşerek durum değerlendirmesi yaptı. Bu görüşmeye, bu arada Tiflis’e giden Rusya Dışişleri Bakanı İgor İvanov aracılık etti. Bu görüşmenin ardından Şveardnadze, devlet başkanlığı görevinden ayrıldığını duyurdu. Tiflis sokaklarında 100.000’den çok gösterici, havai fişeklerle, konserler ve danslarla zaferi kutladılar.

Yeni seçimlere değin parlamento başkanı Nino Burcanadze, anayasa gereği devlet başkanlığı görevini vekâleten üstlendi. 4 Ocak 2004 tarihinde devlet başkanlığı seçimleri yapıldı ve Saakaşvili, oyların ezici çoğunluğunu alarak devlet başkanı seçildi ve 25 Ocak’ta görevine başladı. 28 Mart tarihinde yapılan parlamento seçimlerini de ezici çoğunlukla Ulusal Hareket-Demokratlar kazandı.

Acara'da Gül Devrimi​

Mayıs 2004’te, “İkinci Gül Devrimi” olarak adlandırılan halk hareketi Acara Özerk Cumhuriyeti’nin yönetim merkezi Batum’da gerçekleşti. Acara Özerk Cumhuriyeti'ni bir diktatör gibi yöneten Aslan Abaşidze ve devlet başkanı Miheil Saakaşvili arasındaki gerginliğinin ardından, Birleşik Ulusal Hareket ve Kmara tarafından harekete geçirilen binlerce Acaralı, Abaşidze’nin diktötörce yönetimini, ayrılıkçığını ve militarizmini poretso etmeye başladı. Abaşidze, güvenlik güçlerini kulanarak Batum ve Kobuleti sokaklarındaki gösterileri dağıttı. Ancak göstericilerin sayısı giderek daha da arttı. 6 Mayıs 2004 tarihinde protestolara katılan bütün Acaralılar Batum’da toplandı. Ardından Gürcüstan Başbakanı Zurab Jvania ve İçişleri Bakanı Giorgi Baramidze ile Acara Özerk Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Cemal Gogitidze arasında bir görüşme yapıldı. Görüşmenin başlıca konusu, özerk yönetimin sınırı olan Çolohi Irmağı kıyısındaki silahl ıbirliklerin çekilmesi oldu. Bu arada Abaşidze’nin emriyle, Çolohi Köprüsü havaya uçuruldu. Sonunda Abaşidze Moskova’ya gitmek ve Rusya’ya sığınmak zorunda kaldı. Ertesi gün Devlet Başkanı Saakaşvili, Batum’u ziyaret etti ve zaferi kutlayan Acaralılara özgürlük sözü verdi.

Coğrafya​

Karadeniz sahili ve Rion havzasında ılık, nemli ve yarı tropik bir iklim hüküm sürmektedir. Doğu Gürcistan'da daha karasal bir iklim hüküm sürmektedir. Kışları soğuk, yazları ise kuru ve sıcaktır.

Nehirler​

- Hazar Denizi havzasına akan nehirler - Mtkvari (Kura) (1515 km), Tergi (623 km) Alazani (351 km)

- Karadeniz havzasına akan nehirler - Çoruh (438 km), Rioni (327 km), Enguri (213 km)

Göller​

Paravani, Hozapini, Paliastomi,Tabatskuri, Bazaleti

Çoruh  Nehri
Çoruh Nehri
Saghamo Gölü
Saghamo Gölü
Çoruh Nehri (Türkçe: Çoruh, Gürcüce: ჭოროხი ç'orokhi, Yunanca: Άκαμψις, Akampsis Ermenice:"Ճորոխ", Çorok), Türkiye ve Gürcistan'dan geçer. Artvin ilinin en büyük akarsuyudur. Bu illerdeki hemen hemen bütün çay ve dereler Çoruh’un kollarını oluştururlar.

Kaynağını Mescid Dağı'nın (3.255 m) batı yüzünden alır. Önce batı doğrultusunda akıp Bayburt ve İspir'den geçtikten sonra bir yay çizerek Yusufeli'nin Yokuşlu Köyü önünde Artvin il sınırlarına girer. Yusufeli, Artvin ve Borçka’nın içerisinden geçtikten sonra Borçka'nın Muratlı kasabasından geçerek burada il ve ülke sınırlarını terk eder ve Batum'da Karadeniz'e dökülür. Nehir Türkiye arazisinin %2,53'üne karşılık gelen 19.748 km³ havzaya sahiptir. Havza içinde ; Artvin, Gümüşhane, Erzurum, Kars, Erzincan illerinin toprakları bulunur.

Toplam uzunluğu 431 km olan Çoruh'un 410 km'si Türkiye'de, 21 km'si Gürcistan'da bulunur. Çoruh’un debisi Mayıs ayında (569/529 m³/sn.) zirveye çıkar. Yıl boyunca en düşük debisi ise 53.09 m³/sn.’dir. Yıllık ortalama debi 192 m³/sn, yıllık ortalama su taşıma kapasitesi 6,3 milyar m³'tür. Çoruh 1420 metrelik enerji üretilebilir düşü ile yüksek hidroelektrik potansiyeli barındırır. Nehir, yılda 5,8 milyon m³ tortulu (rusubat) Karadeniz'e taşımaktadır. Eğim %5’tir.

Çoruh Nehri'nde başta sazan ve kefal olmak üzere birkaç balık türü bulunur. Nehrin Yusufeli sınırları içerisinde seyreden 100 kilometrelik kısmı rafting ve kano gibi su sporları için en uygun ve en zorlu parkurları meydana getirmiştir. Çoruh Nehri'nin Artvin il sınırları içerisindeki uzunluğu 150 km olup 100 km'si Yusufeli sınırları içerisinde seyreder.

Dağları​

Şara (5068 m), Kazbeg (5047 m), Rustavi (4960 m), Tetnults (4852 m) ve Uşba (4700 m)

Gürcistan'ın idari bölgeleri​

İdari  Bölgeler
İdari Bölgeler
Gürcistan, iki özerk cumhuriyet (Gürcüce: ავტონომიური რესპუბლიკა / avtonomiuri respublika) ve on idari bölgeden oluşur (Gürcüce: მხარე / mhare).

Özerk cumhuriyteler Abhazya ve Acara, Sovyet döneminde kuruldu ve bugün Gürcistan Anayasası’nca da tanınmaktadır. Hukuki açıdan özerk olmasına karşın Abhazya fiilen ayrıdır. Abhazya’nın başındaki yönetici, anayasal açıdan Yüksek Konsey başkanı olarak tanınmakla birlikte, fiilen devlet başkanı sıfatını taşımaktadır. Acara özerk cumhuriyetinin başındaki kişi ise, 2004’teki iktidar değişikliğinden sonra Bakanlar Kurulu başkanı sıfatını taşır.

Eskiden Güney Osetya Özerk Bölgesi (Oblast) statüsü taşıyan Güney Osetya (Samaçablo veya Şinvali Bölgesi olarak da adlandırılır), Gürcistan devlet başkanı tarafından atanan bir Devlet Komiseri (Gürcüce: სახელმწიფო რწმუნებული) tarafından yönetilmesi gerektiği halde, bölgenin yaklaşık yarısı fiilen devlet başkanı sıfatını taşıyan ayrılıkçı yönetimin lideri tarafından yönetilmektedir. Bölgenin kalan kısmı ise, Tiflis yönetimince atanan Güney Osetya Geçici Yönetimi’nin kontrolündedir. Güney Osetya, Şida Kartli bölgesinde yer almakta ve küçük bir bölümünde komşu bir bölgede bulunmaktadır.

Bölgeler, ayrıca ilçelere (Gürcüce: რაიონი / raioni) ayrılır. Abhazya Özerk Cumhuriyeti'nde Abhazca; Acara Özerk Cumhuriyeti'nde de Lazca resmi dildir.

Ekonomi​

Ekonomi
Ekonomi
Sovyetler Birliği'nin dağılması Gürcistan ekonomisi üzerinde olumsuz bir etki yaratmış ve oldukça istikrarsız bir yapı ortaya çıkmıştır. Hammadde, enerji ve diğer endüstri ürünlerinin pazarlandığı diğer cumhuriyetlerle arasındaki bağların ortadan kalkması Gürcistan ekonomisini olumsuz etkilemiş, bireysel gelirlerde, tarımsal ve sanayi üretiminde, turizm gelirlerinde önemli düşüşler yaşanmış, enflasyon ve işsizlik önemli ölçüde artmıştır.

1991'de bağımsızlığını kazandıktan sonra Gürcistan'daki ekonomik durumunun oldukça istikrarsız olduğu gözlenmiştir. Bağımsızlığın ilk yıllarında, yüksek enflasyon, sanayi ve tarım ürünleri üretiminde azalma, ülkeye gelen turist sayısında düşüş ve işsizlik oranında artış görülmüştür. Bağımsızlığın ilan edilmesinden 1995 yılına kadar geçen sürede Gürcistan'ın GYSH'sı her yıl azalan bir seyir izlemiştir.

1995 yılında Türkiye tarafından başlatılan Ekonomik istikrar programlarının başarıyla uygulanması sonucunda, Gürcistan ekonomisinde gözle görülür bir düzelme kaydedilmiştir. 2003 yılında Gürcistan’daki GSYİH 8,465 milyar Lari'dir.

Gürcistan'da serbest pazar ekonomisinin kurum ve kuruluşlarıyla tesis edilme çalışmalarının başlatılmasından bu yana özel sektörün GSYİH'deki payında artış eğilimi görülmektedir.

Doğal Kaynaklar​

Gürcistan'ın petrol ve doğalgaz rezervleri oldukça sınırlıdır. Ülkede çıkarılan başlıca mineraller manganez ve perlittir. Bunun yanı sıra ülkenin dünyaca meşhur şifalı su kaynakları ile kaplıcaları bulunmaktadır.

Metal alaşımları üretiminde kullanılan ve önemli ihracat potansiyeline sahip manganez minerallerinin üretimi, hâlâ Sovyet döneminden kalma eski yöntemlerle sürdürülmektedir. Yeryüzündeki en zengin manganez rezervleri Gürcistan’ın Chiatura bölgesinde bulunmaktadır.

Tarım ve hayvancılık​

Tarım Gürcistan ekonomisindeki en önemli sektörlerden birisidir. Nüfusun yaklaşık %40'ı tarım sektöründe istihdam edilmektedir. Tarım ve hayvancılık yüzde 20,3 ile GSYİH içindeki en önemli kalemdir (üzüm, narenciye, çay, fındık, sebze, patates, çiftlik hayvanları).

Gürcistan topraklarının %13’ü düz arazi, %33,4’ü meyilli arazi, kalan kısmı da dağlık alandan oluşmaktadır.Toprağın yaklaşık %44’ü tarım amaçlı kullanılmaktadır.Tarım alanlarının %21’i sulu arazidir.

Turizm​

Gürcistan, Karadeniz'e bakan sahil şeridi, dağları, kış turizmine elverişli tesisleri, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile önemli ölçüde turizm potansiyeline sahiptir. Ayrıca zengin termal su kaynakları ve kaplıcaları da birçok turisti ülkeye çekmektedir. Diğer taraftan Avrupa'ya yakınlığı büyük bir avantaj oluşturmaktadır.

1990'lı yılların başında yaşanan güvenlik sorunları ve ekonomik durgunluk nedeniyle, ülkenin turizmi gelişme kaydedememiştir ve ülkeye gelen turist sayısında büyük düşüş yaşanmıştır. Konaklama, uluslararası ulaşım hizmetleri ve diğer birçok altyapı unsuru geliştirilmeye gerek duymaktadır.

Gürcistan’da son yıllarda EBRD ve diğer uluslararası kuruluşlarla birlikte turizm sektöründeki altyapının geliştirilmesine yönelik olarak etkin ve ciddi adımlar atılmıştır.

Dünya Turizm Örgütü (WTO) ve UNESCO'nun iş birliğinde "İpek Yolu Projesi"nin hayata geçirilmesi desteklenmiştir. Projenin amacı, katılımcı ülkeler arasındaki altyapı gelişiminin teşvik edilmesidir.

Demografi​

Demografik yapı
Demografik yapı
Gürcistan nüfusu, etnik çeşitlilik göstermesiyle dikkati çeker. 4.483.200 (1 Ocak 2013)[7] kişiden oluşan ülke nüfusun yaklaşık %83,8’ini Gürcüler, Acaralar, Lazlar, Megreller, Svanlar oluşturur. Diğer büyük etnik guruplar Azerbaycan Türkleri (%6,5), Ermeniler (%5,7), Ruslar (%1,5), Abhazlar ve Osetlerdir.[8] Ülkede, Asuriler, Çeçenler, Çinliler, Gürcistan Yahudileri, Yunanlar, Kabardeyler, Kürtler, Tatarlar, Türkler, Zazalar ve Ukraynalılar gibi daha küçük gruplar yaşar. Gürcistan Yahudi cemaati, yeryüzündeki en eski Yahudi cemaatlerinden biridir.

Gürcistan nüfusu, dilsel dağılım açısından da çok çeşitlilik gösterir. Güney Kafkas dilleri ailesinden Gürcüce, Megrelce, Svanca ve Lazca konuşan nüfus çoğunluğu oluşturur. Megrel, Svan ve Laz dilleri konuşan nüfusunun yanı sıra, Gürcü olmayan nüfus da kendi dillerinin yanı sıra Gürcüce konuşur. Gürcistan’ın resmî dili Gürcüce’dir; Abhazya Özerk Cumhuriyeti'nde Abhazca da resmî dil kabul edilmiştir. Güney Kafkas dillerini konuşan nüfusun oranı %83,8'dir (buna Gürcüce, Megrelce, Lazca ve Svanca dâhildir). Kalan nüfusun %6,5’i Azerice, %5,7’si Ermenice ve %4,5’i başka dilleri konuşur.

Sovyetler Birliği’nin 1990’ların başında dağılması sırasında Abhazya ve Güney Osetya olarak adlandırılan bölgede ayrılıkçı yönetimler ortaya çıktı. Abhazya nüfusunun %46’sını (1989 nüfus sayımı) oluşturan Gürcü nüfusu tamamen göç ettirildi[9] ve bu nüfusun ancak küçük bir bölümü Abhazya’nın Gali bölgesine geri dönebildi. Güney Osetya’daki çatışmalar sırasında Osetlerin bir kısmı Kuzey Osetya’ya göç etmek zorunda kaldı. Bugün Gürcistan’da yaşayan Oset nüfusun büyük çoğunluğu ayrılıkçı Güney Osetya bölgesinde dışında yaşar. 1944 yılında Gürcistan’dan göç ettirilen Meshet Türklerine (Ahıska Türkleri), Gürcistan parlamentosunun 2007’de aldığı kararla ülkeye geri dönme hakkı tanındı (Gürcü kimliğini kabul şartı ile). Ancak herhangi geri dönüş gerçekleşmedi.

Etnik Gürcü nüfusunun yaklaşık %5’inin yurtdışına göç ettiği tahmin edilmektedir. 2006 istatistiklerine göre Gürcistan en büyük göçü Türkiye ve Çin’den almıştır.

Gürcistan nüfusunun büyük çoğunluğu Ortodoks Hristiyan’dır ve nüfusun %81,9’u Gürcistan Ortodoks Kilisesi’ne bağlıdır. Dinsel azınlıklar başında Müslümanlar (%9,9), Ermeni Apostolikler (%3,9), Rus Ortodokslar (%2), Katolikler (%0,8) gelir. Ayrıca başka dinlere mensup küçük gruplar vardır.

Kültür​

Gürcistan kültürü ülkenin uzun tarihi ile beraber gelişmiş, Gürcü dili ve alfabesi üzerine dayanan güçlü bir edebiyat geleneği ve eşsiz bir ulusal kültür barındırmaktadır. Bu özelliği güçlü bir ulusal kimlik sağlayarak tarih boyunca tekrarlanan yabancı işgali ve asimilasyon çabalarına rağmen Gürcü kimliğinin korunmasına yardımcı olmuştur.

Gürcü alfabesi MÖ 5. yüzyılda bulunmuş ve MÖ 284'te İberia Kralı 1. Parnavaz tarafından geliştirilmiştir.

gurcistan-halk-danslari.webp
gurcistan-halk-danslari.webp


Gürcistanin orta cağa ait kültürü büyük ölçüde Ortodoks Hristiyanlık, Gürcü Ortodoks ve Apostolik kilisesinden etkilenerek çoğu kez dini bağliliği yüceltmiş ve destek olmuştur. Bu çalışmalar kiliseler, manastırlar Gürcü azizlerin ikonlarını içeren sanat eserleri ve hagiografi (Aziz çalışmaları) içine almıştır. Bu eserlerle beraber dinden bağımsız olarak, millî tarih, mitolojiler ve hagiografik eserler de yazılmıştır.

17. yüzyıl ve sonrasını içeren modern dönemde Gürcü külturü büyük ölçüde Avrupadan gelen kültürel yeniliklerden etkilenmiştir.

Gürcü dilini baskıda kullanan ilk matbaa İtalya'da 1620 yılında kurulmuş ve Gürcistan’a ilk defa Tiflis’e 1709 yılında getirilmiştir.

Gürcistan tiyatrosu uzun bir geçmişe dayanmaktadır, en eski formu olarak bilinen "Sakhioba" MÖ 3. yüzyıldan MS 17. yüzyıla kadar var olmuştur. Gürcistan Millî Tiyatrosu 1791 yılında oyun yazarı ve diplomat olan Giorgi Avalishvili (1769-1850) tarafından kurulmuştur. Bu tiyatronun önde giden aktörleri olarak Aleksi-Meskhishvili, David Machabeli, David Bagrationi, Dimitri Cholokashvili ve diğerleri örnek gösterilebilir.

Gürcistan Devlet Müzesi 1845 yılında kurulmuştur. Tiblis Devlet Opera ve Bale tiyatrosu ise birkaç yıl sonra 1851'de kurulmuştur.

19. yüzyılda Gürcü kültürünü temsil eden en önemli sanatçılar olarak Nikoloz Baratashvili (şair), Alexander Orbeliani (yazar), Vakhtang Orbeliani (şair), Dimitri Kipiani (yazar), Grigol Orbeliani (şair), Ilia Chavchavadze (şair ve yazar), Akaki Tsereteli (şair), Alexander Kazbegi (yazar), Rapiel Eristavi (şair), Mamia Gurieli (şair), Iakob Gogebashvili (yazar), Simon Gugunava (şair), Babo Avalishvili-Kherkheulidze (aktör), Nikoloz Avalishvili (aktör), Nikoloz Aleksi-Meskhishvili (aktör), Romanoz Gvelesiani (ressam), Grigol Maisuradze (ressam), Alexander Beridze (ressam), Ivane Machabeli (çevirmen), Okropir Bagrationi (çevirmen), Sardion Aleksi-Meskhishvili (çevirmen), Kharlampi Savaneli (opera şarkıcısı), Pilimon Koridze (opera şarkıcısı), Lado Agniashvili (yerel şarkıcı), Alioz Mizandari (besteci), ve benzerleri örnek gösterilebilir.

Gürcistan’da ilk sinema Tiflis’de 16 Kasim 1896’da kurulmuştur. Gürcistan’ın ilk sinema belgeseli “Akaki Tsereteli’ nin Racha-Lechkhumi’ ye Yolculuğu“ Vasil Amashukeli (1886-1977) tarafından 1912'de çekilmiş, ilk uzun metrajlı filmi olan "Kristine" ise 1916’da Alexandre Tsutsunava (1881-1955) tarafından çekilmiştir.

Tiflis Devlet Sanat Akademisi 1917 yılında kurulmuştur.

20. yüzyılda Gürcü kültürü, Sovyetler Birliği’nin yönetiminde büyük baskılara maruz kalmıştır. Rusifikasyon olarak adlandırılan Ruslaştırma siyasetine birçok Gürcü şiddetle karşı koymuştur. Gürcistan’ın 1991 de bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana kültürde yeni bir diriliş oluşmuş ancak buna rağmen ülkenin ekonomik ve politik sorunlarından dolayı bu gelişmeler Sovyet sonrası dönemde yavaşlamıştır.

Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te yaklaşık 14 tiyatro faaliyet göstermektedir. Ülkedeki kötü ekonomik koşullar tiyatro ve diğer sanat dallarını olumsuz etkilemiştir. Ancak, Tiflis'teki kültürel hayatın imkânlar ölçüsünde canlı olduğu söylenebilir. Son zamanlarda sergi salonları sayısı artmakta, sinema salonlarının sayısı azalmaktadır. Televizyon ve radyo faaliyetleri de artmaktadır; iki devlet televizyon kanalı ile 7 özel televizyon kanalı yayın faaliyetinde bulunmaktadır.

Halk dansları​

2005'ten beri Poti kentinde düzenlenen Karadeniz Ülkeleri Arası Çocuk Halk Dansları Festivali'ne her yıl yüzlerce kişi gelmektedir. Bu festivale katılan ülkeler:
Türkiye adına 2006 yılında Anadolu Güneşi adlı halk ve modern dans grubu gitmiş ve festival yarışma olmamasına rağmen "En Beğenilen Dans Grubu (veya ülke)" unvanını almıştır.

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 2008 yılında 22.'si düzenlenen Uluslararası Altın Karagöz Halk Dansları Yarışması'nda 'Altın Karagöz' ödülünü Gürcistan kazandı.

Gürcistan'da oynanan halk dansları​

  • Acharuli
  • Davluri
  • Jeirani
  • Karachokheli
  • Kartuli
  • Kazbeguri
  • Khanjluri
  • Khevsuruli
  • Khonga and Simdi
  • Khorumi
  • Kintouri

Eğitim​

1999-2000 eğitim yılı verilerine göre ülkede 3305 okul faaliyette bulunmaktadır. Bunların 104'ü özel paralı okuldur, diğerleri ise devlet okuludur. Okullarda öğrenim gören toplam öğrenci sayısı 725, 2 bindir. Ülke genelinde 24 devlet yüksek okulu ile 8 şubesi ve 163 özel paralı yüksek okul bulunmaktadır. Devlete ait 18 yüksek okul ile 5 şubesinde paralı bölümler de bulunmaktadır. Yüksek okullarda öğrenim gören öğrenci sayısı 131 bin olup bunun %45,3'u (59,6 bin öğrenci) parasız, %24,7'si (32,5 bin) devlete ait yüksek okulların paralı bölümlerde, %30'u (39 bin) ise özel sektöre ait yüksek okullarda öğrenim görmektedir.

Gürcü mutfağı​

Gürcü mutfağı, Gürcistan'ın ulusal mutfağıdır. Avrupa ve Orta Doğu mutfaklarını etkilemiş hem de bu mutfaklardan etkilenmiştir. Ayrıca Gürcü mutfağı yörelere göre de farklılıklar gösterir.

Gürcü yemeklerinden bazıları:

1. Hinkal : Gürcü mutfağının göz bebeği olan hinkal, bildiğimiz mantıdan daha da büyük hazırlanıyor. Türkiye’de mantı, İtalya’da ravioli, Çin’de wonton, Rusya’da pelmeni olarak karşımıza çıkan et dolgulu haşlama hamur işine Gürcistan’da Hinkal deniyor. Genellikle elle yenir, sade, sarımsaklı yoğurt ve sosla hazırlanıyor.

2. Haçapuri : Gürcücede haço bir tür peynir, puri ise ekmek anlamına geliyor. Haçapuri, pişmek üzereyken fırından çıkarılıp üstüne yumurta kırılır ve 5 dakika daha fırında tutulur. Sıcacık hamur mis gibi kokarken kenarlarına tereyağı sürülür. Haçapuri’nin unutulmaz lezzeti de buradan gelir işte, bol tereyağı ve peynir…

3. Harço çorbası : Gürcülerin milli çorbası olan Harço, pirinçli şehriye çorbasına benziyor ancak içinde kuşbaşı et var. Ayrıca üzerinde de maydanoza benzer kişniş otu yaprakları kullanılıyor.

4. Ponçiki : Donut’a benzeyen bir tatlı çeşidi. Ponçiki Pişi ye benzeyen bir çeşit tatlıdır. İçine krema veya reçel konulabilir.

5. Sulguni Peyniri : Batum civarında üretilen en meşhur peynirlerden biri. İnek sütünden yapılır ve tuzsuz olduğu için gayet hafif bir tadı vardır.

6, Malahto : Gürcistan’ın Acara bölgesinde ve Türkiye’de yaşayan Gürcüler arasında yapılan cevizli yeşil fasulye yemeğidir

Harco Çorbası
Harco Çorbası
Labio yemeği
Labio yemeği
Çok acı veya baharatlı olmayan, Gürcistan yemekleri et, hamur işleri, köfte, sebzelerden oluşuyor. Ceviz, nar ve sarımsak, peynir, fasulye, patlıcan, ıspanak ve erik gibi şeyler sık kullanılıyor. Yaz aylarında ise, taze kişniş yaygın bir biçimde kullanılıyor.

Gürcistan'daki Türk Büyükelçiliği​

Tiflis Büyükelçiliği
Adres; Turkish Embassy 35, Chavchavadze Avenue 0162 Tbilisi - Georgia
Telefon: 00 995 32 225 20 72
00 995 32 225 20 78 (Konsolosluk Şubesi)
00 995 32 225 06 66 (Büyükelçi Sekreteri)

F:00 995 32 222 06 66, 00 995 32 223 16 66
E: [email protected]

Tiflis Büyükelçiliği
Tiflis Büyükelçiliği
 
Geri
Üst