Gezi Turizm Çeşme - Ege’nin Parlayan Güneşi

Çeşme Çeşme
İzmir ilinin batısında yer alır. Doğudan Urla, kuzeyden Karaburun, batı ve güneyden Ege Denizi ile çevrilidir. Deniz seviyesinden yüksekliği 5 metredir. Yüzölçümü 260 km²'dir. 1 beldesi (Alaçatı) ve 4 köyü bulunmaktadır.

Antik çağlarda ismi Cyssus olan bölgede bulunan soğuk ve lezzetli su kaynakları dolayısıyla buraya daha sonra Çeşme adı verilmiş ve akan su ağızlarına çeşme yaptırmak zaman içinde bir gelenek haline gelmiştir.
12 İyon Birliği’nden biri olarak Erythrai (Ildırı) Antik Kenti’nin Giritliler tarafından kurulmasıyla tarihteki yerini alan Çeşme, bugün Ege’nin en çok ziyaret edilen merkezlerinden biridir.

Zaman içinde Lidya, Pers, Bergama, Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorlukları bünyesinde yaşamış olan Çeşme, bu kültürlerin birleşiminden oluşan müthiş mozaiğini konukları ile paylaşıyor.

Tam bir yarımada şeklinde Ege’de bulunan Çeşme, önünde uzanan deniz ve ardında yükselen dağlar ile muhteşem manzaralar eşliğinde sizleri karşılayacak. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlı geçen Çeşme, sizleri tipik Akdeniz ikliminin içine çekecek.

Hem kültürün, hem eşsiz sahillerin ve denizin, hem su sporlarının, hem de leziz Ege mutfağının en güzel örneklerini bulabileceğiniz Çeşme, sıcacık güneşiyle sizleri karşı koyamayacağınız bir tatile çağırıyor!

2011 yılı Genel Nüfus Sayımına göre, ilçenin toplam nüfusu 33.931’dır. Bu nüfusun 21.394’ü şehir merkezinde, 12.537’si ise belde ve köylerde yaşamaktadır. İlçede 13 ilköğretim okulu, 5 ortaöğretim kurumu bulunmakta; 4.532 öğrencinin eğitim gördüğü okullarda, 247 öğretmen görev yapmaktadır.

Sağlık hizmetleri 1 devlet hastanesi, 1 özel hastane, 2 sağlık ocağı, 1 sağlık evi tarafından verilmektedir. Bu kurumlarda 27 doktor, 4 sağlık memuru, 26 hemşire ve 28 ebe görev yapmaktadır. İlçede ekonomik yapıyı turizm belirlemektedir. İç ve dış turizm açısından ülkemizin sayılı merkezlerinden olan Çeşme’nin, turizmdeki öneminin önümüzdeki yıllarda çok daha artacağı öngörülebilir. Yarımadanın ilk antik yerleşim yeri olan Ildırı (Erythrai), ilçenin görülmeye değer tarihi zenginliklerinden biridir.

Pausanias’a göre, Erythrai (Ildırı), Giritliler tarafından kurulmuştur. MÖ 7. yüzyılda tiranlar tarafından yönetilen kent MÖ 560 tarihinde Lidya egemenliğine girmiştir. Kent İskender tarafından özgürlüğüne kavuşturulana dek Pers egemenliğinde kalmıştır. Oldukça güzel taş işçiliğine sahip surlarla çevrilidir. Kentte yapılan arkeolojik çalışmalarda, MÖ 7. yüzyılın 2. yarısına tarihlenen Athena Tapınağı ve Tiyatrosu açığa çıkarılmıştır.

Çeşme yöresi, 11. yüzyıl sonlarında büyük Türk denizcisi Çaka Bey ile Türk egemenliğiyle tanışmıştır. Osmanlı egemenliğine geçişi, 14. yüzyıl sonlarındadır. En çarpıcı Osmanlı eserlerinden biri burada bulunan Çeşme Kalesi’dir. Çeşme ve çevresinde yapılan kazılarda elde edilen eserler Çeşme Kalesi içindeki müzede sergilenmektedir. Kaleye ek olarak bir de kervansaray bulunmaktadır.

1893 yılı Osmanlı nüfus sayımına göre Çeşme'de yaşayan kişi sayısı 30.702 idi. Bu tarihte Çeşme nüfusunun %88'i yani 26.826 kişi Rumlardan oluşmaktaydı. Türklerin oranı ise %12'ydi.

Tarihi ve Turistik Mekanlar​

Çeşme Kalesi ve Müzesi​

Çeşme Kalesi Çeşme Kalesi
Çeşme'nin en çok ziyaret edilen tarihi eseri II. Beyazıt'ın yaptırdığı kale bugün müze olarak kullanılmaktadır. Çeşme kalesi ise, 1508 yılında Osmanlı Padişahı II. Beyazıt tarafından, Aydın Valisi Mir Haydar aracılığıyla, Mimar Ahmet oğlu Mehmet'e yaptırılmıştır. Kalenin ilk inşaatı tam deniz kıyısına yapılmıştır. Ancak, sonraki yıllarda denizin doldurulması sonucu bugünkü konumunu almıştır.

Kale ve liman, ticaret ve savaş gemilerini kötü hava koşullarına ve düşman saldırılarına karşı korumaktaydı. Kalenin güney kapısı, Osmanlı mimarisinin bütün özelliklerini taşımaktadır. Günümüze kadar çok iyi bir şekilde korunarak gelen kale içinde Çeşme Arkeoloji Müzesi yer almaktadır.

Çeşme Müzesi ilk defa 1965 yılında İstanbul Topkapı Müzesi'nden getirilen silahlarla silah müzesi olarak ziyarete açılmış olup, 1984 yılına kadar böyle devam etmiştir. Müzede bulunan silahlar salondaki aşırı nemden dolayı oksitlenerek bozulmaya başladığından, İzmir Arkeoloji ve Ödemiş müzelerine devredilmiştir. Aynı teşhir salonu düzenlenerek 1964 yılından beri devam eden Ildırı (Erythrai) antik şehrinde yapılan kurtarma kazılarından elde edilen eserler sergilenmektedir.

Kervansaray​

1529 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan iki katlı kervansaray, tipik Osmanlı dönemi kervansaraylarından biridir. Bir benzeri de Kuşadası'nda (Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı) bulunan yapının mimarı, Ali Pabuççu'nun oğlu Ömer'dir. "U" biçiminde bir plana sahip olan yapının ortasında geniş bir avlu, bu avlunun çevresinde de dükkân, depo ve odalar yer almaktadır. Merdivenle birinci kata çıkılır, burası da biçim bakımından zemin katına benzer. Zamanında kervansarayın misafirleri özellikle yabancı tüccarlarmış. Bunlar mekanı ya hayvanlarıyla geceyi geçirebilecekleri bir konut ya da şehirlerde mallarını koyacak ve satacak bir yer olarak kullanırlarmış. Bu kervansarayın restorasyonu tamamlanmış olup günümüzde otel olarak hizmet vermektedir.

Erythrai, Çesme merkezine 27 km uzaklıkta küçük adacıkları olan güzel bir koyun üzerinde kurulmuştur. Arkeolojik kalıntılarda MÖ 3000 de Erythoros yönetiminde olan kolonistler tarafından kurulduğu anlaşılmaktadır. Şehrin kuruluşunu takiben bir süre krallıkla yönetildiği bilinmektedir. MÖ 7. yüzyılda İyon şehirleri arasında oluşturulan dini ve siyasi birlik olan "Panionion" a girmiş ve tarihteki on iki İyon kolonisinden biri olmuştur. Pers egemenliğinden kurtulmak için gerek Yunanistan`daki gerekse Anadolu`daki şehirler zaman zaman girişimlerde bulundukları bilinmektedir. Nitekim Erythrai de Yunan donanmasının yakılması ve başarısızlıkla sonuçlanan Lade Deniz Harbine (MÖ 494) katılmışlar ve daha sonra Attik-Delon Deniz birliğine de üye olmuşlardır. MÖ 4 yüzyılda Karia`daki Pers satrap Mausolos ile de dostane ilişkilerinin olduğu bilinmektedir. Öyle ki Erythrai'liler Mausolos`a duydukları şükran hissinin bir ifadesi olarak onun Tunç`tan yapılma, altın saçlı heykelini Agora'ya dikmişlerdi. Perslerle Mausolos dolayısıyla olan bu yakınlaşma, Erythrai`lilerle büyük ilişkileri bulunan Atameus Kralı Hermias'ın MÖ 345'de Perslere karşı harekete geçmesiyle bozulmuştur. Erythrai otonomisini kaybetmiş, ancak MÖ 334'de İskender`in şehri almasıyla bağımsızlığa kavuşmuştur. Erythrai hakkında milattan sonraki asırlara yönelik pek bilgi bulunamamaktadır. Önemini yitirdiği için, Bizans egemenliğinde köy hüviyetine girmiştir. On birinci asra kadar Ephesos metropolitine bağlı psikoposluk şeklinde görülen Ertyhrai`nin Çaka Bey`den sonra Türk egemenliğine girdiği bilinmektedir. Kesin olarak Türk egemenliğine girdiği 1336'dan sonra Erythrai, Erythre, Rhtrai, Lythri şeklinde isim değişikliklerine uğrayan bu yerleşim yeri, 16.yüzyıldan sonra İlderen ve Ildırı halini almıştır.

Ildırı'da gözle görülen kalıntıların başında şehir surları gelir. Bunun yanında akropolis, kuzeyinde tiyatro ve yapılan kazılarda ortaya çıkan Hellenistik ve Roma Döneminden kalma villa yapıları, Arkaik Döneme ait Athena tapınağı, Bizans döneminde inşa edilmiş kilise, Cennettepe olarak adlandırılan yerde Roma villası ve mozaikleri, Geç Roma-Bizans Döneminde inşa edilmiş hamam yapısı görülebilir. Ildırı antik şehrinde yapılan kazı ve araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılan askeri ve sivil yapıları ziyaretçiler ücretsiz olarak ziyaret etmektedirler.

Çeşmeler​

Çesme'nin tipik Ege mimarisi özelliklerine sahip pek çok yapısının yanı sıra, adını aldığı Osmanlı dönemi çeşmeleri de, bu mimari zenginliğine ayrı bir değer kazandırır. İlçe merkezi planında yerleri belirlenen bu çeşmelerden Anonim Çeşme 1792 yılında, Kaymakam Sadık Bey Çeşmesi de 1885 yılında yaptırılmıştır.

Dalyanköy​

"Eski Camii" olarakta anılan yer, Çeşme ilçe merkezinin 2 km kuzeyindedir. Bizans egemenliği sırasında I. Kılıç Arslan`ın kayınpederi Emir Çaka, yarımadayı ele geçirince, 1081 yılında Çeşme`ye gelmiş ve Oğuz Boyundan gelen Türkleri bu merkeze yerleştirmiştir. Halen bir cami kalıntısı ve geniş mezarlığıyla 11. yüzyıl Türk yerleşmelerine ait ilginç bir örnektir.

Altın kumsallar ve Ilıca​

2 km'ye yakın uzunluktaki geniş ve beyaz kumlu plajları, nitelikli konaklama tesisleri ve termal olanaklarıyla Çeşme popüler bir turizm merkezidir. Denizin içinden kaynayan sıcak termal sular, Ilıca plajını ve yöredeki diğer plajları büyük birer termal havuz haline getirir.

Ilıca'daki büyük, küçük konaklama tesisleri, yoğun turist kapasitesinin ihtiyacını karşılayabilecek durumdadır. Birçok küçük otel ve pansiyonlar da bile kaplıca suyu vardır. Çeşme plajlarının ve özellikle Ilıca plajının en önemli özelliklerinden biri de, kıyıdan denize doğru yaklaşık yüz metrelik bir şeridin insan boyunu geçmeyecek derinlikte olmasıdır. Özellikle termal kaynaklarla beslenen sığ sularda, ultraviyole ışınlarının insan sağlığına çok daha fazla yararlı olduğu bilimsel bulgularla kesinleşmiştir. Bunların yanı sıra, bu plajlardan çocukların yararlanma olanakları sağlık ve can güvenliği bakımından elverişlidir.

Gezilecek Yerler​

Çeşme Sahil Çeşme Sahil
Her yanı muhteşem Ege deniziyle çevrilmiş olan, doğanın tüm renklerinin ahengiyle sizleri karşılayan Çeşme, kültürel miraslarıyla da oldukça etkileyici bir portre çiziyor.

Çeşme’ye vardığınızda karşınıza çıkacak ilk şey Osmanlı döneminde yapılan ve bugün müze olarak kullanılan Çeşme Kalesi’dir. Limanda yer alan kale, ticaret ve savaş gemilerini olabilecek saldırılara karşı korumak amacıyla yapılmıştır. Günümüzde Çeşme Arkeoloji Müzesi’ni de barındıran kalede, Erythrai, Alaçatı ve Kalemburnu bölgelerinden çıkarılan eserler sergileniyor.

Yine bir Osmanlı mimarisi olan Kervansaray, iki katlı olarak yapılmış ve özellikle yabancı tüccarları misafir etmek için tasarlanmıştır. Bugün 45 odalı bir otel olarak faaliyet gösteren Kervansaray’da alışveriş ve eğlence merkezleri de bulunuyor.

Kente adını veren çeşmeler, Osmanlı döneminde yapılan ve klasik mimarinin en güzel örneklerini oluşturan yapılardır. Kent merkezine dağılmış olan çeşmeler, tarihin sessiz tanıkları olarak sizlere serin sularından ikram edecek.

Termal su kaynakları açısından da oldukça zengin olan Çeşme; Ilıca, Yıldızburnu, Şifne gibi pek çok beldede bulunan şifalı su kaplıcaları, tatilinizin yanında rahatlamanıza olanak sağlayacak. Çevrelerinde konaklama imkânı da bulabileceğiniz bu merkezler, pek çok rahatsızlığın çözümü oluyor.

Eski adı Erythrai olan Ildırı, burada bulunan antik kent ile mutlaka görülmesi gerekenlerin arasından yer alıyor. İlk Tunç Çağı’ndan bu yana bölgede yerleşim olması, kültürel olarak gelişmesine ve günümüze pek çok eserin ulaşmasına olanak sağlamıştır.

Rüzgârın her zaman sörften yana olduğu, dar sokakları, beyaz evleri ve mis gibi çiçek kokularıyla sizleri karşılayan Alaçatı, eğlence hayatıyla da ilgi çekiyor. Dünyanın en iyi rüzgar alan bölgelerinden biri olan Alaçatı, özellikle rüzgar sörfü ve su sporları için mükemmel atmosferi sağlıyor. Tarihi taş evleri ve modern mekânlarıyla sizleri benzersiz bir buluşmaya çağırıyor.

Ege Denizi’nin çevrelediği bu eşsiz kentte dalış yapmanın da tadına varmayı unutmayın. Müthiş bir sualtı çeşitliliğine sahip olan Çeşme’de pek çok dalış merkezi bulunuyor. Eşek Adası, konumu dolayısıyla rüzgâr almayan ve dalışa elverişli olan bölgelerden biri olarak yılın her dönemi ziyaret edilebiliyor.

Kentin kendine has tatları da damağınızda iz bırakacak. Birbirinden çeşitli deniz ürünleri ve mezelerle tanışmak için balıkçılarıyla ünlü Dalyan’ı ziyaret etmelisiniz. Pek çok lezzetin birleşiminden oluşan Çeşme kumrusunun ve sakız ağaçlarından elde edilen eşsiz sakız reçelinin tadına bakmadan da buradan ayrılmayın.

Alaçatı’nın 29 km uzunluğundaki sahil şeridi, masmavi denizi ve her zaman parıldayan güneşi, keyifli zamanları da beraberinde getirecek. Şimdiden tadını çıkarmaya başlayabilirsiniz!

Etkinlikler​

Tarihin ve modern kültürün bir araya gelerek muhteşem bir doku yarattığı Çeşme, düzenlediği festival ve etkinliklerle de konuklarını ağırlıyor.

Uluslararası Çeşme Müzik Festivali, Haziran ayı sonunda yapılıyor ve pek çok ülkeden farklı müzik gruplarını ağırlarken, konuklarına da keyifli zamanlar yaşatıyor.

Çeşme Marina Şarap Festivali, birçok şarap üreticisinin yıl boyunca ürettikleri değerli şarapları tadabileceğiniz ve konserler eşliğinde eğlenebileceğiniz, Ağustos ayı sonunda yapılan bir etkinlik olarak takvimlerdeki yerini alıyor.

Baharın gelişiyle Nisan ayında yapılan Alaçatı Ot Festivali, mevsimin en taze otlarını ve bunlarla yapılan yemekleri lezzetine varabileceğiniz, çevrenin de tadını çıkarabileceğiniz bir şenlik olarak ziyaret ediliyor.

Doğanın ve tatilin keyfini eğlenceli aktivitelerle çıkarabileceğiniz Çeşme, sizleri ağırlamak için kapılarını ardına kadar açıyor!

Nasil Gidilir?​

Ege Bölgesi’nin ulaşım ağı en gelişmiş şehirlerinden olan İzmir, Çeşme’ye giden en kısa yolları misafirleri için geliştirmeye devam ediyor.

Dünyanın pek çok noktasından direk ya da İstanbul aktarmalı uçuşlar gerçekleştirilen İzmir Adnan Menderes Havalimanı, Çeşme’ye ulaşan en kısa yollardan biri. Uçuşunuzu gerçekleştirdikten sonra çıkışlarda bulunan servis ve araçlar ile kısa bir yolculuğun ardından bölgeye varabilirsiniz.

Türkiye’nin her yerinden karşılıklı olarak yapılan otobüs seferleriyle de karayolunu kullanarak ulaşımınızı sağlayabilirsiniz. Otobüsler direk olarak Çeşme’ye hareket edebilir ya da İzmir terminalinden servisler ile ulaşımınız sağlanabilir.

Kaynak: wikipedia, goturkey
 
Son düzenleme:
Bunlar da ilginizi çekebilir...
Galatasaray Adası - Kuruçeşme Adası
  • Ugur
  • Ugur,
  • Ansiklopedi
  • 0    3K
Afro-Türkler - Kökenleri Afrika'dan Şiveleri Ege'den
  • Ugur
  • Ugur,
  • Güncel
  • 0    2K
Köy Konseptli Tatil - Ege Turizminde Yeni Trend
  • Ugur
  • Ugur,
  • Gezi - Turizm
  • 3    2K
Ege ve İç Anadolu'da 20 Yeni Böcek Türü Keşfedildi
  • Ugur
  • Ugur,
  • Hayvanlar Alemi
  • 0    2K
Türkiye'nin yeni turizm kapısı, Ege'nin terk edilen köyleri
  • Kaptan43
  • Kaptan43,
  • Gezi - Turizm
  • 0    2K
Geri