Ramazanın Her Gününe Özel Yapılacak İbadetler

cumayı cumartesiye bağlayan gece yani bu gece
-----------------------------------------
20.Ramazan Gecesi(25.5.2019-Cumayı Cumartesiye Bağlayan Gece ):
ALLAH rızası için istediğimiz surelerle altı rekat namaz kılalım inş.sahurdan 10-15 dakika önce kalksak çok rahat kılarız inşaALLAH.
Mükafatı: Kabri aydınlık olur,suali kolay olur

20.Ramazan gecesi yasinimiz: Bu geceki Kur’an kabrinde yoldaş olması niyyetiyle

20.Ramazan günü sünneti: Bugün Efendimiz(sav) in sünneti olan; uyurken sağ tarafımızı yatalım,sağ elimizi sağ yanağımıza koyalım
bacaklarımızı biraz toplayalım,
zikir çekerek uyuyalım

20. teravih namazının fazileti:Şehitlerin ve Salih zatların sevaplarına denk sevap verilir

20.Ramazanda çekilecek tesbih: Yâ Gaffârazzünûb (Ey günahları bağışlayan-EN AZ 100 DEFA )

* 20’inci hatırlatma:
Oruçlu, mümkün olduğu kadar ben demesin, biz desin.

24.Mayıs.cuma günü Akşam Namazından sonra imsak vaktine kadar kılabilirsiniz. Niyet ettim Ya Rabbi senin rızan için Ramazan-ı şerif ayının gece Namazını kılmaya demeniz yeterlidir. 2 rekatta bir selam ile toplam 6 rekat kılınıyor. Duha Süresini bilmeyenler yerine Ihlasi Şerif okuyabilirler. Ilk rekatlarda Subhaneke Duasını okumayı unutmayalım inşaAllah.


 
Cumartesiyi Pazara bağlayan gece yani bu gece
-----------------------------------------
21.Ramazan Gecesi(26.5.2019-Cumartesiyi Pazara Bağlayan Gece ): ALLAH rızası için istediğimiz surelerle iki rekat namaz kılalım inş.sahurdan 10-15 dakika önce kalksak çok rahat kılarız inşaALLAH.
mükafatı:yıl boyunca kaza ve beladan kurtulur,rızkı artar.o yıl içinde ölürse şehit mertebesine ulaşır

21.Ramazan gecesi yasinimiz: Bu geceki Mizanında hayrının ağır gelmesine vesile olması için,

21.Ramazan günü sünneti:Bugün Efendimiz(sav) in sünneti olan; Abdestli yatalım
Yüzükoyun yatmayalım
Yatarken:
“Allâhım! Senin isminle ölür ve dirilirim.” diye dua eder; uykudan uyandığı zaman da:
“Öldürdükten sonra bizi dirilten Allah’a hamd olsun. Dönüş ancak O’nadır.” diyelim



21. teravih namazının fazileti:
ALLAHu teala onun için cennette nurdan bir ev kurar

21.Ramazanda çekilecek tesbih: Yâ Atigarrigâb (Ey iyileri koruyan-EN AZ 100 DEFA )

* 21’inci hatırlatma:
İslâm’da söz orucu (yani hiç konuşmamak) diye bir şey yoktur. Ancak dinimiz bizi lisan âfetleri konusunda uyarmıştır. Bilhassa Ramazan’da çok konuşmayalım. Konuşursak zarurî, faydalı, hikmetli, iyi şeyler konuşalım. Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak günah olan konuşmalardan kaçınalım.


25.Mayıs.Cumartesi günü Akşam Namazından sonra imsak vaktine kadar kılabilirsiniz. Niyet ettim Ya Rabbi senin rızan için Ramazan-ı şerif ayının gece Namazını kılmaya demeniz yeterlidir.Iki rekatta da Fatiha'dan sonra 5 Felak süresi 5 Nas süresi okunacak.
PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN YATMA VE UYUMA ÂDABI
Nasıl uyunur? Peygamber Efendimiz nasıl uyurdu? Dinimizde yasaklanan yatma şekilleri nelerdir? Peygamberimizin yatış şekli nasıldı? Sağ tarafa yatmanın faydaları nelerdir? Yatarken ve kalkarken okunacak dualar nelerdir? Peygamber Efendimiz’in yatma ve uyuma adabı…
Yüce Rabbimiz, gündüzü daha çok maişetin temini için çalışma, geceyi de uyku ve dinlenme vakti yapmıştır. Âyet-i kerimelerde şöyle buyrulur:
“O (Allâh), geceyi sizin için (örtünecek) bir elbise, uykuyu bir dinlenme, gündüzü de kalkıp çalışma zamanı yapmıştır.” (el-Furkân 25/47)
“Uykunuzu dinlenme (vasıtası) yaptık. Geceyi de (sizi örten) bir elbise yaptık.” (en-Nebe, 78/9-10)
Gece karanlığı, örtücü ve gizleyici olduğu için elbiseye benzetilmiş ve uyku dinlenme vasıtası olarak takdim edilmiştir. Çünkü uyuyan çalışmayı bırakmak ve hareketsiz kalmak sûretiyle istirahat eder.
Gerçekten geceler, sıhhî, ictimâî, ahlâkî ve bediî bir libâs, yâni örtüdür. Dünya boyuna göre biçilmiş bir kudret, huzur ve nîmet elbisesidir. İzdivaç kanunu bakımından da bir seâdet libâsı, mahremiyeti koruyan bir sır perdesi, maddî ve mânevî olarak gizlenme isteyenler için de bir sığınaktır. Bu bakımdan geceler, bir taraftan Hak âşıkları için bir vuslat demi olurken diğer taraftan mücrim ve nefsine mağlûb olanlar için de büyük bir aldanıştır.
Resûlullah; “Uyku ölümün kardeşidir.” buyurmuştur. (Suyûtî, II, 162) “Sizi geceleyin öldürür (gibi uyutan), gündüzün de ne işlediğinizi bilen O’dur…” (el-En’âm 6/60) âyetinde de bu gerçeğe işâret edilmiştir. Bunun mânâsı, tefekkür-i mevt için başkalarının cenâzesinde bulunmaktan daha yakînî bir sûrette, insanın kendi uykusunu tefekkür ederek ölümün hakîkatini idrâk etmesidir.
PEYGAMBER EFENDİMİZ NASIL UYURDU?
Bu sebeple Müslüman, gecenin karanlığında kendisini uykunun kollarına bırakırken, bir daha dönüşü mümkün olmayan bir gidiş olabilir mülâhazasıyla hazırlıklı bulunmalıdır. Sevgili Peygamberimiz, ümmetine yatma ve uyumanın nasıl olması gerektiği noktasında çok güzel edep kâideleri tâlim etmiş ve bunu örnek yaşayışıyla göstermiştir. O, uyumak istediği zaman sağ yanının üzerine yatar, sağ elini sağ yanağının altına koyar, sonra da şöyle dua ederdi:
“Allâhım! Kendimi Sana teslim ettim, işimi Sana havâle ettim, yüzümü Sana çevirdim. (Rızânı) isteyerek ve (azâbından) korkarak sırtımı Sana dayadım, Sana sığındım. Sana karşı yine Sen’den başka sığınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin Peygamber’e inandım.” Bir sahâbîsine de şöyle demişti:
“Eğer bu duâyı yapıp yattığın gece ölürsen, îmân üzere ölürsün. Bunlar yatmadan önceki son sözlerin olsun.” (Buhârî, Deavât, 7)
Fahr-i Kâinât Efendimiz’in yatağının duruş şekli, mevtanın kabre konuş istikâmetindeydi. Uyumak üzere yattığı zaman başı mescide doğru gelirdi. (Ebu Dâvûd, Edeb, 97) Uyurken altına serdikleri örtü de kabre konanların üzerindeki kefene pek benziyordu.
Müslüman, uyumasının bile bir ibadet olduğu şuuru içinde bir hayat sürmelidir. Çünkü o, her ânının Allah’ın murâkabe ve müşâhedesi altında olduğunu, Allah’ın kendisini her an gördüğünü, her işlediğini bildiğini, her söylediğini duyduğunu, hatta kalbinden geçirdiği her şeyden ânında haberdar olduğunu bilir. İşte bu sebeple, Allah’tan bir an olsun gâfil olmamaya çalışır. Cenâb-ı Hak mü’min kullarına uyku vâsıtasyla nice mânevî ikramlarda bulunur. Bunlardan biri de sâdık rüyâlardır. [1]
Efendimiz’in tavsiyelerine uygun olarak yatmak, kişinin uykusunu bile ibadete çevirmekte ve onu Allah’ın güvencesine almaktadır. Allah’ın emânına inanmış bir insana Allah’ın izni olmaksızın hiç kimse ve hiçbir şey zarar veremez. Son derece açık ve net ifadelerden ibaret olan yukarıdaki duanın anlamını her birimiz derinden düşünürsek, sanki Allah’a son defa hâlimizi arzediyormuşuz gibi bir hisse kapılırız. Zîrâ yaptığımız bir dua son duamız, kıldığımız namaz son namazımız, tuttuğumuz oruç son orucumuz, kısacası yaptığımız herhangi bir iş son işimiz olabilir.
SAĞ TARAFA YATMANIN FAYDALARI
Peygamber Efendimiz’in sünnetlerinden biri de her işe sağdan başlamaktır. Dolayısıyla o, yatarken de sağ tarafı üzerine yatmayı tercih etmiştir. Üstelik, bu şekilde yatmak sağlık açısından da faydalıdır. Bilindiği gibi, insanın kalbi ve midesi sol tarafındadır. Her iki uzvumuz da çok önemli olup, sıkışmaları sağlık açısından son derece zararlıdır. Bu sebeple doktorlar kalp ve mide üzerine yatmamayı tavsiye etmektedirler.
Habîb-i Ekrem Efendimiz’in, sefer ve benzeri sebeplerle hâne-i saâdetlerinin hâricinde olduğu zamanlarda, yatma ve uyuma tarzı biraz daha değişik olmuştur. Bu durumda sağ tarafına yatıp sağ dirseğini dikerek, sağ elinin ayasını sağ yanağının altına destek yaparak yatmıştır. (Müslim, Mesâcid, 313) Bu yatma şekline daha çok arâzide baş altına yastık yapacak bir nesne bulunmadığı takdirde, onun yerini tutsun diye başvurulur. Yine Efendimiz kısa süreli uyumak istediğinde ve bilhassa zarûret îcâbı geç yattığında sabah namazını geçirme endişesi ile böyle yapmıştır. (Buhari, Deavât, 5; Müslim, Misâfirîn, 121-122)
YATARKEN VE KALKARKEN OKUNACAK DUALAR
Efendimiz’in yatarken ve uykudan uyanırken okuduğu başka dualar da vardır. Yatarken:
“Allâhım! Senin isminle ölür ve dirilirim.” diye dua eder; uykudan uyandığı zaman da:
“Öldürdükten sonra bizi dirilten Allah’a hamd olsun. Dönüş ancak O’nadır.” derdi. (Buhari, Deavât, 8)[2]
Fahr-i Cihân Efendimiz, Allah’ı zikretmeden yatan kimsenin eksik bir iş yaptığını belirtirdi. (Ebu Dâvûd, Edeb, 25) Kendisi de her gece yatağına girdiği zaman İhlâs, Felak ve Nâs sûrelerini okuyarak ellerine üfler ve onları vücuduna sürerdi. (Buhari, Fedâilü’l-Kur’an, 14) O, çalışmaktan elleri yara bere içinde kalıp kendisinden bir hizmetçi talebinde bulunan kızı Fâtıma’ya, yatağına girip istirahata çekileceği zaman; “Otuz üç defa Allahuekber, otuz üç defa sübhânellâh ve otuz üç defa da elhamdülillâh” demesini tavsiye etmiştir. Böyle yapmasının, hizmetçi istihdam etmesinden daha hayırlı olacağını söylemiştir. (Buhari, Deavât, 11) Efendimiz Hz. Fatıma’nın, gündelik işlerden yorulup yatmak isteyince bu zikirleri yapmak sûretiyle, bir anlamda günün yorgunluğunu üzerinden atmasını da hedeflemiştir.
Yatmadan önce, yatılacak yerin gözden geçirilmesi, herhangi bir zararlı şeyin olup olmadığının kontrol edilmesi gerekmektedir. Resûl-i Müctebâ Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Biriniz yatağına yatacağı zaman elbisesinin bir ucuyla yatağını silkelesin. Çünkü yatağından ayrıldıktan sonra oraya hangi zararlının girdiğini bilemez. Sonra da şöyle desin; «Rabbim! Sen’in isminle yatağıma yattım, yine Sen’in isminle yatağımdan kalkarım. Eğer uykuda canımı alacaksan, bana merhamet edip bağışla! Şayet hayatta bırakacaksan, iyi kullarını muhafaza ettiğin gibi beni de fenalıklardan koru!»” (Buhârî, Deavât, 13)
Muntazam evlerde, apartmanlarda yaşayan kimseler bu hadîs-i şerifteki tavsiyenin sebebini gereği gibi anlamakta zorlansalar da kapısı, bacası düzenli olmayan çöl ve köy evlerinde yaşayanlar bunun ehemmiyetini çok iyi bilirler. Ancak bu edep, şehir hayatı için de geçerlidir. Zira buralar da iğne ve benzeri tehlikeli şeylerden tamamıyla uzak değildir.
Ayrıca Efendimiz, kişinin korkuluğu olmayan dam gibi tehlikeli yerlerde yatmasını da yasaklamıştır. (Tirmizi, Edeb, 82)
YASAKLANAN YATIŞ ŞEKİLERİ
Peygamber Efendimiz’in yasakladığı yatış şekilleri de vardır. Bunlardan biri yüzüstü yatmaktır. Allah ve Resûlü’nün hoşlanmadığı bu durumlardan uzak durmalıdır. Tahfe bin Kays (r.a.) şöyle anlatmaktadır:
“Bir ara mescitte yüzükoyun yatmıştım. Baktım ki bir adam ayağıyla bana dürtüyor ve:
“Bu, Allah’ın kızgınlığına sebep olan bir yatış tarzıdır.” diyordu. Bir de baktım o, Resûlullah imiş! (Ebû Dâvûd, Edeb, 94)
Bu yatış şekli Allah ve Resûlü’nün hoşnutsuzluğuna sebep olduğu gibi insanın sağlığına da zararlıdır. Mide ve kalp gibi âzâların sıkışmasına sebep olur. Aynı zamanda edebe aykırı ve görüntüsü çirkindir. Netice itibariyle, Efendimiz’in sakındırdığı bu yatış biçiminden uzak durmak bizler için en uygun ve en doğru yoldur.
BACAK BACAK ÜSTÜNE ATMAK GÜNAH MI?
Abdullah bin Yezîd (r.a.), Resûlullah’ı mescidde bir ayağını diğer ayağı üzerine atmış, sırt üstü yatarken gördüğünü nakletmektedir. (Buhârî, Salât, 85) Diğer bir sahih rivâyette ise; “Uzanıp yattığın vakit ayaklarını birbirinin üzerine koyma!” buyrulur. (Müslim, Libas 73) Bu hadisler arasında bir zıtlık yoktur. İkinci hadis, avret mahallinin tamamıyla veya bir kısmı açılacak şekilde, sırt üstü uzanarak bacak bacak üstüne koymayı yasaklamaktadır. Önceki ve bizzat Efendimiz’in davranış tarzını gösteren hadis ise açılıp saçılmaya meydan vermeyecek tarzda câiz olan şekli göstermektedir.
Efendimiz geceleyin uyandıkları zaman, ihtiyaçları varsa kaza-i hacette bulunurlar, ellerini ve yüzlerini yıkarlar, sonra tekrar uyurlardı. (Ebu Dâvûd, Edeb, 105)
PEYGAMBER EFENDİMİZ GECEYİ NASIL GEÇİRİRDİ?
Allah Resûlü, gündüz ve gece hayatını ölçülü bir şekilde tanzim ederdi. Genel bir kâide olarak yatsı namazından önce yatmaz, yatsıdan sonra da sohbet ve konuşmaya yer vermezdi. (Buhari, Mevâkît, 23) İbn-i Mesut (r.a.); “Resûlullah bize yatsı namazından sonra gece sohbetini yasakladı.” demektedir. (İbn-i Mâce, Salât, 12) Bu, tavsiye niteliğinde bir yasaktır. Fakat buna ittiba ederek yatsıdan sonra hemen yatabilmek; radyo, televizyon gibi fuzuli şeylerden kurtularak geceyi iyi değerlendirmek, özellikle teheccüde kalkabilmek açısından çok büyük önem arzetmektedir. Bu sünnetin ihyasına Müslümanlar, günümüzde daha çok muhtaçtırlar.[3]
Resûl-i Muhterem Efendimiz’in uykusuna gelince, şüphesiz onun uykusu bizimki gibi değildir. Belki ona uyku demek bile zordur. Zira onun hayatının hiçbir ânında gaflet söz konusu değildir.
Uyku halinde uyuyan ve faaliyetten kesilen sâdece organizmadır. Bu bakımdan Efendimiz’in zâhiren gözü uyusa da kalbi yani ruh, şuur ve idraki dâima Allah’ın zikri ile uyanıktır. (Buhari, Menâkıb, 24)[4] Çünkü zikrin feyiz ve bereketinden âzamî derecede istifâde edebilmek için onun uykuda da inkıtasız devam etmesi gerekmektedir.
KAYLULE UYKUSU NEDİR?
Resûl-i Ekrem Efendimiz’in uyku vakti, genellikle yatsı namazından sonra ve sabah namazından önceki zamandır. Efendimiz, imkân varsa öğle namazından sonra bir saat kadar uyurdu. Buna “kaylûle” denir. Peygamber Efendimiz bununla alakalı olarak da:
“Gündüzün orucuna sahur yemeği ile, gecenin ibadetine de öğle uykusu ile yardımcı olunuz!” (Hâkim, I, 588) buyurmuş ve bu uykunun daha ziyade gece ibadetine yardımcı olacağını ifade etmiştir.[5]
Güneşin doğuşundan yaklaşık 45 dakika geçinceye kadarki zamanda uyumak iyi karşılanmamıştır. Aslolan erken yatıp erken kalkmaktır. Sabah namazını kıldıktan sonra tesbih, zikir, Kur’ân ve ilimle meşgul olmalı ondan sonra işe başlamalıdır. Sabahın bereketinden istifade etmek lazımdır. İkindi ile akşam arasında da yatmak uygun değildir. Herkes bu vakitte yatmanın zararını bizzat tecrübe ederek görmüştür. O vakitte yatıp da kalkan kişi sersem gibi olur ve kendine gelmekte güçlük çeker.[6] Sabah vakti olduğu gibi ikindi ve sonrası da zikir ve tefekkürle değerlendirilmelidir.[7]
[1] Uyku sırasında insanın maddî âlemle irtibâtı asgarî seviyeye iner. Bedene hapsedilmiş olan rûha âit hisler güçlenir. Bu sûretle rüyâlarında gayb âlemini seyretmek, bâzı sâlih kullara nasîb olur. Rüyâ üç kısımdır:
  • Şeytânî rüyalar: Şeytanın, insanı korkutmak, rûhu sıkıntıya düşürmek veya mahzûn etmek maksadıyla ilkâ eylediği rüyâlardır. Yüksek bir yerden düşmek veya insanı tesir altında bırakan kargaşa ve felâket sahneleri görmek gibi. Böyle rüyâların bir esâsı yoktur. Böyle bir rüya gören, gördüğünü kimseye anlatmamalı ve şeytanın iğvasından Allah’a sığınmalıdır.
  • Hâricî bir tesirle görülen rüyâlar: Kişinin hâl ve hayâline bağlı olarak rüyâsına akseden manzaralardır. Meselâ çok tuzlu yemiş olan bir kimsenin rüyâda bolca su içmesi veyahut da zihnini fazlaca meşgûl eden bir meselenin rüyâsına aksetmesi gibi. Bunların da tâbiri yoktur.
  • Sâdık rüyâlar: Böyle rüyâlar net olarak hatırlanırlar. Bunlar, Cenâb-ı Hak tarafından ya beşâret (müjde) veyahut da îkâz mâhiyetindedir. Sâdık rüyâlar, ehli tarafından tâbire, yâni şifrelerinin çözülmesine muhtaçtır. Rüyâ tabiri de Hak vergisi ve bazı kâidelere istinâd eden bir ilimdir. Bunun için rüyâyı tâbir edenin, mânevî bir iktidâra sâhip olması gereklidir. Aksi hâlde yanlış tâbirin tehlikeleriyle karşılaşılır. Zîrâ, Peygamber Efendimiz;“… Rüyâ, ilk tâbirciye göre tahakkuk eder.” buyurmuştur. (İbn-i Mâce, Ta‘bîr, 7) (Bkz. Osman Nûri Topbaş, Tasavvuf, s. 389-395)
[2] Allah dostlarından birisi de Peygamberimiz’in bu duasından ilham alarak yatarken “Allâh’ım beni Sen’inle öldür Sen’inle dirilt.” diye dua ederdi.
[3] Sevgili Peygamberimiz’in bu sünnetinin insana sağladığı faydalardan bir kısmını uzmanlar şöyle îzâh etmektedir: “Epifiz bezi, salgıladığı melatoninden dolayı ruhî durumlarımız ile alâkalı bazı davranışlara ait bir merkez durumundadır. Cinsî hayatın düzenine tesir eder, enfeksiyonlara karşı vücudu korur, uykuyu getirir ve ruh hâlini düzeltir. Melatoninin en yüksek olduğu saati yakalamak için saat 21:00’de uyunup, 03:00’te kalkılmalıdır. Bu vakitte uyanık olup ışık alındığı zaman melatonin salınması devam eder.”
[4] Muhammed Es’ad Erbilî hazretleri; “Gönül seni görmek için bedene muhtaç değildir. Her ne kadar geceleri göz uykuya dalarsa da, gönlün yolu açıktır.” demektedir. (Dîvân, s. 21)
[5] Nitekim bugün doktorlar, glikoz metabolizmasının en yüksek seviyede olduğu 11:00-13:00 saatleri arasında kısa bir öğle uykusunu faydalı olduğunu söylemektedirler.
[6] Yine uzmanların tesbîtine göre, saat 22:00’de tansiyon ve kalp atım sayıları düşer. Saat 04:00’ten sonra tansiyon ve kalp atışlarında yükselme başlar ve 15:00-18:00 arası en üst seviyeye ulaşır. Dolayısıyla tansiyon ve kalp atımının yüksek olduğu ve hücrelerin en üst derecede metabolize olduğu ikindi vaktinde uyumamalıdır. Ayrıca bu vakitte uyumakla yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlığına da dâvetiye çıkarılmış olur. İslâm âlimlerinin ikindi vakti uykuyu tavsiye etmemelerindeki hikmetlerden biri de bu olsa gerektir.
[7] Tasavvuf ehli, sünnete uyarak, zikir için genellikle seher, sabah ve ikindi vakitlerini tercih etmişler ve bu anların bereketinden faydalanmışlardır.
Kaynak: Üsve-i Hasene, Erkam Yayınları
 
Pazarı Pazartesiye Bağlayan Gece yani bu gece
-----------------------------------------
22.Ramazan Gecesi(27.5.2019-Pazarı Pazartesiye Bağlayan Gece ): ALLAH rızası için
istediğimiz surelerle dört rekat namaz kılalım inş.sahurdan 10-15 dakika önce kalksak çok rahat kılarız inşaALLAH.
mükafatı: Peygamberimizin şefaatine mazhar olur

22.Ramazan gecesi yasinimiz: bu geceki Sırat’ı kolay geçmeye vesile olması için

22.Ramazan günü sünneti:Bugün Efendimiz(sav) in sünneti olan;
Akşam olduğunda ışığı yakmadan önce perdeleri çekelim
İzinleri olmaksızın insanların evinin içine bakmayalım

22. teravih namazının fazileti:Kıyamet günü her türlü gamadan ve kederden emin olur

* 22’inci hatırlatma:
Âhir zamanda bulunduğumuzu bir an bile hatırımızdan çıkartmayalım. Küçük Alâmetlerin hepsi, Büyük Alâmetlerin bir kısmı zuhur etmiştir. Dünya fitne, fesat, zulüm, savaş yangınları içindedir. İslâm dünyasına karşı bir savaş başlatılmıştır. Korkunç fırtına ve kasırgalar, dehşetli zelzeleler, azgın seller, önüne geleni silip süpüren korkunç deniz dalgaları dünyanın çeşitli yerlerinde büyük felaket ve facialara yol açmaktadır. İstanbul büyük bir zelzele beklemektedir. Önümüzdeki karanlık günler için azık hazırlayalım. Belâ ve felâketleri sadaka ile, dua ile önlemeye çalışalım. İsyandan itaate, fısk u fücurdan salâha, bid’atten sünnete, cimrilikten cömertliğe, câhillikten ilme, nifaktan ihlasa, şerden hayra hicret edelim. Gaflet içinde aldatıcı keyifler sürmeyelim. Bu dünyayı kendimize yalancı bir cennet haline getirmek sapıklığına kapılmayalım. Dünya mihnet, çile, imtihan, deneme yeridir.
27.Mayıs.2019-Pazar günü Akşam Namazından sonra imsak vaktine kadar kılabilirsiniz. Niyet ettim Ya Rabbi senin rızan için Ramazan-ı şerif ayının gece Namazını kılmaya demeniz yeterlidir.Yatsı/ ikindi Sunneti gibi 4 rekat olarak kılınacak.Her rekatta Fatiha'dan sonra 4 defa İnşirah Süresi okunacak bilmeyenler yerine Ihlasi Şerif okuyabilirler. Ilk ve 3.rekatlarda Subhaneke Duasını okumayı unutmayalım inşaAllah

 
Pazartesiyi Salıya Bağlayan Gece yani bu gece
-----------------------------------------
23.Ramazan Gecesi(28.5.2019-Pazartesiyi Salıya Bağlayan Gece ): ALLAH rızası için istediğimiz surelerle iki rekat namaz kılalım inş.sahurdan 10-15 dakika önce kalksak çok rahat kılarız inşaALLAH.
Mükafatı:Kıyamet günü yüzü nurlu ve 70 yakınına sıratta yardım eder

23.Ramazan gecesi yasinimiz: Arş-ı A’lânın gölgesinde gölgelenmeye vesile için

23.Ramazan günü sünneti:Bugün Efendimiz(sav) in sünneti olan;
Yemeği tek bir kaptan yiyelim
Yemek yerken güzel şeylerden bahsedelim(yemek yerken konuşulmaz lafının aslı yoktur)
Günde 2 öğün yiyelim
Sofra ahzırlanırken yardım edelim
Büyükler sofraya oturmadan oturmayalım
Yemeğe başlarken besmele çekip
Allaha vermiş olduğu nimetler için şükredelim
Sağ elimizle yiyelim


23. teravih namazının fazileti:ALLAHu teala onun için cennette şehir kurar

23.Ramazanda çekilecek tesbih: Yâ Atigarrigâb (Ey iyileri koruyan-EN AZ 100 DEFA )

* 23’inci hatırlatma:
Bize en fazla zıt giden, fikir ve görüşleri en fazla ters olan Müslüman kardeşimize bile düşmanlık etmeyelim. Onu da bizden bilelim. Ölse, cenazesiyle ilgili hizmetleri yapmayacak mıyız, namazını kılmayacak mıyız? Ölmeden önce de onunla iman kardeşliği bağlarını kopartmayalım.

27.Mayıs.2019-Pazartesi günü Akşam Namazından sonra imsak vaktine kadar kılabilirsiniz. Niyet ettim Ya Rabbi senin rızan için Ramazan-ı şerif ayının gece Namazını kılmaya demeniz yeterlidir. Duha Süresini bilmeyenler yerine Ihlasi Şerif okuyabilirler.
 
Salıyı Çarşambaya Bağlayan Gece yani bu gece
-----------------------------------------
23.Ramazan Gecesi(29.5.2019-Salıyı Çarşambaya Bağlayan Gece ):ALLAH rızası için istediğimiz surelerle iki rekat namaz kılalım inş.sahurdan 10-15 dakika önce kalksak çok rahat kılarız inşaALLAH.
Mükafatı:Cehennem ona ''benden kurtuldun'' der

24.Ramazan gecesi yasinimiz: Armağan(hediye) niyyetiyle okunur

24.Ramazan günü sünneti:Bugün Efendimiz(sav) in sünneti olan;
Soğan ve sarımsak kokusuyla mescid ve Meclislere yaklaşmayalım
Ağızda yemek varken konuşmayalım, gülmeyelim
Yemek seçmemeye çalışalım
Lokmamızı ve aldığımız yemeği bitirelim
Toplu yemek yerken herkes yemeğini bitirmeden sofradan kalkmayalım
Yemek bitince elhamdülillah diyelim
Yemek yapana teşekkür edelim
Sofra kaldırılırken yardım edelim
Gezinerek yemek yemeyelim
Acıkmadan yemeyelim
Meyveleri sağ elle yiyip çekirdeklerini sol elle çıkaralım

24. teravih namazının fazileti:Onun için yirmi dört tane makbul dua vardır

24.Ramazanda çekilecek tesbih: Yâ Atigarrigâb (Ey iyileri koruyan-EN AZ 100 DEFA )

* 24’inci hatırlatma:
Kur’ân’a sarılalım, biliyorsak Kur’ân okuyalım, bilmiyorsak Kur’ân tilaveti dinleyelim. (Okumak sünnet, dinlemek farzdır). Ehliyetimiz yoksa, kendi kafamıza, re’yimize ve hevâmıza göre Kur’ân tefsiri yaparak yüce Kitaba ihanet ve saygısızlık etmeyelim. Kur’ân’ın mânasını ve ondan çıkartılan hüküm ve yorumları ehl-i sünnet müfessirlerinden öğrenelim.


29.5.2019-Salı günü Akşam Namazından sonra imsak vaktine kadar kılabilirsiniz. Niyet ettim Ya Rabbi senin rızan için Ramazan-ı şerif ayının gece Namazını kılmaya demeniz yeterlidir. Karia Süresini bilmeyenler yerine Ihlasi Şerif okuyabilirler.

 
Çarşambayı Perşembeye Bağlayan Gece yani bu gece
-----------------------------------------
25.Ramazan Gecesi(30.5.2019-Çarşambayı Perşembeye Bağlayan Gece ):ALLAH rızası için istediğimiz surelerle iki rekat namaz kılalım inş.sahurdan 10-15 dakika önce kalksak çok rahat kılarız inşaALLAH.
Mükafatı:Kıyamet günü kime şefaatçi olursa kabul edilir

25.Ramazan Gecesi Yasinimiz: Yüce Peygamberimize (s.a.v)komşu olmak niyyetiyle

25.Ramazan Günü Sünneti:Bugün Efendimiz(sav) in sünneti olan;Hasta akraba, dost ve arkadaşları ziyaret edelim. Onlara teselli ve ümit verelim. Ziyareti uzun tutmayalım. Hastanın hoşa gitmeyecek hallerini başka yerde anlatmayalım

25. Teravih Namazının Fazileti:ALLAHu Teala ondan kabir azabını kaldırır

25.Ramazanda Çekilecek Tesbih: Yâ Atigarrigâb (Ey iyileri koruyan-EN AZ 100 DEFA )

* 25’inci hatırlatma:
Ölmüş büyüklerimiz için (anne baba, dede nine, akraba, hısım, ecdat…) hayır hasenat yapalım, yemek yedirelim ve sevabını onlara bağışlayalım. Bayram’da kabirlerini ziyaret edelim, Yâsin okuyalım, Fatiha okuyalım, ecrini onlara hediye edelim.



30.5.2019-Çarşamba günü Akşam Namazından sonra imsak vaktine kadar kılabilirsiniz. Niyet ettim Ya Rabbi senin rızan için Ramazan-ı şerif ayının gece Namazını kılmaya demeniz yeterlidir. bilmediğiniz Surelerin yerine Ihlasi Şerif okuyabilirsiniz. 2 rekat olarak kılınıyor ve her rekatta yazılan Süreler okunacak inşaAllah.
 
Perşembeyi Cumaya Bağlayan Gece yani bu gece
-----------------------------------------
26.Ramazan gecesi(31.5.2019-Perşembeyi Cumaya Bağlayan Gece ):ALLAH rızası için istediğimiz surelerle iki rekat namaz kılalım inş.sahurdan 10-15 dakika önce kalksak çok rahat kılarız inşaALLAH.
Mükafatı:Kıyamet günü ona keramet tacı giydirilir

26.Ramazan gecesi yasinimiz: Azrail’in (Âleyhisselâm) hoş gelmesine vesile için

26.Ramazan günü sünneti:
Bugün Efendimiz(sav) in sünneti olan;Esnemeyi mümkün olduğu kadar gizleyelim. Ağzı elle kapayarak gidermeye gayret edelim. Namazda iken esneme gelirse, ayakta ise sağ elin, diğer hallerde ise sol elin tersi ile ağzı kapatmamız münasip olur.

26. teravih namazının fazileti:ALLAHu teala onun için kırk yıllık amel savabı verir

26.Ramazanda çekilecek tesbih: Yâ Atigarrigâb (Ey iyileri koruyan-EN AZ 100 DEFA )

* 26’inci hatırlatma:
Şehrimizdeki ve başka yerlerdeki velilerin, âmil alimlerin, sâlih kişilerin kabir ve türbelerini ziyaret edelim. Onları hatırlamak, onları sevmek, onları ziyaret etmek imanımızı güçlendirir, dindarlığımızı kavi kılar. Bu ziyaretlerde dine aykırı işler yapmayalım.

31.5.2019-Perşembe günü Akşam Namazından sonra imsak vaktine kadar kılabilirsiniz. Niyet ettim Ya Rabbi senin rızan için Ramazan-ı şerif ayının gece Namazını kılmaya demeniz yeterlidir. Ayet-el Kürsiyi bilmeyenler yerine Ihlasi Şerif okuyabilirler. 2 rekat olarak kılınıyor ve her rekatta yazılan Süreler okunacak inşaAllah.
31.Mayıs.Cuma Sâla ile Ezan arası arapça olarak yazılacak,bilmeyenler bir başkasına yazdırılabilir. Tek kağıda her iki Ayet-i Kerime alt alta yazılır.

Tecrübe ile sabittir.



KIYAMET GÜNÜ DÜŞMANLAI RAZI ETMEK İÇİN KUL HAKKI NAMAZI
( BUGÜNDEN BAŞLIYALIM PAYLASIP VESILE OLALIM İNŞALLAH )


Ramazanın Son Cuma günü,kıyamet günü düşmanları razı etmek niyeti ile
dört rekât kul hakkı namazı kılınır. Bu namaz
öğle ile ikindi arasında kılınır.

1. Rekâtta: 1 Fatiha, 11 İhlâs suresi
2. Rekâtta: 1 Fatiha, 3 Kâfirun, 11 İhlas suresi
3. Rekâtta: 1 Fatiha, 1 Tekâsür, 11 İhlas suresi
4. Rekâtta: 1 Fatiha, 3 Ayetel Kürsi, 25 İhlas
suresi, okunur.

Her kim bu namazı kılarsa Allâh’ü Teâlâ o
kimseyi kabrin bütün korkunç hallerinden
kurtarıp, kıyamette de hasımlarını kendisinden
razı eder.

not:bilmeyenler;3 kafirun yerine 3 ihlas:2. rekat toplamda 14 ihlas
1 tekasür yerine 1 ihlas:3. rekatta toplamda:12 ihlas
3 ayetel kürsi yerine 3 ihlas okuyacak:4. rekatta toplamda 28 ihlas okuyacak

Bu namaz şu altı günde kılınır ;
1. Aşure günü
2. Tevriye günü
3. Arefe günü
4. Kurban Bayramı günü
5. Şaban ayının 15. günü
6. Ramazan ayının son Cuma günü
****************************************
KUL HAKKI NAMAZI ➖
31.Mayıs.Cuma öğle namazına 1 saat kalana kadar veya öğleden sonra İkindi namazından önceye kadar kılınabilir. Eğer ikindi vakti girdiyse ikindi namazı kılınmadan önce kılınabilir. Çünkü İkindi namazından sonra nafile namaz kılmak caiz değildir.
Senede 5 kere kılınır.
1) Receb-i Şerifin ilk Cuma günü
2) Şâbân-ı Şerifin 15. günü
3) Ramazân-ı Şerifin son Cuma günü
4) Kurban bayramının arefesi
5) Muharrem ayının 10.günü (aşûre günü)
NAMAZIN KILINIŞ ŞEKLİ
Kul hakkı namazına diye niyet ettikten sonra,
1. Rekatta fatihadan sonra 3 tekâsür 10 ihlâs süresi okunur.
2. Rekatta fatihadan sonra 3 kâfirun 10 ihlâs süresi okunur.
3. Rekatta fatihadan sonra 3 âyetel kürsü okunur.
4. Rekatta fatihadan sonra 25 ihlâsı şerif okunur.
⚠Not; Tekasür süresini bilmeyenler , öğreninceye kadar yerine İhlâs Suresi okuyabilirler.
NAMAZIN DUÂSI
Namaz bittikten sonra şöyle duâ edilir. Yâ Rabbi ben senin günahkâr kulunum. Senin kullarına karşı borcum çok, Yâ Rabbi sana karşı olan günâhımı bağışla kullarına olan borcumdan beni sen kurtar. Ey benim Rabbim ! Ben çok âciz bir kulunum senin yarattığın kullârından birine haksız bir muâmelede bulunmuş olabilirim. Yâ Rabbi ! Kusurlarla dolu olan bu namazımı kusursuz kabul buyur sevâbını hak sahiblerine ver. Bu zayıf kulunu bu haktan kurtar. Amin.
Diyerek namazın duâsını bu şekilde yapmalıdır.
NAMAZIN VAKTİ : Öğle namazına bir saat kalana kadar veya öğle namazından sonra da kılınabilir . İkindi vakti girse bile ikindinin sünnet ve farzından önce kılınabilir. Lakin İkindinin farzından sonra nafile namaz kılmak câiz değildir.
📚KAYNAK ; Şir'atül İslam , Âdâb-ı Vezâif
(Bu namaz mübarek gün ve geceler kitabında mevcud .
Kitabın adı : Nurlu Aylar Nurlu Geceler Nur'u Muhammediye .Sh : 127 ,128 )
Namaz nafiledir. İsteyen kılabilir. Farz veya vacip değildir. Kıldığımız taktirde zararımız olmaz. Bilakis faydası olur. Kul hakkını ödememiz mümkün değil. Eğer ki mal cinsinden borcumuz varsa o şahsa ödemek zorundayız. Veya birinin hakkında gıybet ettik o şahıs bunu duyduysa helallik almalıyız.
❗Bu namaz ; Sahibi bulunamayan veya cins ve miktarı bilinemeyen kul haklarının affı için kılınır. Ve kul hakkı geçen kişiye namazın sevabı hediye edilir. İnşâellâh bu vesileyle af olmak ümit edilir.
 
Cumayı Cumartesiye Bağlayan Gece yani bu gece​
-----------------------------------------
27.Ramazan gecesi(1.Haziran.2019-Cumayı Cumartesiye Bağlayan Gece):ALLAH rızası için istediğimiz surelerle iki rekat namaz kılalım inş.sahurdan 10-15 dakika önce kalksak çok rahat kılarız inşaALLAH.
Mükafatı:Kadir gecesini değerlendirmiş gibi sevap verilir

27.Ramazan gecesi yasinimiz: Büyük , küçük tüm günahlarının affı için

27.Ramazan günü sünneti: Anne-babamıza itaat edelim, onlara ihsanda bulunalım,
kalplerini kırmayalım ve hayır dualarını almaya çalışalım
Hapşurduğumuz zaman: “Elhamdülillah” diyelim.
Biri hapşurduğunda: “Yerhamükellah” (Allah sana merhamet etsin) diyelim.
Hapşuran da: “Yehdîkümullahu ve yuslihu bâleküm” (Allah sizi hidayette kılsın ve kalbinize sıhhat versin) desin

27. teravih namazının fazileti:ALLAHu teala onun için sırat köprüsünü çakan şimşek gibi geçme
ihsanı yapılır

27.Ramazanda çekilecek tesbih: Yâ Atigarrigâb (Ey iyileri koruyan-EN AZ 100 DEFA )

* 27’inci hatırlatma:
Günde en az bir kere içimizden kendi nefsimize “Öleceksin, ALLAH’a döneceksin, yaptıklarından hesap vereceksin, hazırlan, hazırlan, sakın vakit geçirme…” diye nasihat edelim.

1 Haziran Pazar günü Akşam Namazından sonra imsak vaktine kadar kılabilirsiniz. Niyet ettim Ya Rabbi senin rızan için Ramazan-ı şerif ayının gece Namazını kılmaya demeniz yeterlidir. Kadir Suresini bilmeyenler yerine Ihlasi Şerif okuyabilirler. 2 rekat olarak kılınıyor ve her rekatta yazılan Süreler okunacak inşaAllah.

Kadre yeter demek o kişinin sevap derecesinden hiç bir şey eksilmez.
**************************
“Hapşırma esnasında sünnet olarak söylenen “Yehdina ve yehdikümullah” ne demektir? Hikmetleri nelerdir?”


HAPŞIRMANIN KURALLARI

Burun zarının ve nefes kaslarının ani bir hareketiyle, nefesi bir anda sarsıntılı bir şekilde ağızdan ve burundan dışarı atmaya hapşırmak veya aksırmak deniyor.

Hapşırmak bir nimettir ve sıhhatli olmanın alâmetidir.

Hapşırdığımızda ağzımızı mümkünse mendil ile, mümkün değilse elimizle perdelemek ve sesimizi kısmaya çalışmak edeptir ve sünnettir.

Peygamber Efendimiz (asm) hapşırdıkları zaman mendilini veya elini mübarek ağzına tutar, sesini kısmaya çalışırdı.1

Bu sünneti yaşadığımızda, etrafı kendi gürültümüzden ve tükürüğümüzden korumuş, etrafın bizden rahatsızlığını en az seviyeye indirmiş oluruz.

HAPŞIRIRKEN BİR ŞEYE DİKKAT!

Hapşırırken sünnet olan ağzı sımsıkı kapayıp nefesi tutmak değildir. Sünnet olan, ağzı perdelemek, fakat nefesin rahat çıkmasına izin vermektir. Yani bu nefesi dışarı atmaktır.

Eğer bu şiddetli nefes dışa verilmeyip tutulursa, çok ciddî hasar verebilir.

Meselâ ani bir kalp krizine sebep olabilir. Veya aşırı basınçtan şah atardamarımız veya akciğerimiz patlayabilir. Ya da beyne giden kan damarları tıkanabilir ve buna bağlı olarak ani felç gelebilir.

Hapşırma esnasında gözlerimizin kapanması da farkında olmadığımız bir nimettir. Bu sayede gözlerin yerinden fırlaması ve aksırmanın gözlere zarar vermesi önlenmiş olur.

HAPŞIRMANIN SAĞLIK YÖNÜ

Bilim adamlarına göre insan aksırınca beyin ve kalp damarları genişliyor, gözyaşı ve sinüs kanalları açılıyor, akciğerlerde normal solunumla atamadığımız rezidüel (ölü) hava dışarı atılıyor, kalbin diyastol (gevşeme) sonu dinlenme süresi artıyor, kalp milisaniyeler içinde duruyor ve yeniden çalışıyor. Vücutta birikmiş bazı zararlı toksinler dışarı atılıyor. Vücut rahatlıyor.

HAPŞIRMANIN SÜNNETLERİ

Hapşıran kimseye “çok yaşa!” veya “sağlıklı yaşa!” demek, aksıranın da “hep beraber” veya “sen de gör” diye karşılık vermesi, vücuda verdiği bunca faydalarla alâkalı olmalıdır.

Fakat bu sözler zayıftır ve Müslüman’ın şükrünü ve hamdini ifade etmez.

Mademki aksırmanın bunca sağlıklı faydaları vardır; o halde aksırınca “elhamdülillah” demelidir. Sünnet olan budur.

Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyuruyor:

“Sizden biriniz aksırdığı zaman: “Elhamdülillah” desin. Kardeşi veya arkadaşı da ona: “Yerhamükellah” (Allah sana merhamet etsin) desin. Aksıran da: “Yehdîkümullahu ve yuslihu bâleküm” (Allah sizi hidayette kılsın ve kalbinize sıhhat versin) desin.”2

Peygamber Efendimiz (asm) bir diğer hadislerinde bu duâların, Müslüman’ın birbirine karşı hakkı olduğunu ifade ediyor.3

Hapşırma duâsının son zincirine eklenen “Yehdina ve yehdikümullah” duâsı sünnetten iktibas edilen bir duâdır. “Bize ve size Allah hidayet versin” demektir. Hidayet talebini biraz daha genişletiyor.

Hapşırma ile yeniden sağlığına kavuşan bir kul için hidayet talep etmek gayet isabetli bir duâdır. Hayatın bütün tecellilerinde ve çizgilerinde Sırat-ı Müstakim üzere olmayı dilemek demektir. Nitekim Müslüman’ın Müslüman hakkındaki duâsından Allah hoşlanıyor.

ÖNEMLİ DÖRT HÜKÜM

1- “Elhamdülillâh diyen Müslüman’a Yerhamükellâh demek”, Hanefî ve Hanbelî âlimlerine göre farz-ı kifâye; Şâfiî ve Mâlikî âlimlerine göre müstehabtır.

2- “Elhamdülillah” demeyene “Yerhamükellah” demek sünnet değildir.4

3- Kişi üçten fazla hapşırınca, ilk üçü için duâ etmek sünnettir.5

4- Ehl-i kitap “Elhamdülillah” demiş olsa, ona “Yerhamükellah” demek değil; “Yehdîkümullahu ve yuslihu bâleküm”6 (Allah size hidayet versin ve halinizi düzeltsin) demek sünnettir.

Dipnotlar: 1- Ebû Dâvûd, Edeb, 90; Tirmizî, Edeb, 6. 2- Buhârî, Edeb 126; Tirmizî, Edeb 3; İbni Mâce, Edeb 20. 3- Buhârî, Edeb 125, 128; Bed’ü’l–halk 11: 4- Müslim, Zühd 54; Buhârî, Edeb 127; Ebû Dâvûd, Edeb 94; Tirmizî, Edeb 4. 5- Ebû Dâvûd, Edeb: 28; Müslim, Zühd: 17. 6- Ebû Dâvûd, Edeb: 81; Tirmizî, Edeb 3.
 
28.Ramazan gecesi(2.6.2019-Cumartesiyi Pazara Bağlayan Gece):ALLAH rızası için istediğimiz surelerle iki rekat namaz kılalım inş.sahurdan 10-15 dakika önce kalksak çok rahat kılarız inşaALLAH.
Mükafatı:Yeni doğmuş gibi günahsız olur ve sual sorulmaz

28.Ramazan gecesi yasinimiz: Yüce Rabbimizin cemalini görmeye vesile olması niyyetiyle

28.Ramazan günü sünneti: Kötülük edene iyilik edelim, en azından dua edelim hidayeti için
Kıyafetlerimizin düğmelerini alttan ilikleyip, üstten açalım
Gece, günlük kıyafetleri çıkarınca katlayalım
Saçları gece yatmadan hemen önce ve kıbleye dönerek tarayalım ve ortadan ayıralım
Gece abdestli yatağa girelim (Şayet ölüm gelirse şehit hükmünde olmak için).

28. teravih namazının fazileti:ALLAHu teala onun cennetteki derecesini bir kat daha arttırır

* 28’inci hatırlatma:
Nefsimizi kötüleyelim. Süleyman Daranî hazretleri (ALLAH yüce sırrını takdis etsin!) gibi yapalım. Ne demiş? “Bütün dünya halkı beni kötülemekte bir araya gelseler, benim kendimi kötülediğim kadar kötüleyemezler…” Nefs-i emmâremizin en büyük düşmanımız olduğunu bilelim. Kibir, gurur, benlik, büyüklenmek âfetlerinden kaçalım.


1 Haziran Cumartesi günü Akşam Namazından sonra imsak vaktine kadar kılabilirsiniz. Niyet ettim Ya Rabbi senin rızan için Ramazan-ı şerif ayının gece Namazını kılmaya demeniz yeterlidir.


 
29.Ramazan gecesi(3.6.2019-Pazarı Pazartesiye Bağlayan Gece ):ALLAH rızası için istediğimiz surelerle iki rekat namaz kılalım inş.sahurdan 10-15 dakika önce kalksak çok rahat kılarız inşaALLAH.

mükafatı:ALLAH(cc) şöyle der:''ey kulum!sana müjdeler olsun;oruç ve namazını kabul ettim,günahını affettim ve cennetimi sana nasip ettim

29.Ramazan gecesi yasinimiz: Tüm müslümanların selâmeti niyyetiyle okunur

29.Ramazan günü sünneti:
Ölümü düşünelim
Bugün Arefe günü. Kabir ziyareti sünnettir bizde kabirleri ziyaret edelim bugün inşaallah
Kabristana girerken şu duayı okuyarak kabir ehline selam verelim(‘Esselâmü Aleyküm yâ ehle’l-kubûr! )
Unutmayalım ki biz onalrı duymasakda onlar bizi duyuyor
Mümkünse abdestli olalım
Ölünün kabrinde şu duayı 3 kez okuyalım (kıyamete kadar azabını kaldırır)
''Allâhümme bihaqqi seyyidinâ Muhammedin ve âli Muhammedin sallallâhu aleyhi ve selleme lâ tüazz]ib hâzel meyyit. ''
Yakınlarımızın kabrine çiçek yada ağaç gibi bitkiler dikelim, o bitki yaşadıkça Allahı zikredecek ve ölüye rahatlık verecektir ihmal etmeyelim

29. teravih namazının fazileti:ALLAHu teala ona bin makbul hac sevabı ihsan eder

* 29’inci hatırlatma:
“İki günü birbirine eşit olan ziyandadır” hadîs-i şerifini bir an bile hatırımızdan çıkartmayalım. Her günümüzün bir önceki günden daha hayırlı, daha faydalı, daha hikmetli, daha ibadetli, Peygamberimizin sünnetine daha uygun, ilahî rızaya daha yakın meymenetli bir gün olması için gayret ve cehd sarfedelim.
2 Haziran Pazar günü Akşam Namazından sonra imsak vaktine kadar kılabilirsiniz. Niyet ettim Ya Rabbi senin rızan için Ramazan-ı şerif ayının gece Namazını kılmaya demeniz yeterlidir. Yazılan Sureler her iki rekatta da okunacak. Ilk rekatta Subhaneke Duasını okuyalım inşaAllah.

**********************


Kabir ziyaretinin sünnetleri ve adapları nelerdir?
“Kabir ziyaretinin sünnetleri ve adapları nelerdir? Kabir ziyaretinde nelere dikkat etmeliyiz?”

Ölümü ve ahireti hatırlatan kabir ziyareti sünnettir.

Bir gece Peygamber Efendimiz (asm) Hazret-i Âişe Validemizin (ra) yanından sessizce çıkıyor, Baki kabristanına geliyor ve oradaki kabir ehline duâ ediyor. Döndüğünde Hazret-i Âişe validemize (ra) şöyle buyuruyor:
“Cebrail bana gelip seslendi. Ben de onun çağrısına uydum ve bunu senden gizledim. Ve zaten o, sen elbiseni çıkarmış olduğun halde senin yanına girecek değildi. Ve ben de senin uyuduğunu zannederek seni uyandırmak istemedim. Korkacağından da endişe ettim. Cebrail bana: ‘Rabbin sana Baki kabristanına gidip onlar için istiğfar etmeni emrediyor’ dedi.”
Ben:
“Yâ Resûlallah! Onlar için ne söyleyeyim?” diye sordum. Buyurdu ki:
“Şöyle de: ‘Esselâmü Aleyküm yâ ehle’l-kubûr! Mü’minler ve Müslüman’lar diyarının ehline selâm olsun! Allah bizden evvel ölenlerle bizden sonra öleceklere rahmet eylesin! Allah bizi ve sizi bağışlasın. Siz bizim öncümüzsünüz. Biz de peşinizden geleceğiz. Ve inşallah sizlere kavuşacağız!”1
Peygamber Efendimiz (asm) bir diğer hadislerinde: “Annemin kabrini ziyaret için Rabbimden izin istedim. Bana izin verdi. Siz de kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü kabir ziyareti ölümü hatırlatır.”2
Kabir ziyaretinin adabı
1- Kabir ziyaretinin belli bir vakti yoktur. Her vakit kabir ziyareti sünnet olarak yapılabilir.
2- Mümkünse abdestli olmak kabir ziyaretinin adabındandır.
3- Kabristana varılınca: “Esselâmü Aleyküm ehle’d-diyâri mine’l-mü’minîne ve’l-müslimîn. Ve innâ inşâallahü le-lâhikûn. Es’elullâhe lenâ ve lekümü’l-âfiye.”3 (Bu kabristanda bulunan Mü’min ve Müslümanlara selâm olsun. Bizler de inşallah sizlere muhakkak katılacağız. Allah’tan bize ve size âfiyet dilerim) diye duâ edilir.

4- Kabristanda Kur’ân-ı Kerim’den bilinen âyet ve sûreler okunur. Çünkü Kur’ân okunan yere rahmet iner. Yasin Sûresini okumak efdaldir. Peygamber Efendimiz, “Ölülerinize Yasin Sûresi okuyun”4 buyurmuştur. Okunan Kur’ân’ın sevabı kabir ehline bağışlanır, kabir ehline ve tüm ehl-i imanın mevtalarına ve ölmüşlerine günahlarının bağışlanması ve varsa azaplarının hafifletilmesi için duâ edilir.
5- Dünya hayatının geçici oluşunu, kabir hayatını, sorguyu, diriliş gününü, hesabı, mahşeri, sırat köprüsünü ve tümüyle âhiret hayatını düşünmek ve ölümden ibret almaya çalışmak gerekir.
6- Kabrin üzerine ağaç veya yeşillik dikmek sünnettir.
Kabir ziyaretinin bid’atleri
Kabir ziyareti sırasında yapılmaması gerekirken, ısrarla ve kutsalmış gibi yapılan ve yer yer bir türlü terk edilemeyen yanlışlıklar da vardır. Bunların şirk tehlikesi taşıyanları da vardır.
Kabir ziyaretinin bidatleri şunlardır:
1- Kabirde yüksek sesle ağlamak, dövünmek, elbisesini, saçını, başını yolmak ve feryad etmek bidattir.
2- Kabrin taşını, duvarını, demirlerini, mermerini kutsal bilmek ve öpmek bidattir.
3- Kabir üzerine mum yakmak ve çaput bağlamak bidattir.
4- Kabirde yatandan dilek dilemek, burada kurban kesmek, burada yemek vermek bidattir.
Allah ölmüşlerimiz için rahmetini, merhametini, lütfunu, bereketini esirgemesin. Âmin.
Dipnotlar:
1- Müslim, Cenâiz, 35/103
2- Müslim, Cenâiz, 36/108
3- Müslim, Cenâiz, 35/104
4- Müsned: 5/26
***************************
PEYGAMBERİMİZİN KABİR ZİYARETİ İLE İLGİLİ VERDİĞİ HÜKÜM
Peygamber Efendimizin (s.a.v) kabir ziyareti hakkındaki hükmü nedir? Kabir ziyaretinin âdabı nedir? Kabir ziyaretlerinde nasıl davranmalıyız? Peygamber Efendimiz (s.a.v) kabir zyeretlerini nasıl gerçekleştirirdi?
İslâmiyet’in ilk yıllarında Peygamber Efendimiz kabir ziyaretini yasaklamıştı. Bunun önemli bir sebebi vardı. Zira o devirde bazı Câhiliye âdetleri hâlâ yaşamaktaydı. Araplar büyük ve kalabalık bir kabile olduklarını birbirlerine ispat etmek için mezardaki ölülerin sayısıyla övünürlerdi. Ölülerin kahramanlıklarını anarlar, göğüslerini yırtarak ve bağırıp çağırarak onlar için ağlarlardı.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bu âdetlerin çirkin ve mânasız olduğunu benimsetene kadar kabir ziyaretini yasakladı. Kadınlar eski âdetleri devam ettirmeye daha arzulu oldukları için, onların kabirleri ziyaret etmesini özellikle yasakladı. Ölülere nasıl davranılması gerektiği konusunda İslâmiyet’in getirdiği emirler iyice benimsenip gönüllere yerleşince, bu yasak da kalktı.
Büreyde radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kabirleri ziyaret etmenizi yasaklamıştım. Ama artık ziyaret edebilirsiniz.”
Müslim, Cenâiz 106, Edâhî 37. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 77; Tirmizî, Cenâiz 60; Nesâî, Cenâiz 100
Başka bir rivayete göre şöyle buyurdu:
“Kabirleri ziyaret etmek isteyen ziyaret etsin. Çünkü kabir ziyareti bize âhireti hatırlatır”
Tirmizî, Cenâiz 60; Ebû Dâvûd, Cenâiz 77
Peygamber Efendimiz sık sık Bakî mezarlığına gider, aşağıdaki hadislerde göreceğimiz şekilde ölülere selâm verir, onlara dua ederdi. Biz de zaman zaman kabristana gitmeli, yarın kendilerine komşu olacağımız kimseleri ziyaret etmeliyiz. Bir gün bizim de nâmımız, nişânımız kalmayacak diye düşünmeliyiz. Bugün dünya, câzibesiyle erkekli kadınlı hepimizi büyülemiş, bizi bir ahtapot gibi sarıp kendine bağlamıştır. İşte bu sebeple kabristanda yatanların halini gördüğümüz zaman, belki bağlanan basiretimiz çözülür, katılaşan kalblerimiz yumuşar.
KABİR ZİYARETİ ADABI
Bir kimse kabristana gittiği zaman, aşağıdaki hadislerde görüleceği şekilde, önce kabir halkına selâm vermeli, onlara dua etmeli ve sonunda kendisinin de onlar gibi olacağını düşünmelidir. Kabrini ziyaret ettiği kimse sanki sağ imiş de onunla konuşuyormuş gibi yüzünü ona dönerek yanına yaklaşmalı ve rahatsız değilse ayakta durmalıdır. Sağlığında kendine çok yakın ise, yakınına varmalı, fazla yakın değilse uzakça durmalı, sonra da ona dua etmelidir.
Kabirde yatan kimse ne kadar büyük olursa olsun, ondan asla bir şey istememelidir. Çünkü kendisinden bir şey istenecek olan sadece Allah Teâlâ’dır.

HADİSTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ
  1. İslâmiyet’in ilk yıllarında Peygamber Efendimiz, İslâm öncesi devrin kabristanla ilgili kötü âdetlerini unutturmak için kabir ziyaretini yasakladı. Bu kötü âdetler unutulunca, yasağı kaldırdı.
  2. Kabir ziyareti kalbleri yumuşattığı, insana âhireti ve ölümü hatırlattığı için zaman zaman kabristana uğramalı, öldükten sonra orada geçecek günleri düşünmelidir.
  3. Kadınların kabirleri ziyaret etmesinde dinî bir sakınca yoktur.
PEYGAMBERİMİZ KABİR ZİYARETLERİNDE OKUDUĞU DUALAR
Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Âişe’nin yanında kaldığı gecelerin sonuna doğru Bakî mezarlığına giderek şöyle derdi:
“Selâm size, ey mü’minler diyârı! Başınıza geleceği söylenen şeylerle nihâyet karşılaştınız. Şimdilik ileri bir tarihe bırakıldınız. İnşallah yakında biz de aranıza katılacağız.
Allahım! Bakîü’l-garkad mezarlığında yatanları bağışla!”
(Müslim, Cenâiz 102. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, )
****
Büreyde radıyallahu anh şöyle dedi:
Hz. Peygamber ashâb-ı kirâma, kabristana gittikleri zaman şöyle demelerini öğretirdi:
“Selâm size, ey bu diyârın mü’min ve müslim halkı! İnşallah yakında biz de aranıza katılacağız. Allah’ın bizi de sizi de bağışlamasını dilerim.” (Müslim, Cenâiz 104. Ayrıca bk. Nesâî,)
İbni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Medine’de bazı kabirlere uğradı. Yüzünü onlara dönerek şöyle buyurdu:
“Selâm size, ey bu kabirlerde yatanlar! Allah bizi de sizi de bağışlasın. Siz bizden önce gittiniz. Biz peşinizden geleceğiz.” (Tirmizî, Cenâiz 59)

PEYGAMBERİMİZ (S.A.V) KABİR ZİYARETLERİNİ NASIL YAPARDI?
Bu üç hadiste, Peygamber Efendimiz’in kabristana gittiği zaman ölülere nasıl hitap edip selâm verdiğini, kendisini onlara ne kadar yakın hissettiğini görmekteyiz.
Birinci hadiste, Hz. Âişe’nin yanında kaldığı gecelerin sonuna doğru Resûlullah Efendimiz’in, Bakî veya Bakîü’l-garkad adıyla anılan Medine mezarlığına gittiğini gördük. Bakî Mezarlığı o devirde garkad adı verilen böğürtlen çalılarıyla kaplıydı. Bu sebeple oraya “garkad ormanı” anlamına gelmek üzere Bakîü’l-garkad denirdi. Fakat Türkler o diyara duydukları derin sevgi sebebiyle Mekke mezarlığını Cennetü’l-Muallâ, Medîne mezarlığını da Cennetü’l-Bakî diye ana gelmişlerdir.
Bir gece yarısı Peygamber Efendimiz Hz. Âişe’nin odasında uyurken Cebrâil aleyhisselâm Resûl-i Ekrem’i uyandırdı ve getirdiği emri tebliğ etti: Allah Teâlâ onun Bakî Mezarlığı’na gidip ölülere dua etmesini istiyordu.
Allah’ın Resûlü Hz. Âişe’yi uyandırmamaya çalışarak yavaşça kalktı. Onun bu hâli Âişe annemizi kuşkulandırdı. Acaba benim yanımdan kalkıp başka bir hanımına mı gidiyor diye düşündü. Sonra da Resûlullah Efendimiz’in peşine takılarak kabristana kadar onu takip etti. Zaten Cennetü’l-Bakî Efendimiz’in evine çok yakındı. Peygamber aleyhisselâm’ın iki gözü iki çeşme ağlayarak ümmetine dua ettiğini görünce çok utandı. Orada biraz durup Peygamberi Zîşân’ın bu coşkulu halini seyretti. Sonra da koşarak eve döndü ve yorganı başına çekerek uyuyormuş gibi yaptı. Onun arkasından hemen eve dönen Efendimiz Hz. Âişe’yi nefes nefese görünce durumu anladı ve ona:
“Allah ve Resûlü’nün sana haksızlık edeceğinden mi korktun?” diye sitem etti ve böylece kendi davranışlarının Allah Teâlâ tarafından kontrol edildiğini belirtmiş oldu.
Resûl-i Ekrem Efendimiz ölülere hitâb ederken:
“Başınıza geleceği söylenen şeylerle nihâyet karşılaştınız” buyuruyor. Bu sözleriyle onlara, dünyada bulundukları sırada âhirete dair kendilerine anlatılan ve başlarına geleceği söylenen gerçeği sonunda bizzat yaşadıklarını hatırlatıyor.
“Şimdilik ileri bir tarihe bırakıldınız” sözüyle de asıl hesabın daha sonra görüleceğini, ileride onları daha zor bir maceranın beklediğini haber veriyor. Şüphesiz bu gerçeği toprağın altına girenler çok iyi öğrenmiş, geride bıraktıklarının yalan olduğunu anlamışlardır.
Burada Hz. Ali’nin o değerli sözlerini hatırlamalıdır. Hz. Ali bir kabristana uğradığı zaman, orada yatanlara şöyle hitâb edermiş:
“Bırakıp gittiğiniz evleri şimdi eller tuttu.
Mallarınız paylaşıldı bitti.
Karılarınızı başkaları nikâh etti.
Bunlar bizim tarafta olup bitenler. Âh! Keşke bir de sizin tarafta olup bitenleri öğrenebilseydik!
Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, onların konuşmalarına izin verilseydi, en hayırlı azık Allah korkusudur, derlerdi” (İbni Abdirabbih, el-İkdü’l-ferîd, III, 236-237).
Bu pırlanta sözler, ölümü hatırlarına bile getirmeden “hepsi benim olsun” diye dünyaya sarılanların hazin sonunu çarpıcı bir şekilde dile getirmektedir.
Peygamber Efendimiz’in yukarıdaki üç hadisin ikisinde “İnşallah yakında biz de aranıza katılacağız”, birinde ise “Siz bizden önce gittiniz. Biz peşinizden geleceğiz” buyurması çok anlamlıdır. İnsan ölülere böyle selâm verirken, “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit” kabilinden olmak üzere bu sözleri daha çok kendi nefsine hitâben söylemelidir. Zira kabristana bakarak “İnşallah yakında biz de aranıza katılacağız” dediğimiz zaman, ölümü düşünmek istemeyen nefsimiz belki sarsılıp kendine gelebilir.
HADİSLERDEN ÖĞRENDİKLERİMİZ
  1. Erkek ve kadın herkes kabirleri ziyaret etmelidir.
  2. Ölülere dua etmek onlara fayda verir. Bu sebeple kabristandaki müslüman ölülere dua etmelidir.
  3. Kabristandakilere yarınki komşularımız gözüyle bakmalıdır.
  4. Kabristan sadece gündüz değil, gece de ziyaret edilebilir.
Kaynak: Riyazüs Salihin – Hadis-i Şerif Tercümesi, Erkam Yayınları

***************************
KABİR AZABININ ÖLÜDEN HAFİFLETİLMESİ İÇİN KABRİN ÜZERİNE YAŞ HURMA DALI DİKEBİLİR MİYİZ?

SORU: Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in azabın hafifletilmesi için kabirlerinde azap gören iki kişinin kabrinin üzerine iki yaş hurma dalı koyduğunu bir hadiste işitmiştim. Fakat bunun hikmetini bilEmemiştim.Kabir azabının ölüden hafifletimesi için Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yaptığı gibi bir davranışta bulunmamız câiz midir?

Cevap metni

CEVAP:
Hamd, yalnızca Allah'adır.
Birincisi:
Evet zikrettiğiniz hadis doğrudur. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sâbit olduğuna göre, o iki kabre uğramış ve şöyle buyurmuştur:
إِنَّهُمَا لَيُعَذَّبَانِ، وَمَا يُعَذَّبَانِ مِنْ كَبِيرٍ، ثُمَّ قَالَ: بَلَى. أَمَّا أَحَدُهُمَا فَكَانَ يَسْعَى بِالنَّمِيمَةِ، وَأَمَّا الْآخَرُ فَكَانَ لاَ يَسْتَتِرُ مِنْ بَوْلِهِ، قَالَ: ثُمَّ أَخَذَ عُودًا رَطْبًا فَكَسَرَهُ بِاثْنَتَيْنِ، ثُمَّ غَرَزَ كُلَّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا عَلَى قَبْرٍ، ثُمَّ قَالَ: لَعَلَّهُ يُخَفَّفُ عَنْهُمَا مَا لَمْ يَيْبَسَا
[ رواه البخاري ومسلم ]
'Şüphesiz ki o ikisi azap çekiyorlar.Çektikleri azap da büyük bir şey değildir (kolay olan, fakat ondan korunmaları nefislerine zor gelen bir şey idi.) Oysa o şey, büyük günah idi.' Sonra şöyle buyurdu:'Evet! Onlardan birisi, (insanlar arasında) laf getirip-götürürdü.Diğeri ise idrar sıçrantısına karşı korunmazdı. Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- sonra yaş bir dal isteyerek onu ikiye ayırdı. Bir parçasını birinin üzerine dikti, diğerini de öbürünün üzerine dikti ve: 'Bu iki dal, yaş kaldıkça o ikisinden azabın hafifletimesini ümit ederim' buyurdu." [Buhârî, hadis no: 1387, Müslim, hadis no: 292]

Bu hadis, kabir azabının hafifleyebileceğine delildir. Fakat bu iki yaş hurma dalının, bu iki kabirde yatan kimselerden azabın hafifletilmesi ile ilgisi nedir?
1. Çünkü iki yaş hurma dalı, kurumadığı sürece Allah Teâlâ'yı tesbih eder. Tesbih ise ölünün üzerindeki kabir azabını hafifletir.
Bazı âlimler, bu sebeplere binâen -uzak bir ihtimal olabilir-, kabirlerde yatanlardan azabın hafifletilmesi için, insanın kabirlere gitmesinin ve kabirlerin yanında tesbihte bulunmasının sünnet olduğu hükmünü çıkarmışlardır.
2. Yine bazı âlimler şöyle demişlerdir: Bu, çok zayıf bir sebeptir. Çünkü iki hurma dalı, ister yaş olsun, isterse kuru olsun, her hâlukârda Allah Teâlâ'yı tesbih eder.
Nitekim Allah Teâlâ, yerde ve gökte olan her şeyin kendisini tesbih ettiğini haber vererek şöyle buyurmuştur:
( تُسَبِّحُ لَهُ السَّمَاوَاتُ السَّبْعُ وَالْأَرْضُ وَمَنْ فِيهِنَّ وَإِنْ مِنْ شَيْءٍ إِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ وَلَكِنْ لا تَفْقَهُونَ تَسْبِيحَهُمْ إِنَّهُ كَانَ حَلِيماً غَفُوراً) [ سورة الإسراء الآية: ٤٤ ]
"Yedi kat gök, yeryüzü ve bunların içinde bulunanlar, O'nu tesbih ederler.O'na hamd ederek tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur.Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız. O, halîmdir, çok bağışlayıcıdır." [ İsrâ Sûresi: 44]
Nitekim kuru olmalarına rağmen taşlar, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in önünde Allah Teâlâ'yı tesbih etmişlerdir. O halde buradaki sebep nedir?
Buradaki sebep şudur: Çünkü Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu iki yaş hurma dalı kurumadığı sürece, o ikisinden kabir azabını hafifletmesini Allah -azze ve celle-'den ümit etmiştir. Yani kabir azabının hafifletilmesinin süresi, pek uzun değildir. Bunun sebebi ise, o ikisinin dünyada yapmış oldukları şeyden şiddetle sakındırmak içindir. Çünkü o ikisinin dünyada yaptıkları, büyük günahlardan idi.
Nitekim yukarıda Buhârî ve Müslim'in rivâyet ettiği hadiste, Paygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sözü bunu göstermektedir:
"Oysa o şey, büyük günah idi."
Onlardan birisi, idrar sıçrantısına karşı korunmazdı.İnsan, idrar sıçrantısından korunmadığı takdirde, abdestsiz olarak namaz kılmış gibi olur.Diğeri ise, insanlar arasında laf getirip-götürür, Allah'ın kullarının arasını bozar, onların arasında düşmanlık ve kin tohumlarının yayılmasına sebep olurdu. -Bu durumdan Allah'a sığınırız-. Dolayısıyla bu iş, çok tehlikelidir.
Bu, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in kabir azabı gören iki kimseye -ümmetini bundan şiddetle sakındırmak için- O'nun geçici bir şefaatı olduğuna delâlet eden hadisin anlamına daha yakındır. Yoksa Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sürekli olan şefaatinden cimrilik ettğinden dolayı değildir.
İkincisi: Bazı âlimler -Allah onları affetsin-, şöyle demişlerdir: Kabir azabının ölünün üzerinden hafifletilmesi için, insanın yaş bir hurma dalını veya ağacı veyahut buna benzer bir şeyi kabrin üzerine dikmesi, sünnettir. Fakat hadisten çıkarılan bu hüküm, haktan çok uzaktır ve bu davranış, şu sebeplerden dolayı câiz değildir:
1. Kabirde yatan ölünün durumu, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gösterildiği gibi, bize gösterilmemiştir. Kabirlerinde azap gören iki adamın durumunu, Allah Teâlâ vahiy yolyla Peygamberi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e göstermiştir.
2. Şayet biz de böyle yapar ve ölünün kabrinin üzerine yaş dal veya ağaç dikersek, ölüye kötülük etmiş oluruz. Çünkü ölünün azap gördüğünü zannederek onun hakkında kötü zanda bulunmuş oluruz. Onun azap gördüğünü nereden biliyoruz. Belki nimetler içerisinde yaşıyordur. Belki Allah Teâlâ bu ölüye lütufta bulunarak ölmeden önce onu bağışlamıştır. Çünkü rahmetinin sebepleri pek çoktur. Dolayısıyla kullarının Rabbi olan Allah Teâlâ onu bağışlamış olabilir ki o zaman da bu kimse azabı hak etmiş olmaz.
3. Kabir azabının ölünün üzerinden hafifletilmesi için, insanın yaş bir hurma dalını veya ağacı veyahut buna benzer bir şeyi kabrin üzerine dikmesi sünnettir diye çıkarılan hüküm, ilk müslümanların izlediği yola aykırıdır.İnsanlar içerisinde Allah'ın dînini en iyi bilen kimseler olmalarına rağmen, ilk müslümanların sünnetinde böyle bir davranış yoktur.
4. Allah Teâlâ bize bundan daha hayırlı bir yolu göstermiştir.
Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ölüyü defnettikten sonra kabrinin başında durur ve onun için şöyle duâ ederdi:
اِسْتَغْفِرُوا لِأَخِيكُمْ، وَسَلُوا لَهُ بِالتَّثْبِيتِ، فَإِنَّهُ الْآنَ يُسْأَلُ [ رواه الترمذي ]
"Kardeşiniz için Allah Teâlâ'dan bağışlanma isteyin ve (kabirdeki sorgu sırasında cevap verirken) onun için sebat dileyin. Çünkü o, şu an sorguya çekilmektedir." [Tirmizî]
Mecmû'u Fetâvâ Muhammed b. Salih el-Useymîn, cilt: 2, sayfa: 30'dan alıntı yapılmıştır.
 
Bunlar da ilginizi çekebilir...
Ramazanın son 10 günü içerisinde duaların kabulü için okunacak ayetler
  • deniz feneri
  • deniz feneri,
  • Dini Konular
  • 1    6K
Ramazanın son günleri için uyanık fikirler...
  • deniz feneri
  • deniz feneri,
  • Dini Konular
  • 2    5K
Geri