Ansiklopedi

209
220
471,667
81
105
197,221
Şehir Malatya
Fotovoltaik, güneş pilleri ya da dizinleri sayesinde ışık kaynağından, çoğu zaman Güneş'ten, elektrik elde etme yöntemidir. Fotovoltaik aynı zamanda bu konuda yapılan çalışmalara verilen genel bir addır. Fotovoltaik elektrik Kristalin güneş hücresindeki alt tabaka kısmı, P tipi materyallerden (örneğin alüminyum, galyum, indiyum) bir tanesi ile kaplanarak yeşil boşlukları oluşturmaları sağlanır. N tipi üst tabaka ise fosfor, arsenik veya antimon gibi gezgin elektronlar yaratan kimyasallarla kaplanır. Burada amaç, elektronların üzerine düşen ışığın, bu elektronları P bölgesi olan alt tabakaya doğru harekete geçirmeleridir. Bu elektronlar, güneş hücresindeki çizilen yollardan veya kısa devrelerle bu iki tabakayı birbirinden ayıran bariyer...
Camembert, adını Fransa'nın Orne ilindeki Camembert kasabasından alan bir tür küflü peynirdir. Peynir Fransa'nın kuzeyindeki Normandiya bölgesindeki bu kasabada, 18. yüzyıl sonlarından itibaren üretilmeye başlamıştır. Peynir, ilk üretilmeye başladığından beri günlük inek sütüyle yapılmaktadır. Özellikle I. Dünya Savaşı sonrasında oldukça fazla tüketilen bir peynir türü olmuştur. Zamanla tüketme pratikliği ve lezzetiyle uluslararası bilinen peynirlerden biri olmuştur. Peynir sıcak havalarda Türkiye'deki Kaşar peyniri gibi erimektedir. Bu özelliğiyle peynir, Salvador Dali'nin ünlü 1931 tablosu Belleğin Azmi'nin ilham kaynağı olarak bilinmektedir.
Osmanlı’nın kuruluş zamanında gerçekleştirdiği Rumeli fetihleri göz ardı edilirken, Fatih Sultan Mehmet 1453’te İstanbul’u fethettiğinde Bizans tarihe gömülmüş ve Türk ulusu Ortadoğu’daki en büyük güç konumuna yükselmişti. Çünkü Osmanlı Devleti toprakları, aynı zaman Çin’den başlayarak Orta Asya üzerinden Anadolu’ya ve oradan da Avrupa güzergahında ilerleyen “İpek Yolu” ve Hindistan üzerinden Irak, İran ve Suriye’den Akdeniz limanlarına ve İskenderiye’ye giden “Baharat Yolu (Buhur Yolu)”nu kendi kontrolünde tutmaktaydı. Osmanlı fetihlerini sürdürürken, Haçlı Seferleri sonrasında bilim ve teknik olarak gelişen Avrupa Devletleri ilk başlarda dini amaçla başlattıkları keşifleri artık Doğu’nun zenginlikleri için sürdürmek amacındaydılar...
Suikast, bilinen en eski terörist taktiğidir ve günümüzde de sıkça başvurulmaktadır. Toplumda kargaşa çıkarmak ve devletin yabancı devletler karşısında güvenliğini tehlikeye düşürmek amacıyla devlet büyüklerine, siyasi ve askeri liderlere veya toplumca sevilen kişilere yöneltilen silahlı saldırılardır. Suikastlar, ihtilale ilişkin nedenlerden, ekonomik nedenlerden, ideolojik nedenlerden, psikolojik nedenlerden, kişisel nedenlerden, para ve menfaate dayanan nedenlerden kaynaklanmaktadır. Suikastlar için, genel olarak, binaların giriş çıkışları, otoya biniş ve iniş anı, gidiş geliş güzergahları, araçların durduğu noktalar, tören ve merasim alanları uygun noktalardır. Suikastlarda, her türlü ateşli ve ateşsiz silahlar. patlayıcı...
MÖ 2000 yıllarında , Kafkaslar üzerinden Anadolu'ya gelerek Kızılırmak çevresine yerleştiler.Kendilerinden önce bu bölgede kurulmuş olan Hattilerin kültürlerinden etkilenerek Hitit uygarlığını meydana getirdiler.Hitit tarihi , Eski Devlet (MÖ 1800 - MÖ 1400) , Yeni Devlet (MÖ 1400 - MÖ 1200) ve Geç Hitit Şehir Devletleri (MÖ 1200 - MÖ 700) olmak üzere üç dönemde incelenir. a)Eski Hitit Devleti (MÖ 1800 - MÖ 1400) Anadolu'da küçük krallıkların egemenliklerine son vererek merkezi birlik kurmaya yönelik ilk adım Kuşşara Kralı Anitta tarafından atıldı. Anitta, Kuşşara'nın sınırlarını genişleterek Neşa (Kaniş) ve Hattuşaş'la birlikte birçok kenti kendine bağladı. Neşa kentini başkent yaparak burada kendisi için bir saray ve tanrılar için...
EKONOMIK KRIZ NEDIR, ÖZELLIKLERI NELERDIR, NASIL GELISIR? Yaklaşık bir buçuk yıldan beri ve son aylarda daha sık olarak, hep aynı sözcükleri duyuyoruz: Ekonomik kriz, resesyon, depresyon... Sebebi dünyayı saran, bu arada Türkiye’yi de sarsmakta olan küresel kriz. Gazeteler, TV programları, beyanatlar bununla ilgili haber ve yorumlardan geçilmiyor. Adı da konuldu şimdiden: 2007-2008 Küresel Krizi… Şimdiye kadar dünyada görülmüş en büyük kriz sayılan 1929 dünya bunalımı ile karşılaştırılıyor, hattâ şiddetiyle onu geride bırakacağı ileri sürülüyor. Ancak yapılan analiz ve yorumlar olup bitenin daha ziyade somut yönüyle ilgili…, teorik yönü ihmal ediliyor gibi geliyor bana. Bir olgu olarak ekonomik kriz nedir, özellikleri nedir, nasıl...
Yıldız; gökyüzünde görülen ışıklı cisimlere genel olarak verilen addır. Gece gökyüzüne baktığımız zaman gördüğümüz sayısız ışıklı nokta aslında bizim dünyamızdan, hatta güneşimizden çok daha büyük birer güneştir. Fakat bize çok uzak oldukları için küçük bir nokta gibi görünürler. Yıldızların bizden çok uzakta bulunmaları, incelenmelerini, haklarında bilgi edinilmesini güçleştirir. Ne var ki, ilk çağlardan beri insanların dikkatini çeken yıldızlar üzerinde araştırmalar, gözlemler yapılmış, bunun sonucunda yalnız gök olaylarıyla, yıldızlarla ilgilenen bir bilim dalı ortaya çıkmıştır. Bu bilim dalına astronomi adını veriyoruz. Tarih boyunca, birçok bilgin, yıldızları, gökte geçen olayları incelemiştir. Her bilginin yıldızlar...
Jön Türkler Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde ortaya çıkan, önceden muhalif daha sonradan ise iktidar gücü olan laik ve meşrutiyetçi kişilerdir. Jön Türkler, 19. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı İmparatorluğu’nda dönemin padişahı II. Abdülhamit’i hedef almıştır. Jön Türkler, her ne kadar İmparatorluğun içinde bulunduğu kötü durumu, düzeltme gayesinde olduklarını belirtmişlerse de kendi aralarındaki fikir birliğini tam olarak kuramadıkları için bu gayelerinde başarılı olamamışlardır. Milliyetçilikten ziyade Osmanlıcılık kavramını savunmuş ve azınlık hakları üzerinde çalışmalarda bulunmuşlardır. Yeni Osmanlılar” ve “Genç Türkler” de denilen bu grup mensupları, Avrupalıların onlara verdikleri Fransızca “Jeunes Turcs” adıyla meşhur...
Bizans İmparatorluğu olarak bilinen Doğu Roma İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu’nun Doğu kısmı olarak M.S. 395‘de kurulan ve İstanbul’un 1453’te Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesinin ardından tarihe karışan imparatorluktur. Alman Hieronymus Wolff’un adlandırmasıyla Bizans İmparatorluğu, Romalıların doğuda sahip olduğu toprakları, Tuna’dan Germenlerin ve Slavların; Fırat’tan da Perslerin ikili baskısına karşı koruma sorunundan doğmuştur. Bu baskılara karşı imparatorluğa Roma’dan daha yakın ve daha kolay korunabilir bir siyasi ve askeri merkez lazımdı. Büyük Konstantin olarak bilinen Constantinus, eski Bizantion’un yerine ölümünden sonra kendi adının verildiği (Konstantinopolis) böyle bir sebeple kurdu. İki deniz...
Cumhuriyet ve kazanımları üzerinden yürütülen popüler ama içi boş tartışmaları bir kenara bırakmayı başarabilirsek, tarihimizle ilgili sisli perdeler ardında kalmış gerçekleri gün ışığına çıkarmamız çok daha kolay olur. Misal, 1826-1920 yılları arasındaki “Batılılaşma” , “Yenilenme” veya “Modernleşme” diye adlandırılan bölümde, Osmanlı'nın dünyaya karşı çağın gerisinde kalmamak adına gerçekleştirdiği reformlar ile verdiği kültürel savaşın izleri açıkça görülmektedir. Klasik Batı Müziği ile ilgili çalışmalara da biz bu vesileyle ulaşmış olduk. 1. Batı Kültürü ve Osmanlı Müziği Etkileşimi - Batı ile etkileşimin ilk örneklerinin, Osmanlı Mehter Takımı vesilesiyle gerçekleştiğini söyleyebiliriz. - Mehter müziği Avrupa'da...
Osmanlı tarihinin en önemli olaylarından biri de hiç şüphesiz Tanzimat Fermanı’dır. Tanzimat ne demektir ve Tanzimat Fermanı ile ne olmuştur? Tanzimat Fermanı Nedir? Tanzimat Fermanı, Türk tarihinde demokratikleşmenin ilk somut adımıdır. Sultan Abdülmecit döneminde dışişleri bakanı Mustafa Reşit Paşa tarafından okunmuştur. (Gülhane Parkı’nda okunması nedeniyle) Gülhane Hatt-ı Hümayunu veya Tanzimat-ı Hayriye diye de bilinir. Tanzimat Fermanının İlan Nedenleri - Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa meselesinde Avrupa’nın desteğini almakAvrupa’nın Osmanlı iç işlerine karışmasını önlemek. - Fransız İhtilali’nin milliyetçilik etkisini azaltmak. - Gayrimüslimleri devlete bağlamak. Tanzimat Fermanı İle İlgili Detaylı Bilgi Tanzimât...
MEHTER NEDİR ? Mehter Türk kültüründe dost, sevgi, birlik ve kahramanlık ocağıdır. Mehteri kendine has özellikleri ile korumak yaşatmak gelecek nesil'e bırakmak her Türk'ün görevidir. Mehter; mızıkacı, çadırcı, kavas gibi muhtelif manalarda kullanılmış bir tabir olup Farsça " MIHTER" kelimesi ile ifade edilen ve Osmanlıca ULU-BÜYÜK manasına gelen kelimesinden alınmıştır. Dilimizde bu kelimenin Arapçalaştırılmış şekillerinden " MEHTER" kullanılmaktadır. MEHTERİN ÖNEMİ ! Bu konuyla ilgili olarak Evliya Çelebi, Sultan 4.Murat devrinde ordu ile ilgili yaşanmış bir olayı şöyle nakleder: "Mimarların mı, yoksa mehterlerin mi alayda önceliği konusunda karar verilemez. Bu hususda görüşmek üzere Mimarbaşı ile Mehterbaşı Sultan...
Buzul Çağları, yeryüzü ve atmosferde sıcaklığın uzun bir süre azaldığı, Kutup ve Alp buzullarının genişlediği çağlardır. Buzul periyotları milyarlarca yıl boyunca zaman zaman gerçekleşmiştir. Bu periyotlar, kutuplardaki, dağ zirvelerindeki kar ve buzulların yayılarak dünya yüzeyinin büyük kısmını kapladığı zaman aralıkları olarak tanımlanmaktadır. Buzul Çağları ve Küresel Isınma Günümüzden yaklaşık 2,5 milyon yıl önce başlayan ve ‘Pleistosen’ olarak adlandırılan periyotla başlayan buzul çağları bundan yaklaşık 10.000 veya 14.000 yıl önce sona ermiş, içinde bulunduğumuz buzul periyotu olan “Halosen çağı” başlamıştır. Dünyamızda bulunan Antartika, Grönland ve...
Kalan minaresi 1127 yılında Karahanlılar tarafından yapılmış ve cami mimarisine yeni bir boyut getirmiş önemli bir eserdir. Minare aşağıdan yukarıya doğru incelen silindir biçimlidir. Gövdesi tuğla malzeme ile şekillendirilmiş, geometrik kabartmalar ve bordürlerle süslenmiştir. Buhara'nın en çok dikkat çeken yapılarından biri olan minare, adını, Özbek dilinde "büyük" anlamına gelen "kalon"dan aldı. Karahanlılar döneminden önceki cami minareleri daha alçak ve daha gösterişsiz yapılardı. Karahanlılar döneminde ise cami minareleri daha uzun, daha estetik ve daha gösterişli yapılmaya başlandı. Osmanlı döneminde yapılan camiler de, Mimar Sinan’ın yaptığı camiler de Karahanlılar’ın mimari yapıları ilham kaynağı olmuştur. "Büyük minare"...
Osmanlı lirası, Osmanlı İmparatorluğu'nda 1844'ten 1 Kasım 1922'ye kadar kullanmış resmî paradır. Saltanatın kaldırılmasından sonra Türkiye'de 23 Ekim 1923'e kadar kullanıldı. Lira ana paraydı, mecidiye, kuruş ve para alt birimleriydi. 1 lira = 5 mecidiye, 1 lira = 100 kuruş, 1 lira = 4000 para idi. Osmanlı Bankası, ilk kâğıt parasını 1862 yılında Kaimeyi tanıtarak başladı. Bu para 200 kuruş'a denk gelmekteydi. Banknotlar Türkçe ve Fransızca olarak basılmaktaydı. 1873 yılında 1, 2 ve 5 liralar tanıtıldı. 1876 yılında daha küçük değerlerde 1, 5, 10, 20, 50 ve 100 kuruşlar tanıtıldı. 1908 yılında 50 ve 100 liralar tanıtıldı. 1912'de Osmanlı Maliye Nezareti kâğıt paraları tanıttı. İlk olarak 5 ve 20 kuruşlar ve ¼, ½, 1 ve 5 liraların...
Yazlık kültürü Osmanlı'da başladı.. İstanbul'un en eski sayfiye yeri Boğaziçi'ydi. Sayfiyenin Osmanlı'ya ait olduğunu anlamak için ahşabın koyu kırmızı renkte olması, kıvrımlardan ve desenlerden oluşması yeterliydi. 18-19. yüzyıla kadar Çamlıca’yla beraber, İstanbul’un en eski sayfiye yeri Boğaziçi'ydi. Boğaziçi’nde padişahların yazın göçmesi için çeşitli sahil sarayları vardı. Hatta o dönem göç, asıl anlamını kaybederek Suriçi’ndeki kışlık evlerden, yazın Boğaziçi’ndeki köşklere ve yalılara taşınmayı temsil ediyordu, yani Sepetçiler Kasrı’na, Beşiktaş Sahilsarayı’na veya Çırağan sahil sarayına. Boğaziçi o zamanlar padişahların dinlenme adresiydi. SAYFİYE AKIMINI FATİH SULTAN MEHMED BAŞLATTI Fatih Sultan Mehmed’in Beykoz’a Tokat...
Amerika'nın ötekileştirici yüzü: Çirkin Yasası 19. yüzyılın ayrılıkçı politikalarında belki de en ağır bedeli Amerika bizzat kendi halkına ödetti. Engellilerin ötekileştirmeye maruz kaldığı akıl almaz bir yasa hayata geçirilmişti. Amerika'nın kara lekeleri saymakla bitmez, biz yalnızca birini aktaracağız. Kuzey - Güney şeklinde ikiye ayrıldıkları ve 600 bin kişinin hayatına mal olan kanlı iç savaşın ardından kölelik kaldırılmıştı ancak kölelik utancının kalkmasından yalnızca 2 yıl sonra bir başka utanç yasası devreye sokuldu. Günümüzde dahi çok sık örnekleriyle sık sık karşı karşıya geldiğimiz ayrımcı davranışlar 19. yüzyılda tesirini artırmıştı. Amerika’nın özellikle ‘siyahiler’ konusundaki aşağılayıcı tutumunu bilmeyen...
Baktığınız zaman tuhaf gelecek ama Ortaçağ’da Avrupa ülkeleri, hayvanları işledikleri suçlardan dolayı mahkemeye çıkarıp yargılandıktan sonra, idam ediyordu. Hayvanlar yargılanabilir mi? Tabii ki hayır. Şimdilerde gayet garip ve saçma gelen bu soru Ortaçağda saçma değildi… Evet yanlış duymadınız. İşlediği suçlar nedeniyle idama mahkum edilen hayvanlar vardı. TIRTIL BİLE YARGILANIYORDU Ortaçağ Avrupası’nda her ne kadar en çok yargılanıp idam edilen canlıların başında domuz gelse de, at, köpek, inek, boğa, koyun, keçi, tavuk, ördek, eşek, köstebek ve fare gibi hayvanlar, çekirge, salyangoz, solucan, sinek, tırtıl, bit ve pire gibi böcekler ve hatta yılan balığı ve yunus gibi su altı canlıları bile yargılanıp idam ediliyordu...
En kanlı savaşlar Çin'e ait Dünya savaşları, Rusya iç savaşı, Napolyon savaşları… Bu savaşların hiçbiri ne Çin’in iç savaşları ne de yaptığı savaşlar kadar kanlı olmadı. Çin medeniyeti, yüzyıllardır dünyanın en kalabalık medeniyetlerinden biriydi. Ülkede bulunan hanedanların ordu sayısı çok fazlaydı ve çıkan savaşlarda çok sayıda asker kaybediliyordu. Ülkedeki iç karışıklıkların sürekli çıkmasından dolayı, halk çoğu zaman hanedan orduları tarafından katlediliyordu. Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı’nda ölen insan sayısının toplamı, dünyadaki en kanlı savaşların içerisinde bulunan ilk 7 Çin savaşının yarısı kadar bile değil. Çin’in yapmış olduğu bu 7 savaşta ölen insan sayısı yaklaşık olarak 200.000.000 kişi. Birinci...
Geri